Saygı Öztürk

Saygı ÖztürkMenzil yazarı
Yazar
7.8/10
463 Kişi
1.791
Okunma
76
Beğeni
6bin
Görüntülenme

Saygı Öztürk Gönderileri

Saygı Öztürk kitaplarını, Saygı Öztürk sözleri ve alıntılarını, Saygı Öztürk yazarlarını, Saygı Öztürk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tespit ettin mi? Diye sordu. Karşısındaki ona 5-6-2 tamam reis karşılığını verdi
Sayfa 28 - KırcıKitabı okuyor
Emniyet amiri Mustafa bey, Pol- bir üyesiydi. Yani ülkücü olarak tanınırdı
Sayfa 23 - ÖztürkKitabı okuyor
Reklam
Böyle devrimcilik mi olur lan; bir silahınız bile yok kim kandırıyorsunuz?
Sayfa 22 - KırcıKitabı okuyor
172 syf.
·
Puan vermedi
Saygı Öztürk'ün "Devletin Derinlerinde" adlı eseri, Türk siyasi tarihindeki önemli olayları, ihanetleri ve derin devlet yapılanmasının karmaşıklığını detaylı bir şekilde ele alıyor. Kitap, okuyucuya Türkiye'nin yakın tarihinde yaşanan çalkantıları ve siyasi figürlerin arkasındaki gizli ilişkiler ağını açıklamaya çalışırken, cesur bir bakış açısı sunuyor. Öztürk, belgelere dayalı araştırmaları ve sağlam analizleriyle, okuyucuları kitabın sayfalarında sürükleyici bir yolculuğa çıkarıyor. Türkiye'nin karmaşık siyasi yapısını anlamak isteyen herkes için önemli bir kaynak olan bu eser, siyasi tarih ve derin devlet konularına ilgi duyan herkesin dikkatini çekecek nitelikte.
Devletin Derinliklerinde
Devletin DerinliklerindeSaygı Öztürk · Doğan Kitap · 2007144 okunma
Kürtçülük faaliyeti dışarda artıyor!
Umumi Müfettiş Abidin Özmen: “Fakat milliyet prensibi sözle olsun her ağızda mevki bulmasından itibaren Kürtler arasında da bilhassa hudutlarımız haricinde yaşayan Kürtler ve bazı muhalifler vasıtasıyla Türk’ten başkalık ve Türk’e düşmanlık duygusunun yer bulduğu muhitler, tesir ettiği şahıslar olmuştur.”
Sayfa 80
İsmet İnönü:
“…ilk tahsil içim okutmakta faydamızın daha siyasi olduğu görüşündeyim. Kürtlerimi ve kolayca Türklüğe dönecek yerleri okutmak, hatta Kürtlere Türkçe öğreterek Türklüğe çekmek için ilk tahsil ve onun iyi hocası çok etkili vasıtadır. Sonuçta ilk tahsil için ayırma siyasası yapılamaz. Zaten sınırlı olan vasıtalarımızı daha çok Türk köylerinde kullanmak elimizdedir.”
Sayfa 68
Reklam
İnönü Giresun’da:
İnönü, kumar ve içkiyle mücadele edilmesi, halkı kahvelerden kurtarıp spor sahasına, güzel dağlara ve denize çekmesi için valiye talimat verdi.
Sayfa 56
İsmet İnönü:
“İnönü, bozuk bir yoldan Erzincan’a ulaştı. İnönü, Erzincan Halkevi’nde Dersimliler (Tunceli) tarafından soyulanları dinliyor. İnönü, “Soyulanlar adeta geçit yaptılar” diyor. İnönü, soygunları, Kürtlerin baskınlarını raporunda şöyle belirtiyor: “Hikayeler çok acıklıdır. Amerika’da çalışarak biriktirdiği para ile dönerken soyulup dilenci haline gelmiş olanlar, bilmem kaç defa sürülerini kaptırarak artık hayvan beslemekten vazgeçmiş olanlar, tarlasına ve merasına gidemeyenler birer birer anlattılar. Dersim Kürtlerine karşı vaktiyle set olan Türk köyleri dağılıp zayıflayarak ve Ermeniler kâmilen (tamamen) kalkarak Dersimlilerin istilasına karşı meydan tamamen boş kalmıştır.”
Sayfa 55
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Saygı Öztürk'ün kaleme aldığı 33 kurşun, yaşanmış olaydan yolaya çıkarak çıkardığı bu kitap beni derinden etkiledi. Malatya'dan yola çıkan askerlerin silahsız ve savunmasız dağıtım yerlerine gönderildiği sırada, Elazığ-Bingöl kara yolunda PKK'lı teröristler tarafından durdurulup acımasızca kurşuna dizilmelerini ve sadece 2-3 erin sağ kurtulduları katliamı, tabi tekerlekli sandalyeye mahkum kalan gazilerin bizzat ağzından o geceyi dinleyip kitap haline getirmiştir. Bu olay 1993 yılında ve teröristlerin en yoğun olduğu bölgelerde şehire kadar inerler. Olay nasıl oldu sorumluları, yani komutanlar, telsiz görevlisinin ihmali ve mahkemeye çıktıkları halde, ceza almadan bir kaçı 1-2 yıl yatıp çıkmaları, sanırım en acısı da bu. Olan yine masum erlere oluyor. Bu olayın gerçekleşmesini sağlayan Şemdin Sakık ile de görüşen, Saygı Öztürk, o gece olayın nasıl olduğunu bizzat onun ağzından dinleyip ve kaleme aldı. Şemdin Sakık suçlamaları kabul etmeyip, bu olayın gerçekleşmesini isteyenin kendisi olmadığını bizzat Abdullah Öcalan'ın istediğini ve olayın üzerine kaldığını söylüyor. Bana göre bu olayda herkes suçlu, askerlerin savunmasız silahsız, bir otobüse doldurup görev yerlerine dağıtmak acımasızca. Herkesin ceza alması gerekirken, ne komutanlar ne diğerleri ceza almıyor. Okurken gözyaşlarıma hakim olamadım, böyle bir olayın 33 askerin şehit edilmesi, teröristler tarafından kol kola girin deyip acımasızca kurşun yağmuruna tutulmaları. Çok acı bir olay.
33 Kurşun
33 KurşunSaygı Öztürk · Doğan Kitap · 200883 okunma
Kitabın son sayfaları da böyle
33 Kurşun
33 Kurşun
Ne kadar acı bir şey, askerlerin silahsız savunmasız gönderilmeleri🥺🥺😥😥
Reklam
33 er için 33 metrelik bayrak direği emekli askerden
Bingöl'e giden her asker ve onun yakınları, 33 askerimizin yollarının kesilip PKK'lılar tarafından araçlarından indirildiği yeri yürekleri sızlayarak görür. Oradan geçerken, "İşte tam burada askerlerin araçları durduruldu. Arabalarından indirildi. Tek sıra halinde buradan götürülüp şehit edildi" diyerek onları anarlar.
Sayfa 108Kitabı okudu
Kamuoyunda "Bingöl Katliamı"olarak bilinen silahsız askerlerimizin kurşuna dizilmesi olayında hep Şemdin Sakık adı öne çıktı. Ancak, mahkeme kararlarını incelediğimde Şemdin Sakık'a 33 erin şehit edilmesi olayıyla ilgili herhangi bir ceza verilmediğini görüyorum. Yani, resmi belgelere göre Şemdin Sakık'ın, 33 erin şehit edilmesinde doğrudan bir rolü olmadığı yer alıyor.
Güzel soru, neden evet Neden?
Yaralı kurtulan ve bugün tekerlekli sandalyede yaşamını sürdüren Erdal Özdemir telefonda Necati Paşa'ya can alıcı şu soruyu yöneltiyor: "Değerli komutanım, 33 askerimizin şehit edildiği dönemde siz de Jandarma Asayiş Kolordusu komutanıydınız. Askerlerimizin niçin silahsız, korumasız olarak dağıtımları yapıldı?" Özgen Paşa, "Silahsız gitmelerinin kendileriyle ilgili bir konu olmadığını" belirtiyor.
Yaralı kurtulan Gazi Erdal Özdemir
E.Ö.: Evet. Bir ara kendime geldim, arkadaşlardan akan kanlar ağzımın içine giriyor. Ondan sonra kafamı çevirdim, tekrar bayıldım, artık sabaha kadar ayılıp bayılıyordum. En son şafak sökmek üzere, Güneş doğmak üzere, arkadaşın birini gördüm, bacağından ve omuzundan yaralıydı. O arkadaşa "İsmail, elbiseni yırt, bacağını sık, kan dinsin" dedim. Elbisesini yırttı, bacağını sıktı, kan dindi. "Biz gidip yardım çağıralım"dediler, onlar gittiler, yardım çağırdılar. Ben tekrar bayıldım, kendime geldiğimde helikopter iniyordu, helikopter bir taş fırlattı, o da ayağıma vurdu. Yaralı kurtuldum. Kendime geldiğimde Diyarbakır'daydım...
"Kan kaybediyordum, ancak bir taraftan da arkadaşımın kanı ağzıma sızıyordu."
977 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.