Selma Fındıklı, Eskişehirde doğdu. Lise yıllarının sonuna kadar da bu kentte yaşadı. Daha sonra, Ankarada Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. 1986 yılından bu yana TRT Ankara Radyosu, Tiyatro Yayınları biriminde dramaturg olarak görevini sürdüren Selma Fındıklı yazmaya 1983 yılında, radyo oyunlarıyla başladı.
Bugüne dek, değişik türlerde otuzu aşkın oyunu yayınlandı. Yazarın, Kurtuluş Düğünü adlı oyunu, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü Edebi Kurulunca 2008de repertuvara alındı. 1994 yılından başlayarak Nereye Yüreğim (roman, 1994); Loş Sokağın Kadınları (öyküler, 1995, Haldun Taner Ödülü 1996); Gözüm Yaşı Tuna Selidir Şimdi (roman, 1997); Ankara İstasyonu, (öyküler, 1997, İş Bankası Edebiyat Büyük Ödülü, 1998); Saray Meydanında Son Gece (roman, 1999); Gümüşlü Martı (roman, 2001); Gecenin Yalnızlığında (roman, 2002); Kum Gülü (roman, 2004); İmbatta Karanfil Kokusu (öykü, 2006, Sait Faik Hikâye Armağanı 2007); Vardar Rüzgârı (roman, 2009) adlı kitapları okurlarıyla buluştu.
Selma Fındıklı'nın aldığım ve okuduğum ilk kitabı "Nereye Yüreğim" idi. Anlatımı o kadar çok ilgimi çekmişti ki diğer kitaplarını da merak edip takip etmeye başladım. "Loş Sokağın Kadınları" ve "Ankara İstasyonu" öykü kitabı ödüller aldığından benim için daha kıymetliydi. Sonrasında okuduğum "Kum Gülü", "Gecenin Yanlızlığında" ve Saray Meydanında Son Gece" romanları beni şimdiki zamandan aldı, başka zamanlara, başka âlemlere götürdü. Kesinlikle film olması gereken kitaplardı bunlar... Sonrasında aldığım yine öykü ödülü almış "İmbatta Karanfil Kokusu" ve "Gözüm Yaşı Tuna Selidir Şimdi" okunacak kitaplarımın arasında beklemekteydi, ta ki Selma Fındıklı aklıma düşüp, yeni kitaplar yazdı mı acaba, çok uzun zamandır kitapçılarda da rastlamadım diye düşünene kadar. Sonra öğrendim ki 2015 yılında radyoevindeki odasında, masasının başında hayatını kaybetmiş. Çok üzüldüm, çok çok üzüldüm, çünkü daha gençti, ölüm ona hiç yakışmıyordu, belki yazacağı daha nice kitapları, ödülleri olacaktı. Ama artık yok, ve yazacağı bir çok eserden onu sevenler mahrum kaldı, umarım yazdıkları bir çok kişiye ulaşır, filmleşir, sinemaya uyarlanır ve adı hep sevgiyle anılır.
#imbattakaranfilkokusu
@selmafindikli
Ah güzel İzmir...
Her semti ayrı güzel ,her semti ayrı dünya ,ayrı bir ruh...
Kurtuluş Savaşı'nda Atatürk'ün 9 Eylülde büyük zaferinin baş kahramanı...
Kitap bir İzmir kitabı.
İzmir'e yolu düşmüş, İzmir'de doğmuş büyümüş farklı din ve ırklardan insan hikayeleri günün şartları, insanların sosyo ekonomik olarak yaşadığı acılar küçük hikayelerle aktarılmış.
Selma Fındıklı 'dan ikinci kitabım, ama kesinlikle son değil.
Yazarın büyülü bir kalemi var. Uzun betimlemeler beni cok sıkar, yazar işte o ayarı çok iyi tutturmuş. Bir de hikayelerin ortasından başlayıp sizi konunun tam içine sokuyor ki hikaye bitmiş. Kendi hayal gücünüzle zamanın şartlarına göre nasıl biter bu hikaye diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz. Çok hüzünlü günleri tatlı tatlı anlatmış.
Kısacası ben sevdim. Siz de deneyin
Selma Fındıklı'dan ilk kitabım. Son olmayacak kesin. Bana biraz Naside Gökbudak havası verdi.
Kitapta farklı yöreler, farklı kültürler 19 Mayıs 1919'dan itibaren genç Cumhuriyeti nasıl karşılamış,10 öyküde bazen gülüp bazen hüzünlenerek anlatılmış.. Bazı hikayeler bitmemiş yarım kalmış. Sanırım yazar okuyucunun hayalgücüne bırakmış devamını. Ben bu yıl umutlu, mutlu bir yıl geçirmek istiyorum hiç bir konuda kendimi demoralize etmemeye kararlıyım. Bu yüzden kitabı okurken hikâyelere hep mutlu sonlar yazdım.
Kitabı okurken bazen Samsun'da Atatürk'ü karşılıyoruz bazen Erzincan depreminde göçük altında çocuğunuza sarılıyorsunuz. Kitap tamamen kahraman bakış açısıyla yazıldığı için kahramanın yerinde olmak kolaylaşıyor. Ben beğendim sıra sizde. Uzun romanlardan sıkılıp konuyu yakalayamanlar için kısa hikâyeler bir başlangıç olabilir. Hem dilde fazlasıyla sade,biraz farklı ağız biliyorsanız fazlasıyla da akıcı.
#tütüniskelesindebirvapur