Koca göl, hepsini bir anda yutuvermiş. Kendisinden başka hayatta kimsecikler kalmamış. Dervişin ahı tutmuş, kırılan bir gönül, bir kasabaya mal olmuş.
O günden sonra, bu koca göle "Sapanca" adı verilmiştir.
O, elbisesinin etek kısmını bir torba gibi kullanarak içine toprak doldurmuş. Sonra da denize doğru yönelerek seslenivermiş:
"Biz, Allah'ın emriyle karşıya böyle geçeriz!"
Ahi Evren bir ara dereye dönmüş ve kurbağalara hitaben demiş ki:
"Ya siz ötmenizi kesin, biz konuşalım veya biz konuşmamızı keselim, siz ötün!"
Tabi, konuşma kesilmez ve dostlar arasında uzun müddet devam edermiş. Ya kurbağaların ötmesi derseniz, Kırşehirliler şu cevabı verirlermiş:
"O günden sonra o derede bir daha kurbağa sesi duyulmamıştır."
Şehirler de insanlar gibi... Her birinin hatırı, hatıraları ve efsaneleri var. Çoğu zaman unutulmuş, sadece birkaç yaşlı zihinde kalmış ve kimse sormaz, dinlemezse yok olacak efsaneler bunlar. Ve üzerinde yaşadığımız toprağın efsanesini bilmesek toprak bize küsecek.
"Türkiye Türkçesinde kullanılmakta olan 'efsane' terimi Farsça kökenli bir kelimedir ve Farsçada efsane, 'hikaye, meselden bozma masal' anlamına gelmektedir."