Simone de Beauvoir

Simone de BeauvoirSessiz Bir Ölüm yazarı
Yazar
8.2/10
1.374 Kişi
5,7bin
Okunma
1.559
Beğeni
69,6bin
Görüntülenme

Hakkında

Simone Lucie-Ernestine-Marie-Bertrand de Beauvoir (/simɔn də boˈvwaʀ/; 9 Ocak 1908 – 14 Nisan 1986) Fransız yazar ve filozof. Roman, felsefe politik ve sosyal deneme, biyografi ve otobiyografi yazarı, gazeteci. En önemli eseri 1949’da yazdığı, kadınların gördüğü baskıların bilimsel incelenmesini yaptığı ve modern feminizmin temellerini kurduğu İkinci Cins (Le Deuxième Sexe) adlı eseri sayılabilir. Yaşamı  Simone de Beauvoir 9 Ocak 1908’de Paris’te Georges Bertrand ve Françoise (Brasseur) de Beauvoir çiftinin kızı olarak dünyaya gelmiştir. Geleneksel bir ailenin büyük kızıdır. Otobiyografisinin ilk bölümünde (Bir Genç Kızın Anıları) dinine ve ülkesine bağlı ataerkil bir ailenin sorumluluklarla donatılmış kızı olarak yaşadığı dönemden bahseder. Kişiliğinin koyu katolik annesinin ve bilinemezci babasının karşıtı olarak şekillendiği söylenebilir. Çocukluk ve ergenlik çağını etkileyen iki ilişkisinden biri kardeşi Helen diğeri arkadaşı Zaza ile olan ilişkisidir. Helen’in küçüklüğünden itibaren ona sürekli bir şeyler öğretmeye onu yetiştirmeye çalışmış ilişkisinde öğretici bir kaygı içinde olmuştur. Zaza ise trajik yaşamı ve ölümü ile Simone’nun karşılaştığı ilk sorunu oluşturuyordu. Matematik ve felsefede Baccalauréat sınavını geçtikten sonra Katolik Enstitüsü’nde matematik öğrenimi ve Saınte Marie Enstitüsünde yabancı dillerde yazın eğitimi gördü. Daha sonra Sobone’da felsefe eğitimi aldı. 1929’da seçkin Ecole Normale Superieure’ye kayıt olan ve Sabone’da kurs almakta olan Jean-Paul Sartre ile tanışır. Beavuvoir’un Ecole Normele’de eğitim gördüğü yanlış ve yaygın olan bir bilgidir. Ancak bu okuldaki Sartre ve felsefe gurubundaki diğer insanlar tarafından iyi tanınmaktadır. 1929’da felsefede Agregation başaran en genç öğrenci olur. Sartre o yıl birinci olur, Simone ise ikinci. Ancak herkes bilir ki de Beauvoir felsefede en iyi idi. Sartre’a birincilik erkek olduğu için verilmişti. Sorbonne’da iken hayatı boyunca bilinecek lakabı Castor(Cesur) edinecektir. 1943 yılında Simone Konuk Kız (L'Invitée) adlı Rouen okulundaki öğrencilerinden Olga Kosakiewicz ile olan kronik lezbiyen ilişkisinin öyküsünü yayınladı. Bu öykü aynı zamanda de Beauvoir ile Sartre arasındaki karmaşık ilişkiyi ve ilişkinin bu üçlü ilişkiden nasıl zarar gördüğünü anlatır Ve II. Dünya Savaşı'ndan sonra De Beauvoir Sartre’ın Maurice Merleau-Ponty ve diğer arkadaşları ile kurduğu Modern Zamanlar (Les Temps Modernes ) adlı politik gazetede çalışmaya başladı. De Beauvoir bu gazetede kendini geliştirdi ve ölümüne kadar editör olarak çalışmaya devam etti. Belirsizlik Ahlakı Üzerine (Pour Une Morale de L'ambiguïté , 1947) kitabında Fransız varoluşçuluğu etkileri farkedilmektedir. Kitapta çok sade bir biçimde Sartre’ın olmak ve hiçlik felsefeleri arasındaki geniş açıyı göstermektedir. De Beauvoir bir biseksüeldir. Ancak bir seminerde Nelson Algren’le tanıştığı 1947 yılına kadar kadar orgazma ulaşamamıştır. Chicago’da Beauvoir Algren ile ilişkisinde ilk orgazmını yaşar. Bu Fransa’da iki ayrı kitap olarak basılan İkinci Cins kitabına da ilham olur. Bu çalışma Amerika’da da The Second Sex olarak yayıncı Alfred A. Knoph’ın karısı Blance Knopf ‘un tavsiyesi üzerine Howard Parshley tarafından çevirilerek yayınlanır. Kadın: Efsane ve Gerçek  Simone de Beauvoir önce Kadın: Efsane ve Gerçek adlı denemesini yazar. Bu denemesinde erkeklerin kadınları, erkekleri yanlış havalara, izlenimlere sokan gizemli “diğer”ler olarak gördüğünü iddia eder. Ve erkeklerin, bu “diğer”olma durumunu, kadınları ve onların problemlerini anlamadıklarına, onlara yardım etmediklerine hatta onlara uyguladıkları baskılara bir neden olarak kullandıklarını iddia eder. Bu durumun tüm toplumlarda klişeleşmiş bir hal aldığını ve her zaman hiyerarşiyi elinde tutanların güçsüzleri “diğer” olarak tanımladığını ve onları etraflarında dolaşan karanlık gölgeler olarak nitelendirdiğini savunmuştur. Bu durumun sınıflar arasındaki ilişkilerde, dinsel, ırksal ayrımların mücadelesinde her türlü karşıtlıkta görüldüğünü ama hiç karşıtlıkta “diğer” nitelendirmesinin ve “diğer”e yaklaşımın kadın-erkek ayrımındaki kadar klişeleşmiş bir hal almadığını, hayatın mevcut düzenine gerekçe olarak gösterilmediğini söyler. İkinci Cins  Yazarın bu eseri 1949’da Fransa’da yayınlanmıştır. Freudcu yönleri ağır basan feminist bir varoluşçuluk göze çarpar. Varoluşçulukta olduğu gibi de Beauvoir temel prensip olarak var oluşun özden önce geldiğini kabul eder ve “Kadın doğulmaz kadın olunur.” prensibine ulaşır. Araştırmaları diğer kavramı üzerine yoğunlaşmıştır. Kadınların diğer olarak tanımlanmasını ve mevcut sosyal konumunu, gördüğü baskının temeli olarak olarak nitelendirir De Beauvoir tarihte her zaman kadının sapkın ve anormal canlılar olarak görüldüğünü iddia eder ve Mary Wollstonecraft’ın dahi erkekleri kadınlara ulaşmaları gereken ideal örnek olarak gösterdiğini ileri sürer. De Beauvoir “Bu durum kadınların kendilerini normalden sapmış, dışta kalan ve normale ulaşmaya çalışan canlılar gibi algılamalarını sağlayarak onlarını başarılarını sınırlandırmışdır.” der. Feminizme göre bu düşünce artık bir kenara atılmalıdır. De Beauvoir iddia eder ki kadınlar erkekler kadar ayırım yapma, seçme yeteniğine sahiptir ve böylece kendilerini geliştirmeyi seçebilir, kadını mevcut durumundan ileri götürebilir, kendi hayatlarının ve dünyanın sorumluluğunu alabilir. Ölümü ve sonrası  1981’de Sartre’ın acı dolu son yıllarını anlattığı Veda Töreni’ni (Cérémonie Des Adieux) yazar. Kendisi de Paris’de Cimetière du Montparnasse mezarlığına Sartre’ın yanına gömülür. Mezar taşında isimleri alt alta yazılır. Ölümüden sonra ünü yayılmaya devam eder. Sadece 1968’lerin post-feminizminin kurucusu olduğu için değil aynı zamanda akademisyen olarak ve varoluşcu Fransız düşün insanı olarak da ünü gelişerek yayılır. Sartre’ın üzerindeki etkisi her zaman görülür. Felsefe üzerine yazdığı birçok eserde de Satre’ın varoluşçu etkisi görülebilir. Paris'te Seine Nehri üzerine yapılan bir köprüye yazarın adı verilmiştir. Eserleri  Konuk Kız, (1943) Pyrrhus ve Cineas, (1944) Başkalarının Kanı, (1945) Kim Ölecek?, (1945) Her Erkek Ölümlüdür, (1946) Belirsizlik Ahlakı Üzerine, (1947) İkinci Cins, (1949) Gün gün Amerika, (1954) Mandarinler, (1954) Sade’ı Yakmalı mı?, (1955) Uzun Yürüyüş, (1957) Bir Genç Kızın Anıları, (1958) Yaşlılık, (1960) Sessiz Bir Ölüm, (1964) Les Belles Images, (1966) The Woman Destroyed, (1967) Yaşlılık, (1970) Hesap Tamam, (1972) When Things of the Spirit Come First,(1979) Veda Töreni, (1981) Sartre’a Mektuplar, (1990) Aşk Mektupları (Nelson Algren’e), (1998) Ödülleri 1983 Sonning Ödülü
Tam adı:
Simone Lucie-Ernestine-Marie-Bertrand de Beauvoir
Unvan:
Fransız Yazar ve Filozof
Doğum:
Paris, Fransa, 9 Ocak 1908
Ölüm:
Paris, Fransa, 14 Nisan 1986

Okurlar

1.559 okur beğendi.
5,7bin okur okudu.
266 okur okuyor.
7,9bin okur okuyacak.
171 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Âdet (Regl):
“Neredeyse bütün kadınlar -%85'ten fazlası- bu dönem boyunca kimi bozukluklar gösterir. Tansiyon kanlı akıntıdan önce yükselir, sonra düşer; nabız ve çoğu kez ateş yükselir. Yüksek ateş örnekleri çoktur, karın ağrısı olur, sıklıkla bir kabızlık eğilimi ve ardından ishal görülür, ayrıca yine sıklıkla karaciğer büyümesi, üre ve albümin birikmesi olur. Birçok kişide aşırı balgam salgılama (boğaz ağrısı) ve bazı duyma ve görme bozuklukları görülür; terleme artar ve âdet kanamasının başında, bazen çok güçlü olabilen ve bütün kanama boyunca sürebilen sui generis* bir koku salgılanır. Bazal metabolizma hızlanır. Alyuvarların sayısı azalır; bu arada genellikle dokularda depolanan maddeler, özellikle de kalsiyum tuzları kanda taşınmaktadır. Bu tuzların varlığı yumurtalıkta, tiroid ve hipofiz bezlerinde birtakım tepkilere yol açar; tiroid bezi büyür, rahim mukozasının başkalaşımını yöneten hipofiz bezinin faaliyeti artar, bezlerdeki bu hareketlilik büyük bir sinirsel kırılganlığa yol açar. Merkezi sistem etkilenir, çok kez baş ağrıları olur ve vejetatif sistem de buna abartılı biçimde tepki verir. Merkezi sistemin otomatik kontrolünde azalma olur, bu da reflekslere, kasılmalara yol açar ve duygusal değişkenlik biçiminde kendini ortaya koyar. Kadın genelde olduğundan daha duygusal, daha sinirli, daha asabidir ve ciddi ruhsal bozukluklar gösterebilir.” *Kendine özgü.
Sayfa 62 - Biyolojinin VerileriKitabı okudu
Reklam
Egemen sınıfın isteği gücü sürdürmektir ve bunun tek yolu kadınları evde tutmaktır. Kadın depolitize olursa erkeği de depolitize eder. Çünkü kadınların özgürleşmesi daima toplumsal özgürleşme ile ilişkilidir.
...insanlar için bir şey yapılamaz, onların iyilikleri yalnızca kendilerine bağlıdır.
Sayfa 265 - Alfa
Sevdiğim insanlardan çok şey bekliyorum, belki de beklentilerim aşırı düzeyde. Bekliyor, hatta istiyorum. Ancak talep etmeyi bilmiyorum.
Sayfa 141 - Everest Yayınları
Kitap önerileri içeren bilinçlendirici okuma rehberleri
Alıntılarla Yaşıyorum adlı YouTube kitap kanalımda bütün kitaplarını okuduğum yazarlar için detaylı okuma rehberleri paylaşıyorum. Daha çok arkadaşın bu bilgilerden faydalanabilmesi için paylaşabilirsiniz. ⬇️⬇️ İlk romanım
Kimlink
Kimlink
'i edinmek isterseniz:
Seyahat etmek neye yarar, insan kendisini hiç terketmiyor ki. •
Simone de Beauvoir
Simone de Beauvoir
Reklam
“Yüreğiyle aklının kınadığı her şeyi aceleyle savunuyordu: babamı, evliliği, kapitalizmi. Çünkü yanlışlık kurumlarda değil, varlığımızın derinliklerindeydi. Bir köşeye sığınıp, kendimizi olabildiğince ufaltmak zorundaydık.”
Başkalarının Kanı
Başkalarının Kanı

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
240 syf.
8/10 puan verdi
·
40 günde okudu
"Sonunda biraz da kendim için yaşamak istiyorum!"
Fransız feminist yazar
Simone de Beauvoir
Simone de Beauvoir
1908-1986 yılları arasında yaşamıştır. Oldukça baskıcı ve muhafazakar bir ailede büyüyen yazar, üniversiteye başlaması ve eşi Sartre ile tanışmasıyla bambaşka bir hayata doğru yolculuğa başlamış. Uzun yıllar evli kalan çiftin evliliği Sartre'nin ölmesiyle son buluyor ve Simone de Beauvior, her seferinde
Yıkılmış Kadın
Yıkılmış KadınSimone de Beauvoir · Alfa Yayınları · 2020766 okunma
312 syf.
10/10 puan verdi
Anlattıkça gerçek olan öykü..
Bir genç kızın anıları, Beauvoir’in çocukluk ve ergenlik dönemlerini kapsayan sınırlı ve bağımlı bir varoluşun anlatıldığı,yaşamında bir dönemi geride bırakışının ve ikili bir varoluşa, Sartre'la karşılaşmasıyla başlayan yeni bir evreye adım atışının öyküsüydü. Varoluşçu yazar, filozof, öğretmen, feminist, ve her zaman düşünce özgürlüğünü savunan
Olgunluk Çağı 1
Olgunluk Çağı 1Simone de Beauvoir · Payel Yayınevi · 1991172 okunma
88 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Ama neden birbirimizi bu kadar yanlış anladık? ..."
Uzun zamandır dikkatimi çeken yazara sonunda bu kitabıyla başlamak istedim. Açıkçası ilk defa için yanlış kitap olabilir diye düşünmedim de değil. Ama benim gibi hiç okumayanlar varsa tereddüt etmeden bu kitapla başlasınlar bence. Sayfa sayısı az olsa da yazarın tarzını anlamak ve düşüncelerimi sorgulamak için yeterli oldu diyebilirim.
Moskova'da Yanlış Anlama
Moskova'da Yanlış AnlamaSimone de Beauvoir · Yapı Kredi Yayınları · 2019416 okunma