Sinan Oruçoğlu sözleri ve alıntılarını, Sinan Oruçoğlu kitap alıntılarını, Sinan Oruçoğlu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
'' Birazdan uyumam gerek,
dilime bağladığım ağırlık dibe vardırdı çünkü beni..
Kitap okudum, haritaları inceledim,
pencerenin kıyısına sığındım,
uzun uzun bakındım...
Az önce benden boşalan yere
kalbi kanırtan şarkılar dinledim....''
bu bulanık yüzyılı da berrak anlatırlar
diye korkuyorum, akşam haberlerini
çocukken geçtiğimiz yollarda kalan
kalbimiz kaplıyor, şehirden şehire
duyuluyor bomba sesleri
başka bir adaya kulaç attım
saatlerce yüzdüm bir kadının teninde
dilim kabardı göğsündeki tuzdan
nefesim daraldı yüzüm morardı
çırpınıp durdum azarladım onu
kendini deniz sandığı için
kendime kızdım buna inandığım için
seni mektup yazmaya değer buldum
sence bu ağır bir şey mi
sana seslendikleri bir sözcük var mı, adın var mı
şehrine indim yazık ki
insanların yüzüne bakıyorum
sokakta ne diye bağırsam dönüp bakarsın
gözlerin var mı, ellerin
yalnızca merak benimkisi
ben sana hangi sözü incelteyim, sen seç
elma dersem saklandığın yerden çıkar
gözlerime bakar mısın
zamanı durdurmayı bildin ya
yirmi sekiz ağustos iki bin altı
saat on altı kırk beş
çocukların saatini hiç değilse bir dakika
geriye alır mısın
kendime başlamak farz oldu;
uzun bir marazdan doğmuşum ben
annemin gözleri acınacak bir ağaçmış
babamın teni durulmaz bir rüzgâr
yeryüzü sarhoş etmiş içimi...
biri iyilik olsun diye suya
gömdü beni. vurdum karaya
sararıp buruştuğum an
eski bir radyo, eski bir ülke
anilarıyla avutuyorum kendimi
bana biraz olric getirir misiniz?
evin bulanık cinlerini kovmak
için istiyorum onu
belki bir hak daha tanır
bir morluğuma daha yanıt indirir
göğünden
anmaya değer bulmuyorum şimdi kendimi
ilgilenmiyorum da havayı karartan eksik sesimle
bahçenin kenarında eve iliştirilmiş
ondan kopmaya direnen o yalan merdiven gibi
ayrılıyor uzandığım toprak gövdemden
onaramadığım bir takvim duruyor önümde
bekledim ona bakarak uzun zaman
durulsun diye ülke çalkansın diye halk
sonra bir ağaç buldum
bunaldım ve bunaldım ve bir ağaç buldum
bir kadında dolaşmış gibi yoruldum
şarabın mantarı üzdü beni yaşamak ne kadar zor
uyudum sandıydım gece içimden geçmiş
benden ağır gölgemle doğruldum
yakındım toprağa toprağa yakındım
bu nasıl bir ağaç benden de çirkin
bu benim ellerim ne olacak bu benim
fotoğrafta uzun