Stefanos Yerasimos

Stefanos YerasimosAzgelişmişlik Sürecinde Türkiye 1 yazarı
Yazar
Derleyen
Editör
7.8/10
17 Kişi
83
Okunma
20
Beğeni
2.390
Görüntülenme

Hakkında

Stefanos Yerasimos (d. 1942, İstanbul ö. 20 Temmuz 2005, Paris) Yunan asıllı Türk ve Fransız tarihçi. İstanbul'da 1942 yılında doğan Yerasimos, 1966 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin Yüksek Mimarlık Bölümü'nden mezun oldu. “Paris Institut d'Urbanisme de l'Universite”den şehircilik diploması alan Yerasimos, 1973 yılında Sorbonne Üniversitesi'nde ”Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye” konulu doktora tezi verdi. Yerasimos, 1986 yılında ise “Osmanlı İmparatorluğu'nda Gezginler” konulu ikinci bir doktora tezi yazdı. Paris Üniversitesi'nin Şehircilik Bölümü'ne 1972 yılında öğretim görevlisi olarak giren Yerasimos, 1989 yılında aynı üniversiteden profesör unvanı aldı. Yerasimos, 1994-1999 yılları arasında İstanbul'daki Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü'nün müdürlüğünü yaptı. Stefanos Yerasimos, yakalandığı kanserhastalığına 20 Temmuz 2005'de Paris'te yenik düştü. Çok sayıda Fransızca ve Türkçe araştırma ve makaleleri bulunan Yerasimos'un Türkiye'de yayımlanan başlıca eserleri şunlar: “Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye” “Türk-Sovyet İlişkileri, 1917-1923” “Türk Metinlerinde Kostantiniye ve Ayasofya Efsaneleri” “Milliyetler ve Sınırlar” “İstanbul: İmparatorluklar Başkenti”, “Süleymaniye” “Sultan Sofraları”
Unvan:
Yunan Asıllı Türk ve Fransız Tarihçi
Doğum:
İstanbul, 1942
Ölüm:
Paris, 20 Temmuz 2005

Okurlar

20 okur beğendi.
83 okur okudu.
3 okur okuyor.
180 okur okuyacak.
3 okur yarım bıraktı.
Reklam

Editörlük Yaptığı Kitaplar

Tümünü Gör

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Reklam
Sarıkamış Sansürü
Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Enver'i Ruslarla karşı karşıya getiren Doğu Anadolu'daki Sarıkamış Savaşı'nda yurttaşlarının 90.000'i yok olmuştur. Sansür tavizsiz uygulandığı için -Sarıkamış felaketi basında yer almayacaktır- İstanbul ile ülke içi arasındaki haberleşme askeri düzenlemelerle tümüyle askıya alınmıştır.
Sayfa 90 - İletişimKitabı okudu
Oğuzları: Zenginliklerin talan yoluyla gasbedilmesi; <<uygarlaşmış» halkların nefret ettiği bu mal edinme biçimi, belli birikiminde diğer yollar gibi bir yoldu; ellerde servetlerin üstelik bir başka sistemde belli değerde bir servetin gasbedilmesi için ne kadar zorbalık gerekiyorsa bu yolla da ancak o kadarı kullanılıyordu. Şu farkla kİ, zenginliklerin gasbı gibi şiddetin kullanılması da çok kısa bir zaman içinde meydana geliyor, bu da zihinlerde vurucu bir etki bırakıyordu.
1 Kasım 1922'de saltanatın ilgası (kaldırılması) oylandı. Kasımın 4'ünde son sadrazam Tarih'ten çekildi; ancak Vahdettin'le ilgili herhangi bir karar alınmamıştı. Hükümdarı en çok kaygılandıran, kuşkusuz bu oldu. Artık resmen padişah değildi, fakat halife olmayı sürdürüyordu. İstanbul barış konferansını beklerken, müttefiklerin elinde kalmaya devam ediyordu. 10 Kasım'da, sanki hiçbir şey olmamış gibi, alışılageldik cuma namazı töreni için saraydan ayrıldı. 17'sinde İngilizlere sığındı, onlar da sultanı HMS Malaya gemisine götürdüler. Vahdettin, iktidardaki son on beş gününde, sadece nihai seçiminin hakimi oldu. Anayasal meşruiyete geçmeye çalışabilir, aşağılanmayı içine sindirerek Ankara yolculuğuna çıkabilir, tahttan çekilebilir, İstanbul'da kalabilir, intihar edebilir, Fransızlara, İtalyanlara ya da tarafsız bir ülkeye sığınabilir ya da hiçbir şey yapmayabilir ve bekleyebilirdi. Bütün bunların yerine -tahttan çekilmeden- Türkiye'nin bir numaralı düşmanına sığınmayı seçti. İnadın ayak diremeyle içiçe geçtiği böylesi bir fiilde, ihanet olsa olsa bilinçsizlik nedeniyle bağışlanabilir. Osmanlıların sonuncusu, kendisine hayatta kalmanın en iyi yolunu sağlamak için, soyunun itibarına çok büyük bir darbe indiriyordu. 1926'da San Remo'da öldü; naaşı daha sonra Şam'a nakledilecektir. Hilafet de 3 Mart 1924'te kaldırılacaktır. Türkiye laik bir cumhuriyet oldu ve Osmanlı hanedanı sürgüne yollandı. 125
Sayfa 125 - İletişimKitabı okudu
Bolşevik korkusunun Boğazın kıyılarına attığı sığınmacı dalgasından, mizah basını salt... kadınları alıkoydu! Gizli servislerin gözde yemleri Beyaz Rus erkekleri, görünüşe bakılırsa, mizah basınını ilgilendirmez. Beyaz Rus kadınlar çok kısa süre içinde İstanbul'da tanınırlar. Kadınların halka açık yerlerde hizmet görmeleri, İstanbul için bir yeniliktir. Ve bu, iyi bir parça arayan ya da salt gözlerinin pasını silmek isteyen İstanbul'lu gençler için ek bir eğlencedir. Sarışın garsonun sipariş almak üzere yaklaştığını gören, serseriler bile yanıp tutuşur.
Sayfa 88 - İletişimKitabı okudu
İnsan ömrünün dörtte üçünü yanılsama içinde geçirir
Mavroyaniler İstanbul'un Rum aristokrasisine mensuptur. Sultan Abdülhamit'in kişisel doktoru olan Spyridon Mavroyani, Rum Edebiyat Cemiyeri'nin kurucularından biriydi. Oğlu Aleksandr Osmanlı İmparatorluğu'nu Venedik'te temsil etti. Aleksandr 1907'den beri tuttuğu güncesine , 30 Eylül günü şunları yazar: "Şu kesin sonuca vardım ki, insan - yani giyinmiş hayvan- ömrünün dörtte üçünü tam bir yanılsama içinde geçirir ( ...) Bu dünyada her şey bencilliğin kuşattığı fikirler ve keyfilikler üzerine oturur. İyiye yönelik çabaların toplamı, kötüye yönelik çabalara kıyasla gülünç derecede azdır. Kötü iyiye karşı ikide bir zafer kazanır. İyinin gerçekleşmesinde bile, sık sık bencilliğin izlerine rastlanır. Bu yüzden nefret, arzu ve benzerlerinin açığa vurulması bizleri şaşırtmamalı ...) Her insanda salt giyim kuşamın ortaya çıkardığı gelişkin insan görülür; onun çevresine yaydığı ölüm duygusu sizi hiç şaşırtmamalıdır."
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
579 syf.
10/10 puan verdi
Diyalektik Tarih Anlatısı
Bu kitap, Tarihsel Materyalizmin incelikli bir şekilde tatbik edildiği ve yazarının nesnelliğini azimle korumaya çalıştığı kitapların başında geliyor diyebilirim. Bizans’ın kurumlarının, uluslararası politikalarının ve sanatının Osmanlı Devletine nasıl sirayet ettiğini ve Osmanlı’nın Bizans'tan aldığı mirası hangi dönemlerde nasıl geliştirdiğini ve şekillendirdiğini detaylıca okuyucusuna sunan bir kitap. Genellikle tarih yazınımızda hakim olan ve maalesef eğitim müfredatımızda da yer alan manzume haline getirilmiş ve kutsanmış tarih anlatımını tüm sis perdelerinden arındıran bir bilimsellikle yeniden ele alan Yerasimos, ekonomi-politiğin ilkelerine riayet ederek ele aldığı 1000 yıllık tarihsel süreci, bu 3 Ciltlik ölümsüz eseriyle gözler önüne sermektedir. Bazı kısımları oldukça didaktik gelebilir ve yoğun istatistik bilgilerle örülü olması sizi yıldırabilir fakat devam ettikçe yazarın tarzına alışarak her satırda biraz daha keyif alıyorsunuz. İyi okumalar.
Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye 1
Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye 1Stefanos Yerasimos · Belge Yayınları · 201615 okunma
263 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Stefanos Yerasimos, Rum asıllı Türk ve Fransız tarihçi. İstanbul'da 1942 yılında doğan Yerasimos, 1966 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin Yüksek Mimarlık Bölümü'nden mezun oldu. Paris'e yerleşti, 1972 yilindan bu yana Paris Üniversitesi'nde şehircilik ve jeopolitik dersleri vermiş, zaman zaman Türkiye'de de görevleri olmuştur sözgelimi Tarih vakfı'nın yönetim kurulu üyeliği gibi. Yerasimos'un İstanbul 194-1923 adlı eseri önemli bir tarihi dönemecinde önemli tarihsel detaylar veren bir eser. Bahsedilecek onca şeyden ilginç olanlarını cımbızla çekip çıkartıyor, popüler bir dille yazılmasına rağmen akademik de sayılabilecek ayrıntıları barındırıyor. Tavsiye ederim. Sultan Sofraları ve Kurtuluş Savaşı’nda Türk-Sovyet ilişkileri kitapları bundan sonraki okuyacağım kitapları.
İstanbul
İstanbulStefanos Yerasimos · İletişim Yayınları · 201511 okunma
156 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
15.ve 16.yüzyıllarda Osmanlı mutfağı hangi yemeklerden oluşuyordu? Padişahların sofralarında hangi yemekler bulunuyordu ve bunlar nasıl pişiriliyordu? Günümüz pişirme tekniklerinden ve beslenme alışkanlıklarından farklı olan bu sofra kültürünün temel özellikleri nelerdir? Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Stefanos Yerasimos Sultan Sofraları adlı bu kitabında bildiklerimizi birkaç yüzyıl gerisine götürüyor. Tek kopyası İstanbul'da Bayezid Devlet Kütüphanesi'nde bulunan, Mehmed bin Mahmud Şirvani'nin derlediği yemek tariflerini içeren yazmadan hareketle, sultanların sofralarında bulunan yekemlerin yapılışını günümüze uyarlıyor.
Sultan Sofraları
Sultan SofralarıStefanos Yerasimos · Yapı Kredi Yayınları · 200212 okunma