Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Stephen Chambers

Stephen ChambersÇanakkale Zığındere yazarı
Yazar
10.0/10
5 Kişi
30
Okunma
2
Beğeni
1.226
Görüntülenme

Stephen Chambers Sözleri ve Alıntıları

Stephen Chambers sözleri ve alıntılarını, Stephen Chambers kitap alıntılarını, Stephen Chambers en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yüzbaşı Arthur Gregory tarafından:
İki kızılay görevlisi geldi, Teğmen George gidip onları karşılıklı siperlerin ortalarında karşıladı. George onları selamladı, onlar da karşılık vererek ellerini alınlarına ve kalplerine götürüp oldukça samimi bir şekilde eğildiler. George elini uzattı, bu onların çok hoşuna gitti; sonra aralarında Fransızca kısa bir konuşma geçti. Tüm yaralılarımızı taşımayı teklif ettiler, fakat bunun reddedilmesi üzerine bir kenarda durdular ve bizim sedyecilerimiz gidip yaralıları aldı. Geldiklerinde Türkler bütün yaralılara ilkyardım yapmıştı. Anlaşılan, önceki gece üstümüze açılan atşin sebebi işlerini yapan sıhhiyecilerine koruma sağlamakmış. Bu hadise, yani Türklerin Teğmen George'a ve dışarı çıkan sedydcilere gösterdikleri büyük samimiyet iki tarafın da gözleri önünde, her iki taraftaki siperlerde bulunan askerlerin gözleri önünde meydana geldi.
Sayfa 197 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Türklerin doğru dürüst bir savaş olmadan kolayca haklanacağını mı zannediyordu Stopford?"
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
Atatürk'ten Anzaklara
“Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır.”
17 Ağustos 1915 - Kireçtepe Zaferi
"İngilizlerin çıkarmalarından itibaren Kireçtepe Sırtı üzerinde yiğitçe savaşan Gelibolu Jandarma Taburu bu taarruz karşısında Arslan Tepe – Projektör Tepe hattını boşaltarak daha kuzeydoğudaki Kanlı Tepe – Havan Tepe hattında tutunmuşlardı. İki tabur kuvvetle takviye edilen birinci hat kuvvetleri gece 02 de taarruzla kaybettikleri Arslan Tepe – Projektör Tepe hattını tekrar ele geçirmişlerdi. 16 ağustos öğle vaktine kadar muharebelerde dalgalanmalar olmuşsa da sonunda bu hat Türklerin elinde kalmıştı."
Sayfa 119 - İşbankası Kültür Yayınları
32. Sahra Sıhhiye Birliği'nden John Hargrave, Anafartalar'da güneşin doğuşunu şu sözlerle hatırlıyordu: ... Şafağın ilk ışınları, flamingolardan oluşan bir selin, uçsuz bucaksız ve hayret uyandıran pembe bir bayrak şeklinde ağır çekimle uçmaları gibi sökün ediverdi. Bugüne dek hiçbir İngiliz şafağı Rum Ateşi ve Türk Lokumu'nun böylesine bir araya gelmesiyle sökmemiştir. Ölümün kendisi bile gafil avlandı.
Sayfa 49 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Anafartalar mücadelesi 22 Ağustos günü Gelibolu Sefer'inin son büyük muharebesi olan ve yüze göze bulaştırılan yusufçuktepe taarruzunun bitmesiyle beraber nihayet doruğuna ulaşmıştı. Bu taarruzun başarısız olmasıyla beraber, daha önce kaçırılan fırsatların tekrar tekrar feda edilen kanlarla geri çevrilemeyeceği belli olmuştu. Yine çıkmaza girilmişti. Türkler bütün cephelerde tepeleri ve dolayısıyla bütün asları ellerinde tutmuştu. İngilizler oyunu tartışmasız biçimde kaybetmişti.
Sayfa 259 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sel yatağındaki siperin önünde ve yamacın üst tarafında çürümekte olan, binlerce gömülmemiş ceset acayip pozisyonlarda yatmaktaydı. Görünüşe göre her metreye en az bir ceset düşüyordu ve birçok yerde üst üste yığılan cesetlerden tepecikler oluşmuştu. Koku korkunçtu. Bütün bu çürüyen cesetlerden havalanan sinekler sürüler halinde her yere üşüşüyordu. Genel taarruz sona ermişti ve açıkça görüldüğü üzere İşler fena halde ters gitmişti. Elde edilen ilk başarılar umut ışıkları yaratmış fakat tecrübesizlik, kötü liderlik ve kuvvetli Türk savunması İngilizlerin var olduğunu düşündüğü bütün umutları yok etmişti.
Sayfa 244 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
1/1 Nottinghamshire Yeomanry'nin (Sherwood Rangers) komutanı ve Winston Churchill'in dostu Yarbay Sir John Peniston Milbanke VC taarruz emri aldı. Subaylarına şöyle dedi: Bir tabyayı ele geçireceğiz, ama yerini bilmiyorum ve bilen birinin olduğunu da sanmıyorum. Her halükarda gideceğiz ve karşılaştığımız her Türk'e saldıracağız. Taarruz başladı ve Milbanke öldü. Son sözleri, aman tanrım! Ne lanet bir şey, oldu. Geriye, İngiliz hatlarına doğru uzanan cesetlerle dolu bir patikadan başka hücumdan hiçbir Eser kalmadı. Savaştan sağ çıkanlar daha sonra bu bölgeyi ölüm vadisi [ Valley of Death] olarak adlandırdılar.
Sayfa 244 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
Hiç kuşku yok ki bütün Ağustos Taarruzu kusurluydu. Bunun önemli bir parçası olan Anafartalar hedefi tutmamıştı. Ama ana anzak taarruzu da tutmamıştı. Gerek Anafartalar gerekse Anzak, taarruzlardan en azından birinin yolunda gitmesine bel bağlamıştı. Her ikisi de engele takılmıştı. Türklerin mücadele becerisi hesaba katılmamış, arazinin getirdiği zorluklar görmezden gelinmişti. Hamilton günlüğüne şunları yazmıştı: kumarda epeyce kazandık fakat Osmanlı Bankası'nı batıramadık.
Sayfa 257 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
İsmail Hakkı Sunata
Bir ara, "Bir şehit," dediler. Bizim zavallı bir nefer. O da İngilizler gibi kokmuş. Ve günlerdir İngiliz ölüleriyle kardeş kardeş yatmış, hiç kavga etmemişler. Hey Allah'ım, demek insanları kavgaya sürükleyen hayat denen şey. Ölünce hepsi sessiz, sakin, birbirlerine saldırmadan yatıyorlar. Sağlıklarında da böyle iyi geçinseler ya...
Sayfa 151 - Kültür YayınlarıKitabı okudu