Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Şükran Yiğit

Şükran YiğitAnkara, Mon Amour! yazarı
Yazar
8.1/10
513 Kişi
2.660
Okunma
114
Beğeni
9,7bin
Görüntülenme

Hakkında

1961’de İstanbul’da doğdu. Ankara’da büyüdü. ODTÜ Endüstri Mühendisliği mezunu ve halen Frankfurt’ta yaşıyor. Romanları Ankara Mon Amour 2003, Bir Akdeniz Kedisinin Hatıraları 2004, Çatıkatı Aşıkları 2008 yılında İletişim Yayınları tarafından yayımlandı. Bu romanları yazmasının nedeni "yazı yazmanın" kendisine olan takıntısı değil, anlatmak istediği öyküler olduğunu sanmasıdır. "Frankfurt’a gelene kadar hayatımda iki önemli şehir vardı. İstanbul ve Ankara. İstanbul sokakların, Ankara evlerin şehriydi. İstanbul güzelliğin ve ihtişamın Ankara ise sadeliğin, mütevaziliğin şehriydi. İstanbul nereden geldiği belirsiz, aniden bastıran bir melankolinin, Ankara ise huzurun şehriydi. İstanbul’da hayat sokaklarda insanın karşısına çıkar, insanın başına gelir, Ankara’da ise hayat evden içeri kabul edilirdi. İstanbul’da ay Boğaz’ın üzerinde beklenen bir şenlikti, Ankara’da ise evinin penceresinden aniden görünüverirdi. İstanbul Led Zeppelin ise Ankara Jethro Tull’dı. İstanbul Polanski ise Ankara Godard’dı. İstanbul aşkın, Ankara arkadaşlığın şehriydi ve Frankfurt Westbahnof’taki o otelin balkonunda şehrin tüm hücrelerine kadar işlemiş yoğun sessizliği dinlerken, buraya gelmeden önce son yıllarımı geçirdiğim İstanbul’u değil, çocukluğumu geçirdiğim Ankara’yı düşünüyordum." - Şükran Yiğit, Wittgenstein'ın Yalnızlığı'ndan -
Unvan:
Yazar, Mühendis
Doğum:
İstanbul, 1961

Okurlar

114 okur beğendi.
2.660 okur okudu.
47 okur okuyor.
719 okur okuyacak.
23 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“Bak oğlum, isteyen arar bulur. Bulamıyorum diyene, vaktim yok diyene, unuttum diyene, sen sen ol, sakın inanma!”
Sayfa 234 - İletişim Yayınları, “On dakika ara”
“..Radyoyu balkondan içeri girer girmez açmıştım, çünkü radyo dertsiz tasasız, sıradan bir akşamüstü demekti.”
İletişim Yayınları, “Şüphe”
Reklam
“Bir şeyi yıllarca beklersiniz ama beklediğinizin ne olduğunun farkında değilsinizdir, karşılaşınca ise nasıl olup da bunca yıl onun eksikliğini duymadığınıza hayret edersiniz.”
İletişim Yayınları, “Şüphe”
“..bütün varlığı bir çift göz olmuş bana bakıyordu. Sanki bir zaman tünelinden, geçmişten, gelecekten, bildiğim bilmediğim şehirlerden, sokaklardan, şarkılardan tanıdığım ve tanımadığım insanlar onun gözünde birleşmiş bana bakıyordu.”
İletişim Yayınları, “Arkadyus, Kreuzbergli Arkadyus” bölümü.
“Kafam tek istasyonu çeken bir radyo gibi devamlı Ali ile meşguldü.“
İletişim Yayınları, “İlk kayıp” bölümü.
2023~Şubat
"Okumak obsesif bir eylemdir öte yandan. Okumaya düşkün hemen herkesin kendine göre bir ritüeli vardır, önerilenler dışında çoğu zaman farkında bile olmadığı güdülerle kitap seçer"Ayfer
2023~OCAK
"Okuma insanın iliğine işlemiş bir kurda benzer."
Lawrence Durrell
Lawrence Durrell
(Karanlık Labirent #56150626) 1.
Ağustos Işığı
Ağustos Işığı
~
William Faulkner
William Faulkner
: Okuduğum beşinci kitabından sonra gördüm ki Faulkner'ın eserlerini ayrı ayrı
Reklam
Burası Radyo Şarampol
Burası Radyo Şarampol
Burası Radyo Şarampol
Kitapta en çok duygu yoğunlukları sevdim. Anlatılan durumun hissettirdiği duyguları bende yaşadım sanki. İnsanların Filiz’e hissettirdiği duygular arasında köprüler var gibiydi ve bu çok hoşuma gitti; mesela Rengin ve Ella arasında sonra Ali ve Arkadyus arasında. Kitapta ilginçtir ki sevmediğim karakter olmadı. Yazar her karakteri özenerek eşsiz özelliklerle naif göstermiş. Tarihi olaylar ve sürekli size eşlik eden müzik listesi kitabı iyice büyülü yapmış. Karakterlere cesur oldukları için hayran kaldım, hayatın hakkını vererek üzüldüler. Ordan oraya sürüklendiler hiç pes etmeden keyifle yaşamaya devam ettiler. Dili çok akıcıydı sadece olayların daha detaylı daha uzun anlatılmasını isterdim karakter sıçrayışları eksik kalmamıştı fakat ben daha çok tanımak istemiştim; her bir karakteri o yüzden daha uzun olmasını isterdim. Kitabın sonu beni çok duygulandırdı. Portakallı kek kokusunu düşünürken burnumun direği sızladı ve birkaç damla gözyaşı ile Burası Radyo Şarampol ile birlikte Filiz ve Ali hayatımdan hiç çıkmamak üzere dahil oldular

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
167 syf.
7/10 puan verdi
·
19 saatte okudu
Hem sevdim hem söylendim..
En uzak zaman diliminin yarın, en güzel şeylerin beş dakika sonra olacakmış gibi olduğu bir çağdayız. Çünkü anlatımın sahibi bir çocuk. Şans, talih, kaderin beş kuruşa olduğu zamanlar. Kırmızı rugan ayakkabılar, komşunun bahçesindeki kiraz ağacı, gazoz kapakları, istopta topu tutmak temel mevzu. Çok güzel, çok çok güzel bir anlatımla başlıyor
Ankara, Mon Amour!
Ankara, Mon Amour!Şükran Yiğit · İletişim Yayınları · 20221,105 okunma
291 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Saat 23:56. Yeni güne 4 dakika var. Ben iki gündür elimde olan kitaba bakıyorum. Aklım sakin de, yüreğim pek bir dalgalı. Bahar yeşili Filiz’i düşünüyorum, adımları çocuk Mine’yi, dili binbir çeşni Arkadyus’u. Sonra bir duvarı düşünüyorum. Tepesinden aşağı duvarın öte yanı değil de, bambaşka bir dünya olan o duvarı. Gitmediğim bir mahallede tur atıyorum, Şarampol diyorlar adına. İçinde Rengin var, Ali var. Kulağımda önce Arım, Balım, Peteğim’in neşeli nağmesine inat iç burkan sözleri.. . Bir radyonun başına oturmuşum. Filiz anlatıyor, Mine ablanın sesi geliyor arkadan, gitmediğim Şarampol’ü anlatasım geliyor onlara. Sizden sonra Şarampol aynı Şarampol değil diyorum. Denize karşı çayın tadı bi’ buruk. . Şükran Yiğit on dördünde, etekleri çiçek bir kızı anlatıyor. Serpiliyor o kız, rüzgar da görüyor, kar da.. İnanır mısınız bir devrin sonuna bile tanık oluyor o kız. Aşka da, dostluğa da, değişimin türlü haline de.. Şükran Yiğit, yaşsız bir hikaye anlatıyor. Gitmeyi de, bir umut beklemeyi de, sevmeyi de, vakti geldiğinde kalbe toprak atmayı da.. . 80 darbesini İstanbul’dan dinlemiş, Ankara’dan okumuştum çoğunlukla. Şimdi Antalya’dan hissettim. Berlin Duvarı’nın sonunu Kreuzberg’dan izledim. Dilimin dönmediği duygulara, dili aşina şarkılar eşlik etti. Hepsi Şükran Yiğit sayesinde oldu. Bir romandan fazlasıydı Burası Radyo Şarampol. Okuduğum ilk klasik Ana’ydı, Filiz inan seni tanıdım ben.. Velhasıl pek sevdim, pek ısındım..
Burası Radyo Şarampol
Burası Radyo ŞarampolŞükran Yiğit · İletişim Yayınları · 2020753 okunma
291 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Yediden Edebiyat okuma kulübümüzün mart ayı kitabı canım Selin’in önerisiydi. İlk kez Şükran Yiğit okudum ve ne ile karşılaşacağımı hiç bilmiyordum. Başlar başlamaz öyle bir sıcaklık, yakınlıkla okudum ki sayfalar akıp gitti. Bir kızın büyüme hikayesini okuduğumuz bu sayfalarda, kâh okul sırasında kendimi onun yerine koydum, kâh o üzülürken sarılmak istedim. Filiz kayıplar yaşamış ama güçlü, idraki yüksek, kitap okuyan, müziğe, sinemaya meraklı bir genç. Satırlarda bolca kitaptan ve müzikten bahsedilmesi, 80’li yıllardan günümüze Türkiye Almanya dönemini gerçek olgularla da aktardığından dolu dolu bir metin. Kitabın en arkasında şarkıların listesi var, bu da ayrı bir özen olmuş okurlar için. Hayatta geriye dönüp yaşanamamış anılar, affedilememiş kişiler, kalbi sızlatan yaralar ve tüm bunların yanında sıcacık saran dostlar, sanki uzun ayrılıklar olmamışçasına hissedilen taze duygular, geride bırakılan şehre yıllar sonra döndüğünde hiçbir şeyin eskisi gibi olmaması üzerine düşündürdü beni. Ben çok severek okudum, hatta tüm eserlerini okumak istediğim bir yazarla daha tanışmış oldum böylece. Size de okumanızı tavsiye ederim.
Burası Radyo Şarampol
Burası Radyo ŞarampolŞükran Yiğit · İletişim Yayınları · 2020753 okunma