Doğduğumuz günden itibaren, bize öğretilen bir hayat var ve birçoğumuz kendimize bir çember çizer bu hayatı oraya taşır ve içinden ölene kadar çıkmayız. Çünkü basittir, öğrenilmiştir, irade yerine refleks yeterlidir.
Hepimiz düşünmüşüzdür, acaba bunun dışına çıksak ne olur diye ama bir çoğumuz çıkmamıştır ya da çıkamamıştır.
Kitap, çemberin dışına çıkan bir kaplan ve bir şamanı anlatıyor. Bazen kendi doğamızı bulmamız için yolumuzu değiştirmemiz, engelleri geçmemiz, başka tecrübeler edinmemiz gerektiğini çok güzel anlatıyor. Aslında şu alıntı kitabın kısa bir özeti niteliğinde :
“Kulübedeki adam bir kez ona, "Senin susuzluğun, suyla dindirilen türden değil," demişti. "Merak sende sorular yaratıyor ve sorular bir ırmağın coşkun sularına benzer. Onu asla durduramazsın, asla tek bir damlasını yakalayıp, "İşte bu gerçekten sonuncuydu,' diyemezsin.".
Geniş bir okuyucu kitlesine hitap edebilecek bu kitabı herkese tavsiye ederim.