Sybille Bedford, 1911 yılında Berlin yakınlarındaki Charlottenberg'de başlayan yaşamını 17 Şubat 2006 günü Londra'da noktalayana dek, bir yandan 20.yüzyıla hemen hemen bütünüyle tanıklık edişi, öte yandan yüzyılın entelektüel çevreleriyle ilişkileri ve bunları yapıtlarına yansıtışıyla "çağımızın bir yazarı" tanımını gerçekten hak ediyor. Soylu bir Alman baba ile bir İtalyan prensesi annenin çocuğu olan Sybille annesiyle babasının ayrılmalarından sonra önce babasıyla Berlin'de, babasının ölümü üzerine de İtalya'da annesinin yanında yaşadı. Orada kendisini yazarlığa yönlendiren Aldous Huxley ile yakın dost oldu. Gerçek soyarı Schoenebeck olan yazar, 1935'te Nazi baskısından kurtulmak için bir İngiliz subayı ile kısa süreli evlilik yaparak Bedford soyadını ve İngiliz pasaportunu aldı. 2.Dünya Savaşı sırasında Amerika'da kalan Bedford, savaş sonrasında Fransa, İtalya, Portekiz'de yaşadıktan sonra 1979'da Londra'ya yerleşti. Romancı kimliğinin yanı sıra, hukuk ve önemli davalar alanında uzmanlaşmış bir gazeteci de olan Bedford, Lady Chatterley, Oswald'ı öldüren Jack Ruby ve Auschwitz kampı görevlilerinin davalarıyla ilgili incelemeler yazdı. Kraliyet Edebiyat Cemiyeti'nin üyesi olan, Uluslar arası PEN'in ikinci başkanlığını yapan ve İngiliz Kraliyet Onur Madalyası ile ödüllendirilen Bedford'un otobiyografik çalışması Bataklık Kumu'nun yanı sıra 50 yıla yayılan yazarlık dönemindeki yapıtlarını şöyle sıralayabiliriz: Don Otavio'ya Ziyaret: Meksika Gezisi Notları, Miras (Yakında Can Yayınları'nda yayınlanacak), Adaletin Çeşitli Yüzleri, Tanrıların Gözdesi (Yakında Can Yayınları'nda yayınlanacak), Bir Pusula Hatası, Hazlar ve Manzaralar, Aldous Huxley (biyografi), Yap-Boz, Elimizden Gelen Bu Kadar.
"Doğru ya da yanlış, benim ülkem" iddiası daima yanlıştır. Kişi bir yeri çok sevebilir, kendini oraya ait hissedebilir, ama kişi "bir ulusu" sevmemelidir.
(ÇIKIN ÇIKIN GELİN #42027708 )
Sevgili muhterem 1K ailem, 😊
Bir etkinlik düzenlemek istiyorum. Kadınlığa, kadın olmaya, kadın olmayı anlamaya dair…
Dünya kadınlar gününe 10 gün kalmışken "emeği" daha çok anlayalım istiyorum ve kadın yazarlarımızı daha çok okumaya davet ediyorum sizleri. Umarım bu
İngiliz yazar Sybille Bedgord'un Bataklık Kumu adlı anılardan oluşan kitabını beklentisiz bir şekilde okudum. Kendisini hiç tanımıyordum ve kitabın fiyatı uygun diye denemek istedim. Çağdaş yazarlardan olduğu tanıtılsa da kendisini ülkemizde pek tanıyan yok. Ben de kendimi riske attım ve sıkılmak uğruna kitabı bitirdim. Kötü değil öncelikle onu
Lady Chatterley'in Aşığı Yargılanıyor kitabında, D. H. Lawrence'ın kaleminden çıkmış yaklaşık 300 sayfalık bir romanın içerdiği 'müstehcen' konulardan dolayı ve bu konuların İngiltere'de dönemin ahlak kurallarına uymadığından dolayı yargılandığından bahsedildi. Şahsen okurken insanın sorgulama yetisini arttıran bir kitap. Tek oturuşta bitirilebileceğiniz, okurken gerileceğiniz ve sonunda ise rahatlayacağınız bir kitap.