Senin olmadığın zamanlarda da sevmiştik, Olmadığın baharlarda da...
Ama hiç bu kadar telaşlanmamıştık. Beklememişiz üstelik birbirimizi...
Birlikte ıslandığımız yağmurlarımız yok...
Ne kavgalarımızın adı bir olmuş,
Ne "dost" diye baktığımız yüzler...
Ayrı ayrı akmış göz yaşlarımız.
Ben, asırlardır okşamamışım yanağını,
Senin yüzün ağlamaktan yorulmuş...
Ama yine de
HOŞ GELDİN
ESKİYEN YÜZÜMÜN YENİ GÜLÜMSEYİŞİ,
Hoş geldin!
Biz, "yaşamaya gecikmiştik..."
Doluyduk, donanmıştık.
"Uğruna ölünecekler" sıralamasında
İkinci sıradaydı "YAR"
Belki ama,
Hepimizin yüreğinde saklıydı.
Çünkü vakit yoktu
Yarınları hazırlarken, aşka...
İşte; ondandır;
Şimdi sevda şiirlerine tutunuşumuz.
Yorulmuş, vazgeçmişiz
Şikayet etmekten,
Binlercesi içinden denize ulaşan
"Caretta"lar gibiyiz.
Ayakta kalmanın şansına İnanır olmuş,
Mazeretler bulmuşuz.
Ve sanki,
Vaktin bu kadar hızlı geçtiğinin
Yeni yeni farkına varmışız.
Yani,
Sana dokunamadığım akşamlarda
Bedenim eriyor sanki.
Kendime yüklüyorum
Bu açlığın kabahatini.
Sanki varmışsın da
"Kızgınmışsın" biraz bana,
O bahaneyle uzak duruyormuşsun. İstemiyorum
Saçlarının savrulmasını
Rüzgarda.
Bu sevdadan benim payıma düşen,
Zaten fazla.
Binlercesi içinden denize ulaşan
"caretta"lar gibiyiz.
Ayakta kalmanın şansına
İnanır olmuş,
mazeretler bulmuşuz.
ve sanki,
Vaktin bu kadar hızlı geçtiğinin
Yeni yeni farkına varmışız.
yani,