Bana birşey olmadı memur Starling. Ben oldum. Beni bir dizi etkiye indirgeyemezsiniz.Davranışı iyi ve kötü diye ayırmışsınız. Herkese ahlaki bir onurluluk donu giydirmişsiniz. Hiçbir şey kimsenin kusuru değildir. Bana bakın, memur Starling. Bana kötü olduğumu söylemeye dayanabilir misiniz? Ben kötü müyüm, memur Starling?
“Sizin yıkıcı olduğunuzu sanıyorum. Benim için ikisi aynı şeydir.”
“Kötü sadece yıkıcı mıdır? O zaman fırtınalar kötüdür eğer iş bu kadar basitse. Sonra yangın var, dolu var. Sigortacılar hepsini ‘Tanrının işleri’ adı altında toplar.
“İsteyerek…”
“Ben vakit geçirmek için yıkılan kiliseleri toplarım. En son Sicilyadakini gördünüz mü? Şahane bir şey! Kilisenin cephesi özel ayin sırasında altmış beş büyükannenin üstüne düştü. Bu kötülük müydü? Eğer öyleyse, kim yaptı? Eğer yukardaysa, bunlara bayılıyor demektir, memur Starling. Tifo ve kuğular… hepsi aynı yerden gelir.”
Dr. Lecter ayaklarını tuttu, küçük bedeni birden grotesk göründü,masal cini gibi çömeldi ve sıçramaya başladı,sesi sonar gibi çınlıyordu. "Ben İsa'ya gitme istiyo..."
Aniden genç kadının ardından Sammie 'nin leopar gibi kükremesi duyuldu,adam ayağa kalkmış yüzünü parmaklıklara iyice bastırmıştı. Canlı bir sesle, boynundaki damarları şişire şişire söylemeye başladı:
" Ben İsa'ya gitme istiyo,ben İsa'ya gitme istiyo,eğer gerçekten iyi davranırsam İsa'yla gidebilirim."
Starling oldukça çabalamak zorunda kaldı." Dize İsa'ya gitmekten İsa'yla gitmeye dönüyor,"dedi.