Trinh Xuan Thuan

Trinh Xuan ThuanEvrenin Yazgısı yazarı
Yazar
8.0/10
16 Kişi
46
Okunma
1
Beğeni
1.536
Görüntülenme

En Yeni Trinh Xuan Thuan Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Trinh Xuan Thuan sözleri ve alıntılarını, en yeni Trinh Xuan Thuan kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evrende Karanlık Bir Şey
"Yin'in Yang'dan ayrılamaz olduğu gibi, gölge de ışıktan ayrılamaz."
Sayfa 66 - III. BölümKitabı okudu
“Fizik yasaları zamanın gelecekteki yönüyle geçmişteki yönü arasında ayrım gözetmez. Bununla birlikte geçmişi gelecekten kesinlikle ayıran en azından üç zaman oku vardır. Bunlar, düzensizliği artıran zamanın doğrultusu olan termodinamik oklar; bize geleceği değil de geçmişi anımsatan doğrultudaki psikolojik oklar; büzülmek yerine genişleme doğrultusundaki Evren'in zamanı olan kozmolojik oklar.” Stephen Hawking
Reklam
“Evren bize anlaşılır geldiği ölçüde saçma görünüyor.”
Güneş Sisteminin Doğuşu
Evren genişlemesini sürdürdü ve yoğunluğu azalmaya, soğumaya devam etti. Süper yığınlardan, yığınlardan ve galaksi kümelerinden oluşan kozmik tuval dokuması ortaya çıktı. Yıldızlar yaşam ve ölüm çevrimlerini sürdürdü; böylece birçok kuşak gelip geçti, buysa yıldızlararası ortamı ağır elementlerden oluşan galaksiler bakımından zenginleştirdi. Evren'de yer alan yüzlerce milyar galaksiden birinin adı Samanyolu'dur. Evren'in kaybolmuş küçük bir köşesinde, merkezden kenara kadar olan yarıçap mesafesinin biraz daha dışa yakın bir yerinde, yıldızlararası bir bulut çöktü; merkezindeki sıcaklık 10.000.000 dereceyi buldu ve hidrojenin çekirdeksel yanmasını başlattı. Gaz bulutu alev aldı ve yıldıza dönüştü. Günes doğmuştu. Büzülme sırasında toz zerrecikleri gaz bulutundan dışarı doğru saçılarak bugün Satürn'ün çevresinde hala gördüğümüz halkalara benzer güzel halkalar oluşturdu. Bu halkaların içinde daha kütleli olan bazı tozlar, daha büyük çekim kuvvetine sahip olmanın verdiği avantajla ötekileri kendine çekmeye başladı. Kütleleri ve çekim kuvvetleri büyüdü, kendine çekme ritimleri hızlandı ve kısa süre içinde halkaların içerdiği maddelerin bütününe yakını, çekim kuvveti yüzünden küreselleşen dokuz cismin içinde toplandı: Gezegenler doğmuştu. Her gezegenin çevresinde (Merkür ve Venüs dışında) bir dizi küçük yoğunlaşmalar, yani Ay'lar oluştu. Dünya kendi Ay'ına sahiptir, oysa Jupiter'in ve Satürn'ün çevresinde onlarca uydu vardır. Güneş sistemi doğmuştu.
Yıldızların kaderi
Bir yıldızın yazgısı, her şeyi yıkan çekim kuvvetinin sıkıştırıcı etkisine dayanma gücüne bağlıdır. Yıldızın hala “yakıtı” varsa, çekim kuvvetine karşı çıkan, merkezindeki çekirdeksel tepkimelerin oluşturduğu ışıma kuvvetidir. "Yakıtı" bittiği anda çekim kuvveti baskın çıkar ve yıldız parçalanır. Güneş'in kütlesinden 1,4 kez daha küçük kütlesi olan bir yıldızda elektronlar aşırı sıkıştırılmaya direnir ve yıldızın parçalanmasını yarıçapı 6.000 km ölçeğine geldiğinde engeller. Beyaz cüceye katılığını kazandıran elektronlardır. Güneş'in kütlesinin 1,4 ila 5 katı arasında kütleye sahip bir yıldız ise, kütlesinin gereğinden fazla olması yüzünden elektronlar gafil avlanır ve yıldız daha çabuk bir parçalanmaya uğrar. Bundan böyle direnç gösterme işini nötronlar yüklenir. Çok sıkıştırılmaya karşı onlar da direnir. Bunlar nötron yıldızının parçalanmasını, yarıçapı 10.000 km ölçeğine geldiğinde durdurur. Yıldız, beş Güneş'in kütlesinden daha büyük bir kütleye sahipse, elektronlar da, nötronlar da çekim kuvvetine dayanamaz. Yıldız parçalanarak kara deliğe dönüşür.
Kara deliğin uzağında uzay "düz"dür, yani eğri değildir. Kara deliğin içindeyse çekim alanı o kadar güçlüdür ki uzayın eğimi sonsuz değere ulaşır.
Reklam
İlke olarak her cisim kara deliğe dönüşebilir. Bunun gerçekleşmesi için, onu belirli bir boyutun altına inecek kadar sıkıştırmak, böylelikle çekim kuvvetinin ışığı dışarı bırakmayacak ölçüde güçlenmesini sağlamak yeterlidir. Dev gibi iki el sizi 10 üzeri -23 santimetreye getirecek kadar sıkıştırsaydı, ki bu atomun bir milyon milyar katı küçüklükte bir hacimdir, siz bile bir kara delik haline gelebilirdiniz. Dünya bir bilye haline gelecek kadar sıkıştırılsaydı kara deliğe dönüşürdü. Buna karşılık kara deliklere ender olarak rastlanır, çünkü cisimleri sıkıştırmak çok güçtür. Atomlarla molekülleri birbirine bağlayan ve bunları kristal ağ olarak düzenleyen elektromanyetik kuvvet, çok aşırı bir sıkıştırmaya var gücüyle karşı koyar. Kara deliklerin ortaya çıkabilmesi için bir yıldızın beş tane Güneş’in kütlesi kadar bir kütleye sahip olması gerekir. O durumda ışık artık dışarı kaçamaz.
Kütlesi Güneş'inkinin beş katı olan bir yıldızın başına ne gelir? Yakıtı bittiğinde sahip olduğu büyük kütle onu o kadar küçük bir hacme düşürür ki ortaya çıkan çekim kuvvetinin alanı son derece büyük hale gelir. Çekim kuvveti uzayı kendi üzerine katlar ve ışığın dışarı yayılmasını önler. Yıldız bir kara delik haline gelmiştir. Işık kara delikten dışarı çıkamadığı gibi, o deliğe düşen her türlü madde de içeride kalmaya mahkum olur. Yolculuk tek yönlüdür.
Gökfizikçiler temel parçacıklar fiziğinin yeni kazanımlarını kullanarak Evren’in büyük patlamadan sonraki 10 üzeri -43 saniyedeki tarihini tasarlayabildiler. Fizigin bugün bize sağladığı bilgiler, daha önceki durumu açıklamaya izin vermiyor. Evren 10 üzeri -35 saniye ile 10 üzeri -32 saniyelik cok kısa bir süre için "şişme" denen çılgın bir sallantıyla sarsıldı. "Şişme periyodunun sonunda boşluk enerjisi, içinde kuarkların, elektronların, notrinolarin, fotonların ve bunların karşıt parcacıklarının bulunduğu bir çorba oluşturdu. 10 üzeri -6 saniyede nötronların ve protonların doğusu Evren'in kimyasal bileşimini sabit kaldı. Üçüncü dakikada hidrojen ve helyum çekirdeğinin ortaya çıkmasıyla, Evren’in kütlesinin %98’i meydana gelmisti (%75 hidrojen, %23 helyum) 380.000 yıl sonra hidrojen ve helyum atomlan, elektronlanm hidrojen ve helyum çekirdekleriyle birleşmesinden doğdu. Evren bundan böyle galaksiden ve yıldızlan oluşturacak malzemeyle dolmuş oldu.
4 Temel Kuvvet
Evren dört temel kuvvetin etkisi altındadır. Çekim kuvveti gezegerileri Güneş’in çevresinde, yıldızları galaksiler içinde tutar. Elektromanyetik kuvvet moleküllerin uzun DNA zincirleri halinde kümeleşmesini sağlar. Bunlardan sonra atomlar dünyasını denetleyen iki çekirdek kuvveti gelir: maddenin parçalanmasını sağlayan zayıf çekirdek kuvveti; protonlarla nötronları atom çekirdeği oluşturmak üzere birbirine bağlayan güçlü çekirdek kuvveti.
Reklam
(…) Boşluğun enerjisinden Evren'in maddesi doğacaktır. Anlatımız, tam olarak ilksel patlamadan sonraki ilk saniyenin çok küçük bir kesiminde, 10 üssü -43 saniyede (0,0...1; 1 rakamının önünde 43 sıfır var) başlıyor. Daha önce ne oldu? Bunu kimse bilmiyor. Evren o anda 10 üssü 32 derece (l'den sonra 32 sıfır var) sıcaklıkla,
Evren’in madde ve enerji içeriğinin envanterini yapmak onun geleceğini öngörmenin yollarından biridir. Ne var ki bu envanteri yapmak çok zordur, çünkü gözle görülmeyen çok sayıda madde vardır. Yıldızlarda ve galaksilerde ışıyan, görülebilir maddenin tümü, Evren’in toplam madde varlığının yalnızca %5’ini oluşturur. Gökfizikçiler, evreni oluşturan maddelerin %25,5’inin kara maddelerden oluştuğunu düşünüyor: %3,5 sıradan kara madde, yani protonlar, nöronlar ve elektronlar ve %22, yapısı hala bilinmeyen egzotik kara madde. Geriye kalan %74’lük bölüm, 1998’de keşfedilen, Evren’in genişlemesinin hızlanmasına yol açan gizemli bir kara enerjiden oluşmuştur. Bugün için, yapılan gözlemler Evren’in “düz” olduğunu gösteriyor. Genişlemesi, sonsuza kadar sürecek bir zamanın sonunda bitecek.
Gece karanlıktır, çünkü evrende onu aydınlatacak kadar yıldız ve galaksi yoktur.
İngiliz William Herschel 1780’li yıllarda gökteki yıldızları farklı yönlerde sayarak Samanyolu’nun biçimini belirlemeye çalışan ilk gökbilimci olmuştur. Şöyle akıl yürütüyordu: Yıldız sayısı gökyüzünün belirli bir yönüne doğru artıyorsa, Samanyolu’nun o yöne doğru uzanıyor olması gerekir. Böylelikle yassıya yakın bir biçim elde etti ki bu doğruydu, ne var ki bu biçimin kenarları düzensizdi, merkezinde de Güneş vardı, buysa yanlıştı.
Galileo 1632 yılında, “Dünya ile İlgili İki Temel Sistem Hakkında Diyalog” başlıklı ünlü kitabında Evren’in Güneş merkezli olduğunu yüksek sesle ve güçlü biçimde ileri sürdü. Kilise için bu kadarı fazlaydı; onu 1642 yılında ölünceye kadar evinde gözaltında tuttu, kitabını da kara listeye aldı. Din ile bilim arasındaki boşanma gerçekleşmişti.
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.