Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tuba Çandar

Tuba ÇandarHrant yazarı
Yazar
8.1/10
37 Kişi
114
Okunma
2
Beğeni
1.931
Görüntülenme

Tuba Çandar Sözleri ve Alıntıları

Tuba Çandar sözleri ve alıntılarını, Tuba Çandar kitap alıntılarını, Tuba Çandar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Selam olsun küp küp altını terk edip kitabını sırtlayan dedelerime
Çıkarken Agos’tan, baktım ki orayı sabunla suyla yıkıyorlar. Temizlemeye çalışıyorlar. Sanki temizlenirmiş gibi. Suyla sabunla temizlenir mi dökülmüş kan? Allah’ın sözü diyor ki:insanlar suça, kan hakkını arar. Adalet yerini oturmadıkça kanın sesi susmaz. Hiçbir zaman susmaz. Ne şimdi, ne gelecekte, ne de geçmişteki kanlar… Hiçbiri susmaz.
Sayfa 16 - Rakel DinkKitabı okudu
Reklam
Rakel ... Çutakımla benim de bir âdetimiz oldu orada. O evde başladı ve son güne kadar da sürdü. Yattığımız odada hep bir ışık açık kalırdı bizim. Göz göze bakarak uykuya dalmak, gözümüzü açtığımızda da ilk birbirimizi görmek için...
Sayfa 176 - Everest Yayınları
Ama bilmiyorlar ki, bizim gibiler yalnızlaştıkça daha çok güçlenirler, yalnızlaştıkça daha çok kalabalıklaşırlar.
Tıpkı bir güvercin gibiyim… Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet, biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce…
Sayfa 635Kitabı okudu
Ayda Tanikyan-Fransızca Öğretmeni
“Khent” lakabını bilmiyordum o zamanlar. Ama bunu duymak şaşırtmadı beni. Dünya yalan dolan, riya ve duygu istismarı üzerinde dönerken doğruyu söyleyebilmek, doğru yerde durabilmek, dün de bugün de delinin işi...
Sayfa 85 - Everest Yayınları
Reklam
Ya ben tehlikeyi çok sevdim, ya tehlike beni. Ama inanılmaz derecede de masumdum…
Sayfa 189Kitabı okudu
Toprağın altında ve üstündedir. Uçmuş çatıların, sesleri kaybolmuş sokakların içindedir. Adı vicdan olan her yerdedir.
Sayfa 648
Şimdi... Şöyle bir durum oluyor insanda. Olabilirlik içinde ak­lına geliyor bazı şeyler ama reddediyorsun. Acaba diye aklına gelen şeyi söylersen, kabul etmiş, doğruluğunu tasdik etmiş olacaksın. İs­temiyorsun. Ama zihnine geliyor, yoksa diye, acaba diye bir şeyler...
O gün ben de vuruldum. Yaşarken değdiği, koca kollarıyla sarıp sar­maladığı, dokunup şifalandırdığı herkes vuruldu. Hepimiz vurulduk. Ama Hrant öldü; biz kaldık.
Reklam
Hrant Dink'in Kardeşi Yervant:
"Çocukluk yıllarımızdan beri beni koruyan, kollayandı abim... Bana sahip çıktığını da hiç belli etmezdi. Benimle ilgilenmez gibi yaparak ilgilenirdi. Daha üç yaşında olduğum için herhalde, bunu çaktırmadan yapardı. Ama hamam günleri o yıkardı beni, çünkü başkasına müsaade etmezdim. Abim beni çok yıkadı, bense onu bir kez... 23 Ocak 2007'de..."
Rakel Dink:
"Yaşı kaç olursa olsun, on yedi veya yirmi yedi, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yapan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim."
Hrant / Son Kavuşma
Beni gömmeye değil, yaşatmaya gelisinizin ilk töreni olacak bu. Bırakın ağlaşmayı...Yoklayın yureklerinizi...Aranızdan ayrıldığını sandığınız yürek çırpıntılarımi orada duymuyor musunuz? Cenazemde ardımdan onurlu sözler edecekler. Sağolsunlar. Benim de size iki çift sözüm var,Halil Cibran'dan... "Veda sizlere ve sizlerin arasında geçirdiğim gençliğe. Daha dündü ki,sizlerle bir düş'te buluşmuştuk.Kendi yalnizligimda bana türküler dinlettiniz ve ben de sizlerin özlemlerinden gökyüzüne bir kule kurdum. Ama artık uykumuz kaçtı ve düş dağıldı, artık ayrılmalıyız. Eğer anının alaca aydınlığında yeniden karşılaşırsak, yeniden bir daha beraberce konuşuruz ve sizler bana daha derin bir şarkı söylersiniz. Ve eğer ellerimiz başka bir düş'te birbirlerini bulursa,gökyüzüne bir başka kule daha dikeriz." Ağıt toplumuyuz biz... Acıyı kazanç bellemişiz... Siz ölüm ilanımı veredurun...Bu da benim yaşadığımın ilanıdır.
Sayfa 648Kitabı okudu
Kaldıralım...
Arkadaşımın adı Hrant'tı. Bana onu anlat ,deseler; has adamdı, derim.Asil ruhtu,sıkı dosttu.Cesur yurekti,deli fisekti.Koruyandı,kollayandı.Candı...Tarifi coktu onun,kimselere benzemezdi derim. Canına kıydılar arkadaşımın.Gazetesinin önünde vurdular onu.Arkadan vurdular hem de,üç kurşunla... O gün ben de vuruldum.Yasarken değdiği, koca kollarıyla sarıp sarmaladığı, dokunup sifalandirdigi herkes vuruldu.Hepimiz vurulduk.Ama Hrant öldü ; biz kaldık. Ve gördük. Kaldırımda yüzükoyun yatan Hrant'ı gördük. Üzerine örtmeye çalıştıkları beyaz kağıdı da,altı delik ayakkabılarını da...Hepsini gördük... Ve bildik...Hrant kaldırımda gozlerimizin önüne serdiği cansız bedeniyle atalarının geçmişini bugüne taşıyan bir köprü oldu ve yaşarken anlatamadiklarini da anlatmayı sürdürdü bize.Her zamanki gibi beden diliyle.... Hrant'in kaldırımdan kaldırıldığını görmedik ama gelen ambulansın çığlığı bizimkine karışırken, yattığı yerdeki kan izlerini de gördük. Bununla da bitmedi...İlerleyen yıllarda ondan adaletin esirgendiginide görecek, kanının yerde kaldığını da bilecektik. Bu "bilgi"yle perdesi açılan gönül gözümüzle o kaldırıma bakacak ,Hrant'ın hâlâ orada yattığını görecektik
İnsan bedenimizde kanser neyse toplumsal bedenimizde de milliyetçilik o. Biri insanı, diğeri koca bir milleti kemirip bitirebiliyor.
Sayfa 574 - Everest YayınlarıKitabı okudu
121 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.