"Bir tanem !
Son mektubunda :
'Başım sızlıyor
Yüreğim sersem !' diyorsun ,
'yaşayamam ! '
Yaşarsın karıcığım ,kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgârda; yaşarsın ,kalbimin kızıl saçlı bacısı enfazla bir yıl sürer yirminci asırda ölüm acısı."
Ağızdan ağıza yayılan aşk hikayeleri vardır. Küçüklüğümüzden beri bitmeyen hikayelerden.
Çocuklarına bu aşıkların isimlerini koyanlar olur. Belki aşklarını sevdiklerinden belki de çocuklarının da sevgilerinin büyük olmasını dilediklerinden.
Kültürümüz, karakterimiz gereği çok bağlıyız duygulara, aşka, umuda, sevgiye, şevkate, en imkansız görüneni bile oldurmaya çalışmaya. Bu yüzdendir belki şairlerimizin çok sayıda olması. Fakat bir ayrıntı daha var gözden kaçırılan. Çoğu şairi şair yapan kavuşamadığı aşklardı. Sevgilerinin ulaşılmazlığını kağıda döktü onlar. Ekmeğini hüzünden çıkardılar. Sabır ve sebat ile...
Uzun zaman önce aldığım fakat okumaya anca sıra gelen kitabımı bitirdim. Hayatta ders alınacak kitaplar vardır hani, onlardan biri olduğunu düşünüyor ve kitap okumayı seven herkese tavsiye ediyorum...
Piraye'nin hissettiklerini çok güzel yorumlamış Tuna Serim. Nazım'a olan büyük aşkı çok etkiledi beni. Nazım'ın son mektubundan sonra Piraye'nin yatağa düşüp hissetiklerini herkes kolay anlayamaz. Nazım kadınları seviyor, Piraye ise Nazım'ı.. İşte bütün olay bundan ibaret.
İlk 30-35 sayfayı biraz sıkılarak okudum ama sonralarda ise kitap baya bi kendine çekmeye başladı her yönüyle. Özellikle Nazım Hikmet' in aşk hayatı... Bi adam nasıl olurda bu kadar çok kadına aşık olabilir diyebilirsiniz ama Nazım Hikmet 'in hep içinde biyerlerde Piraye olduğunu anlayınca bu fikir uçup gidiyor.
Nazımın Pirayesine aşkı küskünlükleri ...nazımın kızıl saçlısına olan aşkını okumak isterseniz mutlaka bu kitabı tavsiye ederim kitapta ayrıca Nazımın yaşamından kesitler de bulacaksınız