Fransa kralı yaptığı konuşmada Türklerin medeniyet yolunda ilerlemelerine yardımcı olmak için onlara öğretmen teknik adam ve hekim göndermeye hazır olduğunu belirtti. Wanda'nın naklettiğine göre Türk süvari subayı karşılık olarak şu konuşmayı yaptı: "Majeste, bu yapacağımız hiç bir işe yaramaz, bu adamlar bizi sıkacaklar ve Fransa'dan da Avrupa medeniyetinden de bizi soğutacaklardır. Onların yerine majesteleri bize birkaç bin güzel, esprili ve afacan yosma gönderecek olsa onlar bizi daha kesinlikle medenileştireceklerdir, hatta Fransızlaşırız bile."
İnsan ömrü, bizim daha sıhhatli karar vermemizi sağlayacak bilgi ve tecrübe birikimi için kısadır, bereket ki tarih var ve biz, bu eksiğimizi onunla giderebiliyoruz.
"Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu.
Bu sahne en aşağı, yedi bin senelik Türk beşiğidir. Beşik, tabiatın rüzgarları ile sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu. Sonra onlara alıştı. Onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu.
Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu. Şimşek, yıldırım, güneş oldu. TÜRK oldu.
Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir."