Tuncer Baykara Quotes
You can find Tuncer Baykara quotes, Tuncer Baykara book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Attan istifade de "eğer" de önemli bir merhaledir. Grek ve Roma dünyasında genellikle ata çıplak ve sade bir örtü ile binilir. Buna karşılık Saka/İskit sanat eserlerinde atlarda kabaca yapılmış eğerler vardır. Aynı şekilde "pantalon" ata binmenin gerektirdiği bir kıyafet olarak, Türklerin insanlık tarihine armağanıdır. Zira bütün diğer kavimlerin giyimleri, kabaca örtünmeden ibarettir.
Sayfa 164 - Akademi Kitabevi
Tarihte ‘bilgi’ esas olup onun edinilmesi başlı başına bir büyük olaydır. Bir araştırmacı olarak, bilinen veya eskiden söylenmiş olanı yeniden ısıtıp piyasaya sürmek olamaz.
Sayfa 103Kitabı okudu
“bağdaş kurma” , meğerse hanların ve beylerin tercih ettiği bir oturma şekli olup Türk hükümdarları tahtlarında bu şekilde otururlardı.
Sayfa 59Kitabı okudu
İlim kurumlarının sıradan mensubu olanların bir kısmı, böyle toplantılara turistik geziye gider gibi giderler, kendileri bildirilerini bir şekilde sunar ve ondan sonra çevreyi ve çarşı pazarı dolaşırlar. Bunların kendi bilgi dağarcıklarını artırmak gibi bir düşünceleri olmadığından böyle davranırlar. Ama bilgilenmek isteyenler bu toplantıları titizlikle takip ederek bir-iki yararlı bilgi kırıntısı kapmaya özel özen gösterirler. Gerçek bilim insanı ve araştırmacı bunlardır.
Sayfa 101
"...
Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu. Şimşek, yıldırım, güneş oldu. Türk oldu.
Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir."
Kısaca diyebiliriz ki: Türk, gelecekte yine bir büyük siyasi gücün (devletin değil) ortak adı olabilecektir.
Bir toplumu,milleti teşkil eden fertler arasındaki dayanışmanın güçlülüğü o,devletin de gücünü göstermektedir.
Sayfa 205Kitabı okudu
Tarih için “bir tekerrürden ibarettir” derler.Aynı durumun tekrarlanması demek olan bu söze Mehmet Akif Ersoy şunu ilave etmişti:”Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?”
Sayfa 199Kitabı okudu
Yeni kuruluşların, düzenlemelerin ülke gerçeğini tam olarak yansıttığı düşünülemez. Çünkü burada, Türk’ün menfaati değil, müstakbel hesaplar düşünülmüştür. …. Cebel-i Lübnan mutasarrıflığının bir bağımsız (yani doğrudan İstanbul’a bağlı )sancak olarak kuruluşu, Lübnan devletinin ortaya çıkışı ile noktalanır.
Sayfa 121
"Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu.
Bu sahne en aşağı, yedi bin senelik Türk beşiğidir. Beşik, tabiatın rüzgarları ile sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu. Sonra onlara alıştı. Onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu.
Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu. Şimşek, yıldırım, güneş oldu. TÜRK oldu.
Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir."
Sayfa 133
