Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Uğur Güler

Uğur GülerElçibey yazarı
Yazar
9.4/10
13 Kişi
24
Okunma
1
Beğeni
1.501
Görüntülenme

Uğur Güler Sözleri ve Alıntıları

Uğur Güler sözleri ve alıntılarını, Uğur Güler kitap alıntılarını, Uğur Güler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Rafik İsmayılov, Elçibey'in dil konusundaki hassasiyeni şöyle anlatıyor: “Elçibey büyük bir Türkçü idi. Allah'ın Türke verdiği bütün değerleri seven bir insandı, o cümleden öz dilini de seven bir insandı. O, harici ülkelerdeki toplantılarda, ana diliyle konuşurdu,komünist liderlerin kapıldığı kompleksten uzak bir şekilde kendi dilini bütün dünyaya duyurmaktan sevinç duyardı. Ve o, I. Türk Devlet Başkanlarının Toplantısında rahmetli Turgut Özal ile birlikte Türkçe konuşmuş, diğerleri ise Rusça konuşmuştu."
20 Yanvar katliamı
Moskova'nın istediği siyasi ortam oluştuktan sonra, 20 Ocak 1990 tarihinde Kızıl Ordu Bakü'ye girerek korunç vahşiliklerine başladı.Sokaktaki insanların ve içinde sürücüleri olduğu halde arabaların üzerine tankların çıkacağını, 10 yaşındaki çocukların öldürüleceğini, masum insanların kurşunlanacağını hiç kimse aklına bile getirmiyordu. Öyle ki,
Reklam
21 Mart 1993 tarihinde yapılan Türk Kurultayı'na gönerdiği mektupta ise Elçibey şöyle diyordu:“Samimi bir şekilde inanıyorum ki, Ali Bey Hüseyinzade, Zeki Velidi Togan, İsmail Bey Gaspıralı, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Resulzade, Nihal Atsız ve XX. yüzyılın büyük Türk fikiradamlarının gittiği bu yolda gidecek ve onların arzularını hayata geçireceğiz."
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi 7 Haziran 1993ünde, Azerbaycan'ın İran sınırına yakın bölgesinde bulunan Lenkeran şehrinde, “İslam Partisi” üyeleri iktidara karşı siyah bayraklarla miting yapmak istediler, lakin gericiler dağıtıldı. Yine Lenkeran'da 9 Haziran "Halkların Özgürlüğü ve Eşitliği Partisi” devlete karşı savaş açtı. Bu partinin başkanı Alikram Hümbetov yandarıyla birlikte dağlara çıktı ve 14 Haziran gece yarısı şehre inerek onu ele geçirdi. 21 Haziran'da ise yerli televizyondan, “Talış - Muğam Cumhuriyeti'ni" kurduğunu belirtti.
Elçibey, Sovyetler Birliği döneminde bir çok tehlikelere rağmen inandığı fikirlerin tebliğine devam etti. O, üniversitede görev yaptığı yıllarda ve daha sonraki dönemlerde milletine haykırarak, özüne dönmeye çağırıyordu. Odönemdeki faaliyetleri hakkında Elçibey sonraları şunları diyecekti:Sonra teneffüslerde tebligat yapmaya, dernekler
Resulzade'nin yanında biz kimiz ki?
...Önceleri evlenmekten imtina ediyordu. Bu imtinanın sebebini dostu Vagif Beye anlattı sonraları,“Mücadele arkadaşlanmla anlaşmıştık ki, aile kurmayalım.Çünkü tutuklanacaktık, öyle de oldu. Bazı adamlar meydandan kaçmak için 'Ebülfez'e ne var? Bekârdır, ailesi yok, çocuğu yok,bunun için ona kolaydır.' diyorlardı. Böyle söyleyen çok kimseler meydandan çekildiler. Onun için düşündüm ki. biz de aile kurmalıyız. Eğer bu yolda gidiyorsak aile de kurban olsun, çocuklar da kurban olsun. Bizden öncekiler böyle yaptılar. Mehmet Emin Resulzade'nin yanında biz kimiz? Yani bu yol milletimizin büyüklerinin şahsında geçildi." diyerek anlatacaktı.Böylelikle 41 yaşındaki Ebülfez bey, 28 Eylül 1979'daendisinin yakın akrabası olan Halime hanım ile evlendi.
Reklam
Ebülfez Elçibey'in yakın dostu Şamil Guliyev o zamanlar onun, kendisi üzerinde yaptığı etkiyi şöyle anlatıyor: “Bakü'ye geldiğimde öyle bilirdim ki ben Azerbaycanlıyım.Ebülfez bey ile tanıştıktan sonra Türk olduğumu anladım. Bakü'ye gelene kadar kendimi bağımsız bir cumhuriyetin özgür vatandaşı sayıyordum. Elçibey bana müstemlekede yaşadığımızıve azatlık uğrunda mücadele vermemiz gerektiğini öğretti. O,“Bu imparatorluk dağılacak, korkum halkımın teşkilatlanamamasındadır" diyordu.”
Novella Caferova, Elçibey ile olan ilginç anısını şöyle anlatıyor: Onunla 1960'lı yılların başlarında tanışmıştım. Ben daha sonra Keleki'ye gitmiştim. Orada, Biyoloji araştırma idaresinin laboratuar müdiresi idim. O zaman daha yakından tanıştık ve ailem beni orada olduğum müddet arzında Ebulfez beyin dayısının himayesine vermişti. Elçibey
Azerbaycan
‘’Sokaktaki insanların ve içinde sürücüleri olduğu halde arabaların üzerine tankların çıkacağını, 10 yaşındaki çocukların kurşunlanacağını hiç kimse aklına bile getirmiyordu. Öyle ki, yaralıları tedavi eden doktorlara ve yaralı taşıyan ambulanslara dahi ateş açılmıştı. Kızıl Ordu, Kırım’da ve Türkistan’da yaptığı vahşilikleri 1990 yılında Bakü’de tekrarladı.’’
Reklam
Ebülfez bey, delicesine vurgun olduğu Türk dilinin başına gelen felaketleri ve onun millet hayatındaki önemini sonraları şu şekilde izah edecekti: "Türkler, öğrendiği ideale vurgun millettir. Vurulursa, inanırsa ondan vazgeçemez. Teessüfler olsun ki, bu idealleri, mefkûreleri bize ya Farsça, ya Rusça, ya da Arapça öğrettiler. Şimdi de
"Benim için en büyük ant, halk karşısında söylediğim sözdür" Ebulfez Elçibey
Sayfa 155 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Türk birliği kurulmazsa, gelecekte bizi büyük tehlikeler gözlüyor. Hâlâ devam eden Rus tehlikesi yanında, Çin tehlikesi de mevcuttur. Onun için de Türk halklarının birliği lazımdır.Adı nasıl olursa olsun, tarih, gelecekte bu meseleyi halledecek,onun için de biz Latin alfabesine geçmeliyiz.Kiril alfabesinde basılan eserlerin ekseriyeti, anlamsız ve boş eserlerdir. Latin alfabesine geçmekle bunlardan canımızı kurtaralım. Lenin'le, Stalin'le dolu her yer, yazılan kitapların %90'ı komünist kitaplarıdır, hem de sahte ve yalan. Bunların hepsi ret olup gidecektir.
20 Yanvar'a giden yolda Bakü Pogromu
20 Yanvar hadiselerini önceden tahmin ettiklerini söyyen Ebülfez Elçibey sonraki yıllarda şu açıklamayı yapacak; Birçok meseleler böyle gösteriyordu ki, bunu ne AHC nede Azerbaycan halkı önleyebilirdi. Bu hadiselerden 2-3 ay önce ABD'nin devlet katibi: “Bush ile Gorbaçov görüşmelerde anlaşmaya vardılar. Bu anlaşmaya göre Gorbaçov, Kafkaslarda sıki yönetim ilan edecek olsa Amerika buna itirazını bildirmeyecek" diye beyanat verdi. Mesele burada anlaşılmıştı, plan önceden hazırlanıyordu. Ben çeşitli demeçlerimde, Kafkaslarda Ermenilere ve Gürcülere dokunulmayacak, Azerbaycan için birplan hazırlanıyor ve bunu Kafkasya adı altında veriyorlar dedim. Bu hadise Aralık ayının 26'sı ile 28'i arasında bekleniyordu. Harekât için ortamın hazır olmadığını gördüler ve bu iş için zemin hazırladılar. Bakü'de birkaç Ermeni'yi öldürerek evlerini talan ettiler, bu da bahane oldu. Bu hadiselerden az önce hastanelerin boşaltılması için emir verdiler. Bu olayları AHC nasıl önleyebilirdi? Bu, Moskova ve Ermenilerin oyunu idi. Bunu önlemeye halkımız da hazır değildi.
Gorbaçov’un ermeni asıllı danışmanı Aganbegyan, “Umanite gazetesine" verdiği demeçte Karabağ'ın Ermenistana bağlanması gerektiğini Gorbaçov'a dedim." diyecekti. Ermeniler kendi sınırları içernde yaşayan Türkleri çıkardıkları yetmezmiş gibi Azerbaycan sınırları dahilinde bulunan Karabağ bölgesine saldırılar düzenliyorlardı. Ermenilerin bu haksız tecavüzünü protesto etmek için 18 Şubat 1988'de Bakü'de “Karabağ Mitingi” gerçekleştirildi. Bununla da Azerbaycan Halk Harekâtı, “Meydan Harekâtı” adıyla şekillenmeye başladı.
138 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.