Uğur Yücel

Uğur YücelYağmur Kesiği yazarı
Yazar
4.9/10
28 Kişi
102
Okunma
11
Beğeni
3.557
Görüntülenme
“Biz annemle hep biz olduk..”
Sayfa 134 - Can Yayınları
Ah bu keder! Bu bilmediğim iklim. Bütün mevsimler akıp gidiyor, o hep yanımda...
Reklam
“Derin nefes al sevgilim,” dedi Melina. Son nefesini aldı Lefteri. Daldılar derinlere derinlere. Denizkızı Melina sevdasına kavuştu. Denizin bittiği yerlere gittiler, Karya mezarlarına, yüksek manastırlara...
Prostia’ya sonbaharın geldiği sadece sessizlikten anlaşılır. Dağlar morarır. Zeytinlikler geceleri birbirini suskunluğa davet eder. Herkes birbirinden çekinir. Artık uzak konuşmalar zamanıdır. Köyün en büyük sesi, Bostanlık Koyu’ndaki kırmızı kiremitli ilkokuldan gelir. Teneffüslerde.
Küçük maceraperest çocuklar için karanlık kutsaldır. Lambalardan yayılan gaz kokusu sihirdir.
Reklam
Her alanda vasatlık hâkim, hayat zarafetini yitirdi.
Uğur Yücel
Uğur Yücel
Tedirginlikti Anya. Belki de bütün güzelliklerin in­ sanı kıpırtısız bırakıp kendi suyuna çekecek olması kadar ürpertici. Koca koyu bir denizin içine düşmek ve bir daha çıkamamak. Hep yüzeye yansıyan güneş ışığına doğru çıkmak isteyip çırpınmak. Nefessiz çırpınmak. Ölüm kabuslarından uyanır gibi koyu.
152 syf.
·
Puan vermedi
Kitap 22 kısa, enteresan hikayeden oluşuyor. İlk okumada yazılanı anlamak çok zor, kendine has bir dili var. Çok fazla argo içeriyor. Uğur Yücel "Sinemacı kitabı" diye bahsetmiş. Dilini, kalemini, hikayelerini sevemedim.
Yağmur Kesiği
Yağmur KesiğiUğur Yücel · Can Yayınları · 2013102 okunma
Sanki birileri kendine seslenmiş gibi durdu suda. Kıpırdamadan. Suyun bile kendi varlığını hissetmesini istemiyordu.
Reklam
Bütün oruç ayını sükûnetle geçirdi. Bu gece belki yıllardır ilk kez Pera’ya çıkacaktı. Yine yalnız.
Bu kimsesizlikten korkar olmuştu Doktor. Kalem gibi sandalının içinde Çalamanyos Kumsalı’na giderken denizde ondan başka hiçbir canlı yoktu. Köye doğru dönüp baktı. Sandalın kıç omuzluğunda yaklaşık on metre arkasında kel kafalı, uzun bıyıklı fırtınada kaybolmuş eski gemici Aleko’ya benzer bir yüz gördü. Suya dalıp dalıp çıkıyordu Aleko. Götü yemedi Doktor’un. Hızla dümeni sancağa kırıp yol kesti.
Koyu renkli bir rüzgâr esiyordu sokağın üstünde. Burnuna kırmızı tarçın esintisi geldi...
Amigo çok özlemişti Lefteri’yi... Uzun ve durgun cümleler kurdular dudaklarını uzata uzata...
Resim