Ümit Yaşar Oğuzcan, (22 Ağustos 1926, Tarsus - 4 Kasım 1984), Türk şair.
22 Ağustos 1926 tarihinde Tarsus’ta doğdu. Eskişehir Ticaret Lisesi’ni bitirdi (1946). Türkiye İş Bankası’na girerek Adana, Ankara ve İstanbul’da çalıştı. Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısı görevinde iken, hizmette otuz yılını doldurunca kendi isteğiyle emekliye ayrıldı (Haziran 1977). İstanbul’da kendi adını taşıyan bir sanat galerisi kurdu.
Şiire 1940’da Yedigün şairleri arasında başlayan; 1975’te 33 şiir, 4 düzyazı kitabı, 13 antoloji ve biyografik eser, toplam 50 kitap çıkarmış bulunan, şiir plakları, şarkı sözleri ve yergileriyle tanınan Oğuzcan, günümüzün en popüler şairlerinden biridir. Genellikle Faruk Nafiz Çamlıbel duyarlılığında ve aşk, ayrılık, özlem temaları ekseninde çoğalttığı şiirini, 1973’te büyük oğlu Vedat’ın ölmesi üzerine, hayatın boşluğu, ölüm ve acı gibi derinliklere, öz ve biçim yoğunlaştırmalarına yöneltti. Şairlik başarısını, daha etkili, aruzla yazdığı rubailerinde gösterdi.
Kaynak: tr.wikipedia.org/wiki/Ümit_Yaş...
Alıntılarla Yaşıyorum adlı YouTube kitap kanalımda bütün kitaplarını okuduğum yazarlar için detaylı okuma rehberleri paylaşıyorum. Daha çok arkadaşın bu bilgilerden faydalanabilmesi için paylaşabilirsiniz. ⬇️⬇️
İlk romanım
"Ne zaman elime bir kalem alsam
Sana seslenmek geliyor içimden"
Bazen öyle anlar gelir ki kendini bir yerlere atıp ağlamaya, sustuklarını haykırmaya çalışırsın.
Haykırırsın sonuna kadar, kendi sesimi duymayayım diye.
Ne kadar çabalasan da etrafında sadece yalnızlığının sığınağını saran o hüzünden örülü duvarlarla baş başa kaldığını
Ey aşk!
Ne çok kitap yazıldı hakkında...
Ne şairlerden okuduk seni...
Bunların içinde çok güzelleri de vardı.
Ama benim son yıllarda aşka dair okuduğum en güzel satırlar belki de bu eserdeydi.
"Olduğun gibi seviyorum seni. Olmanı istediğim gibi değil!" (s. 145)
İnsanları beğeniyor ve hayatımıza alıyoruz. Sonra yavaş yavaş onları
''Güzeldin, ama önce iyiydin. Elbette seni yazacaktım..''
Kaç zamandır kendi yalanlarım içinde kayboluyorum. Bir türlü kendime yediremiyorum gerçeği. Her ne kadar gerçek olanı bilsem de kendimi kandırmakta bir numarayım. Niye mi? Mazoşistlik bünyeme işlemiş. Artık ne yaparsam yapayım çıkar yolum hep aynı “üzüntü, stres, güvensizlik”. Hayat ne