Yorgun argın suyun yanındaki bir kütüğün üzerine çöküp gömleğinin düğmelerini çözdü, mendil ile boynunu sildi ve bakışlarını suya çevirdi. Böylece kendini Henry Thoreau ile özdeşleştirdi, sonra bu düşüncesine gülmeden edemedi.
“Mağaralarda yaşayan trollerdir. Elfler her yerde yaşar; onların örneğin burası gibi akıl almaz zorluklar içeren her türlü çevreye uyma yetenekleri vardır. Ben bir elfim, Doktor Bryce ve neresi olursa olsun yalnız yaşarım. Her yerde yalnız...”
Ara sıra duyduğu bir şeydi bu: Hareketli, sürekli hareketli ve yok edici, gürültülü gevezeliklerle dopdolu bu dünyanın karşısında duyduğu aşırı bıkkınlık, donuk bir sıkıntı, derin bir yorgunluk.
Hareketli, sürekli hareketli ve yıkıp yok edici, gürültülü gevezeliklerle dopdolu bu dünyanın karşısında duyduğu aşırı bir bıkkınlık, donuk bir sıkıntı, derin bir yorgunluk.
Oysa insanlar, şimdi, dinlerinin yerine bir yarısı imandan diğeri duygulardan oluşmuş sallantılı yapılar kuruyorlardı ve kendisi, bunlar hakkında ne düşünmesi gerektiğini bilemiyordu.