Will Self, 26 Eylül 1961 tarihinde Londra’da doğdu. Oxford’da felsefe ve siyaset okumasına rağmen, yazarlık kariyerinden önce uzun süre temizlik işçiliğinden telefonla satışa çok farklı işlerde çalıştı. Self, roman ve öykülerinin yanı sıra çeşitli gazetelerde eleştiri ve köşe yazarlığı, televizyon programlarında yorumculuk da yapıyor. Kuzey Londra’da yetişmesine rağmen annesi Amerikalı olan ve yaşamının bir bölümünü Amerika’da geçiren yazar, kitaplarında hem Londra hem de Amerika sokaklarından farklı karakterleri anlatma becerisi, keskin bir gözlem yeteneği, betimleme zenginliği ve geniş hayal gücüyle birlikte, farklı çevrelerin argosunu yansıtması ve dile hakimiyetiyle de dikkat çekiyor. Edebiyatın sıradışı yazarları arasında sayılan Self’in Şemsiye’si, 2012 The Man Booker ödülünün en güçlü adaylarındandı. Öykü seçkisi Sert Çocuklara Sert Oyuncaklar’ın (çev. Süha Sertabiboğlu, 2012) yanı sıra, Ciğer (çev. Sıla Okur) isimli öykü kitabı da yine yayınevimiz tarafından yayımlanmıştır.
Padme Amidala ile beraber bir etkinlik yapmaya karar verdik.
Etkinliklere göz attığımızda yeraltı edebiyatının nerdeyse hiç okunmadığını ve türün çok fazla bilinmediğini düşünerek, böyle bir etkinliğin türün tanınması ve anlaşılması adına yararlı olacağını düşündük. Daha önceleri yeraltı yazarları için tek tek etkinlik
Bu kitabı bir etkinlik kapsamında okumaya başladım. Evde, işte, sokakta, kafede gittiğim bilimum yerlerde okudum. Maalesef günler geçti, bir türlü bitiremedim. Kitaptaki yer ve kabile isimleri, gerçek hayatla bağdaşmadığından mı, çevirisinin çok kötü olmasından mı, tariflenen uzun yolculukların gereksiz uzatılmış tasvirlerinden mi bilemedim; kitap ilerlemedi. 330 sayfalık kitabı bitirdiğimde altını çizecek bir cümle bulamamış olmam da cabası. Emeğe bu kadar saygısızlık edebileceğimi hiç düşünmezdim; ama okumayanları uyarmak adına, vaktiniz ve paranız sokağa atacak kadar fazlaysa bu kitabı kaçırmayın derim.
İnsanların dünya üzerindeki egemen primat olmadığı bir “diğer” kitaba “Büyük Maymunlar” denir. Eser, evrimin bizden değil de şempanzelerden yana oy kullandığı bir Will Self kitabı. Tanıdığımız bütün sanat, teknoloji, bilim ve benzeri atılımın ve dahi gelişimin bu kıllı arkadaşların tekelinde olduğu kitap, okura tabii ki Maymunlar Gezegeni’ni hatırlatıyor. Ama burada işler çok daha “net” ve çok daha “hayatın içinden”.
Kitabın arka kapağında okuduklarımız, Gregor Samsa’nın yaşadığına benzer bir olaya şahit olacağımızın habercisi. Kafka’nın bürokrasi kıskacında sıkışan karakteri bir sabah böcek olarak uyanıyordu. Burada ise hikayemizin ana karakteri, ressam Simon Dykes, sabah uyandığında etrafındaki herkesin şempanze olduğuna tanık oluyor. Bu maymunluktan kendi payını da alan Simon, ne oldu ne bitti diyemeden kendisini akıl hastanesinde bulur. Başarılı bir ressam ve başarısız bir aile babası olan adamımız, çalkantılı sosyal hayatıyla hikayenin ilk sayfasından beri dikkat çekici bir şekilde tasarlanmış. Uyandığı kabus gibi sabahın öncesinde alkolden uyuşturucuya her türlü herzeye bulaşan arkadaşımız, başına gelenleri geçirdiği o son günah gecesine bağlar. Ancak kazın ayağı tabii ki öyle değildir.
lagaribilimkurgu.com/buyuk-maymunlar
Büyük MaymunlarWill Self · Ayrıntı Yayınları · 201123 okunma
Karaciğer hastalıklarının etkilediği 4 insanı konu alan 4 öykü okuyoruz. Yazarın üslubu ilk başta Kurt Vonnegut'u anımsatmıştı. Fakat öykü ilerledikçe ne okuduğumu anlamaz oldum. Sanki okuduğum dil Türkçe değil gibi hissettim. Bunun çeviri kaynaklı değilde yazarın tarzından ileri geldiğini düşünüyorum. Çünkü yer yer istihzalar, politik göndermeler, düzene karşı gelen cümleler gündelik dile zekice yerleştirilse dahi kahramanlarla bütünleşmenin zor olmasından mı dilin yer yer kaba ve kasvetli olmasından mı bilinmez kitap bir türlü akmadı.Temelde öykülerin 1 hastalık üzerinden ilerlemesi ilgincime gitse bile bir zaman sonra kendimi zorladım. 2 ayda bitirdim. Tavsiye etmem.