Alman bir profesör ve iki iranlı alimin esrarlı kayboluşu daha doğrusu zamanda yolculuğu. Bir Alman gazetecinin bu gizemli kayboluşu aramak için İrana gelişi. Kaybolan profesörün çöp yığınında bulunan günlüğü ve gazetecinin eline geçişi. Günlük okunmaya başlanır, kaybolan 3 kişi Hallac-ı Mansurun ölümünden bir kaç gün sonrasına gidişi ve Hallac-ı Mansurun oğluyla karşılaşma ve hayatı anlatılmaya başlanır. Kaybolanlar Abbasi dönemi dönemi gider oradiki olayları anlatır, gazeteci devrim sonrası İran dönemindeki olayları anlatır. Kitapta İki dönemin olumlu ve olumsuz benzer özellikleri karşılaştırır. Felsefe, Düşünce tasavvufun zirvelerinde gezinir kitap, siyasi iktidarları, iktidarın yalakalarını, sapık inançları, güç ve imtiyaz arayan arayan oportunist (çıkarçı) kişilikleri ve daha bir çok konu ve kişilikler anlatılır.
Çok yönlü analizler olmasına rağmen konu Hallac-ı Mansurun yaşadığı hayat ve düşünceleri ve Hallac-ı Mansuru dehşet verici ölüme götüren "Enel Hak" sözünün arkasındaki olaylar.
Kitap, Hallac-ı Mansurun düşüncelerini anlatırken sınırları zorlayan bilgilere, çizgilere dokunuyor. Okurken Sizde düşüncelerinizi sık sık kontrol edin, çünkü iman ile inkar arasında kıldan ince bir çizgi var. Bu çizgi sizi hiç edebileceği gibi Bir Hallac-ı Mansur da edebilir!
İyi okumalar