Fenerbahçe ne yapıyordu?.. Parlak birkaç futbolcu buluyor, büyük paralarla ve gürültüyle onları transfer ediyor, sezon başında takıma bir de ismi bilinen yabancı bir antrenör getiriyor, şampiyonluğa oynadığını kamuoyuna açıklıyor ve bu senaryo her yıl yineleniyordu. Eğer şampiyonluk tehlikeye düşmüşse, önce çeşitli yollar deneniyor, ardından yine bir gürültü-patırtı arasında antrenör kovuluyor, sonra da bir sonraki yılın bilinen senaryosu sil baştan yeniden yazılıyordu.
"Fenerbahçeli Olmak" bir dine inanmak, bir puta tapmak gibi bir olaydır. Sanki, katolik bir nikah gibidir "Fenerbahçeli Olmak". Nasıl ki, katolik nikahta boşanmak yoktur, Fenerbahçeli olunduğunda da, artık Fenerbahçe'den kurtuluş yoktur.
Çanakkale Savaşları'ndan Suriye Cephesi'ne giderken Mustafa Kemal ayağının tozuyla bir fırsat yaratıyor ve Fenerbahçe Kulübü'nün Kuşdili'ndeki lokaline uğruyordu. «Yıldırım Orduları Komutanlığına» atanan Mustafa Kemal'in, imparatorluğun o karmaşık döneminde, zaman ayırmayı düşünüp de Fenerbahçe'ye bir çay içmek üzere
İzmir'de kurulan ilk Türk Kulübü ise Karşıyaka idi. İzmir'deki bu ilk Türk Kulübü'nün kuruluş yeri gerçekten çok çarpıcıydı. Karşıyaka İzmir'de İttihat ve Terakki Fırkası'nın binasında dünyaya geliyordu. Partinin İzmir Merkezi, aynı zamanda Karşıyaka Kulübü'nün lokaliydi. Kısaca, Karşıyaka İttihat ve Terakki'nin bir takımı olarak doğuyordu. Nitekim, 1912 yılındaki bu doğum Yunanlılar'ın gözünden kaçmayacak, İzmir'i işgal ettiklerinde, faaliyetini yasakladıkları ilk kulüp ve derneklerin başında Karşıyaka gelecekti.