Saygın romancı ve öykü yazarı Yi Mun-yol Seoul’da doğmuş, ancak babasının Kuzey Kore’ye sığınmasının ardından ailesinin yerleşmek zorunda bırakıldığı Gyeongsanbuk-do yöresinin Yeong-yang kentinde büyümüştür. Seoul Üniversitesi’nde Kore Edebiyatı üzerinde eğitim gören Yi, özel bir okulun edebiyat derneğine katılarak yazar olma hayaline doğru ilerlemeye başlamıştır. İlk kısa romanı olan Saehagok 1979 yılında yayınlanan Yi, 1994 ile 1997 yılları arasında Sejong Üniversitesi’nde Kore Dili ve Edebiyati dersleri vermiştir ve 1998’den beri Buak Edebiyat Merkezi’nin başkanlığını yürütmektedir. Yi Mun-yol’un aldığı birçok ödül arasında, 1982 Dong-in Edebiyat Ödülü, 1983 Kore Edebiyati Ödülü, 1984 JoongAng Kültür Büyük Ödülü ve 1999 Hoam Sanat Ödülü sayılabilir.
O dönemler, toplum otoritesinin çoktan gevşemiş olduğu, ev dışı işleriyle uğraşan kölelerin uzaktan ziyarate gelen sahiplerini gizlice öldürdüklerine dair korkunç söylentilerin fazlalaştığı Choson Hanedanı'nın son dönemleriydi.
"Dünya birçok anlamla doludur. Ama kalbimiz kendi kendine uydurup yarattığı birçok yalan ve sahteliğe bağlanıp, güzelliği de, iyiliği de, doğruluğu da, yüceliği de göremez. Sadece özgür olan bir kalp bunları görebilir, bu görüş aynı zamanda yaratmaktır. Aslında orada olduğu halde kimsenin görememesi yoklukla aynıdır, bu yokluk ancak o görüş elde edildikten sonra tam bir varlığa dönüşebilir. Aslında şiir yazmak da böyle bir görüştür ama görüyorum demeden yaratmanın anlamı esas burada saklıdır."
Bu başlık altında çoğunluğu Koreceden olmak üzere -bir kısmı İngilizce- Türkçeye çevirisi yapılan edebiyat alanındaki kitapları ekleyeceğim. Benim gibi Kore Edebiyatı sevenlerin faydalanmasını umuyorum. :)
1.
Öncelikle ilk defa koreli bir yazar okuyorum. Ve onların filmlerini bilirsiniz ki biraz değişik insanlar. :) Sanki kitabı okurken de bir şekilde farklı gelecekmiş gibi saçma bir önyargım vardı açıkçası başlarken. Ama okumaya başladığımda çok sade dili ile gayet akıcı bir kitap olduğunu farkettim.
Kitabın ana karakteri Byongte Han'ın anılarını okuyoruz kendi kaleminden. İlkokul yıllarında ki onların sisteminde 10-12 yaşlarından bahsediyordu. Seul'den babasının sürgünü yüzünden taşrada bir kasabaya giden ve buradaki yeni okuluna alışmaya çalışan bir çocuğun hikayesi. Byongte Han eski okulundaki demokratik sistemi özlemektedir. Buradaki öğrenciler arasında hep kaba kuvvetin üstünlüğü belirlediği sisteme alışamamakta ve direnmektedir. Okuldaki bu güç oyununun aslında günümüzdeki insan ilişkilerdekinden çok da farklı olmadığını göreceksiniz.
Çocuklar üzerinden iktidar ve boyun eğme psikolojisini çok güzel anlatan bu kitap bence okunmalı.
Kitaba nereden başlayacağımı bilemiyorum. Her şey bu kadar taze iken inceleme yazmak daha doğru geldi. Bir çocuğun gözünden sınıf başkanını ve onun sistemini eleştiriyor gibi görünse de kitap iyi bir genel sistem eleştirisi aslında. Küçük bir okul sınıfı üzerinden bir çoğunluğun yanlış olan ama düzenli işleyen bir çarkın sonunu nasıl getirebileceğinden bahsetmektedir.
Şair, Kore edebiyatından okuduğum ilk kitap. Yazar burada efsaneden doğan ilginç bir halk hikayesini; meşhur şair Kim Sakkat'ın biyografisini kaleme almış. Asıl ismi Byungyeon olan şair, tarihi Kore dizilerinde sıkça gördüğümüz Joseon hanedanı zamanında yaşamış. Hikaye 1811 yılında şair 5 yaşındayken başlıyor. Dedesi Kim İksun soylu biri olmasına