En çok, beş kitaplık "Mustafa Kemal'in Romanı" tarihî nehir romanıyla tanıdığımız Yılmaz Gürbüz, ustalığını Çanakkale Yanarken'de de biz okurlarına sunuyor.
İmparatorluğun son direnişi ama aynı zamanda Türk Kurtuluş Savaşı'nın habercisi olan büyük Çanakkale Zaferi tabandan tavana tüm insan katmanlarıyla bir panorama olarak resmediliyor.
Tabii ki bu, aynı zamanda Yarbay Mustafa Kemal'in Sarı Paşa yani Türk halkının umudu olarak doğuşunun da öyküsü.
Tarihî roman seviyorsanız mutlaka okuyun.
Fatih Sultan Mehmet’in şehzadeliğinden İstanbul’un fethine uzanan sürükleyici, güzel bir roman. Yılmaz Gürbüz her romanında olduğu gibi bu kitabımda da tariki okunur ve zevkli hale getirmeyi bilmiş.
Fetih ve FatihYılmaz Gürbüz · İleri Yayınları · 20231 okunma
"Bil illeti sonra kıl müdavata tasaddi." Şairin "illet" dediği Türk'ün ruh kökünden uzaklaşma hastalığıdır. Aslımıza dönelim. Asrımız bir milletler,milliyetçilikler asrı...Yıllardır biz bunu anlayamadık. Dünkü kölelerimiz anladı...Bulgar Bulgarlıktan,Rum Yunanlılıktan bahsetti. Hatta Arapve Arnavut İslamı unutup milliyet peşine düştü. Sürüdeki domuzlar,develer dört bir yana dağılırken,biz zorla bütün bu hayvanları aynı sürü içinde tutmağa çalıştık. Bir sürünün bile ahenk içinde birlikte yaşayabilmesi için aynı esvafta,aynı cinste hayvanlardan meydana gelmesi lazımdır.
Acı,sadece beynimizde değil,vicdanımızda da yer etti. Ben acı hatıralarla yetmiş yaşımı buldum. Acı insana hayatta kalma gücü verir. Balkan'ın kaybı kadar,mübadele de bir acı kervanıdır. Hep yürüyecek...Vicdanımızda,beynimizde iz,izler bırakacak...Bu acılarla neslimiz,milletimiz devam edecek. Müşterek acılarımız yeniden bir millet yaratacak. Bu acıları yaşayıp yaşattıkça geleceğe güven duyacağız. Beynimiz kadar vücudumuzu da bu acılar sağlam tutacak. Bu acılar,bize düşmandan gelecek tehlikeleri de gösterecek.
Ölüm korkusu bana hayat verdi. Çünkü tedbirimi aldım...Bunun gibi milletin korkusu,endişesi de daima olmalıdır. Bir millete,düşmanının kendisi hakkında düşmanlık beslediği,kötü planları olduğu endişesi ve korkusu,ona hayat verir...Avrupadan korkmuyoruz,ama onların oyunlarından korkuyoruz. Bunun için Türk'ün Avrupa'da varoluş kavgası sürecek. Din nasıl fertte ölüm korkusunu azaltırsa,ülkü de millette yokoluş korkusunu azaltır. Bizi hayata bağlayan milli hatıralardır. Benliğimizi bu hatıralar yaratır.
Çok acı çektik on yıldır oğul!... Çok acı çektik!...Yunan'da kalmak ölümdü bize. Gazimiz Lozan Antlaşmasını yaptı da kurtardı bizi. Şimdi de gelecek kaygusu,endişesi. Görüyorum sende de var. Bende de...Şu sersefil bütün muharcirlerde de...Ama gelecek kaygısı olmayan fert gibi istikbal endişesi olmayan milletler de ölüme mahkumdur. Millet hafızası,Balkan acısı ile güçlendi. Balkan bozgunu hatıraları Türkiye'yi geleceğe daha güçlü şekilde hazırlayacaktır. Bu acıyı Gazi Paşamız kanında,vicdanında duymasa Çanakkale Harbini,istiklal savaşını kazanabilir miydi?