Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yonca Kocadağ

Yonca KocadağSadece Bir Gecelik yazarı
Yazar
Çevirmen
8.5/10
19 Kişi
86
Okunma
1
Beğeni
2.744
Görüntülenme

Yonca Kocadağ Sözleri ve Alıntıları

Yonca Kocadağ sözleri ve alıntılarını, Yonca Kocadağ kitap alıntılarını, Yonca Kocadağ en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Başkasıyla paylaştığı düşüncelerini bile kıskanıyorum.
Hatalarımı eğitiyorum, doğrularımı ödüllendiriyorum bir bir.
Evimde geçirdiğim dördüncü yalnız günüm. Eskisine oranla daha rahatım. Alışmaya başladığım yalnızlığımla dost oluyorum yavaş yavaş. Hatalarımı eğitiyorum, doğrularımı ödüllendiriyorum bir bir. Arkama bakıp yaşadıklarımı görüyorum gitgide. Acılarımla olgunlaşıyorum, gelecek sefere hatalarımı deneyimlerimle tanıştırmak için. İnsanın kendi kendine yetmesi kadar güzel bir şey yok. Sorunlarımı sevmeye başladığım zaman onlarla daha kolay başa çıktığımı görüyorum. Düşman güçsüzleri sevmezmiş, güçlülerle savaşırmış ki dişine göre rakibi olsun.
Reklam
Kızgınlıklarım, kıskançlıklarım, mutluluğum ve huzurum birbirine girmişti. Defalarca onu ne kadar iyi tanıdığımı keşfederken, onlarca kere ne kadar tanımadığımı kabullendim. ... Ben hiç kimseydim...
Ah İzmir, canım İzmir
İçimde bazı özlemler oluşturup, bazı özlemleri yok ediyor bu İzmir.
Bazen her şeyden kaçıp uzaklara gitmek istiyorum tek başıma.
Reklam
Neden çok fazla beklentim vardı bu ilişkiden? Hatanın üzerine mutluluk nasıl kurulabilirdi ki? Birilerinin bana neler olduğunu anlatmasına ihtiyacım vardı. Bunca aydan sonra tüm çabalarımın ve iyi niyetimin faturasını neden bu kadar ağır ödüyordum sanki? En ağırıma giden de kişiliğimi ezip bu ilişkiye boyun eğmem oldu. Ben bunu nasıl yaptım? Şimdi kendimi iki kat daha kişiliksiz hissediyorum. Bildiğim tek şey, ben ona her şeyimi verdim. Tüm duygularımı, tüm hayatımı açık oynadım. Şimdi ise bir enkaz gibi hissediyorum kendimi. Ama ben buyum işte. Berk'in yerinde başka biri olsaydı da aynı şeyi yapardım, kaçınılmazdı. Kaçınılmaz sonumuzla yüz yüze geliyordum... Şimdi kendime ceza verdiğim bu zaman diliminde acı bir şekilde bir şeyi görebiliyorum. Uğruna her şeyi göze aldığım, ulaşılmaz, değişilmez, eşi benzeri olmayan ilişkimin ne kadar da basit temellere dayandığını. Bizler, yani biz kadınlar kendimizden ödün vermeye başladığımız an, ilişkimize dayalı tüm seçenekleri karşı tarafın takdirine bırakıyoruz. Ne acı ki bizim bu iyi niyetimiz onlar tarafından koz olarak algılanıyor. Bunları bilinçsizce çözdüğüme eminim... Yüzümdeki ve vücudumdaki gerginliğin günbegün kaybolduğuna şahit oluyorum. Sanırım bütün bunları yazmak beni gevşetiyor... Hiçbir şey eskisi gibi aptalca gelmiyor. Her insanın yapabileceği hatalardan birini yaptım. Ve bu artık mazideki yerini almaya başlıyor. Hep diyorum, pişmanlıklarım yok, kabullenemediklerim var. Artık bu kendi kendimden kaçma olayını sonuçlandırmalıyım.
Aldığın her nefesten utanırsın. Bir an önce ölüp, kavuşmayı dilersin....
Ölüm bu dünyada, kaybettiğinde rövanşı olmayan en zevksiz oyundur. Sevdiğini yitirdiğinde acısını her zerrende hissedersin. Hele bu sevdiğin sana derinden yakınsa, o anda nefes alıyor olmayı çok görürsün kendine...
Yaptıklarımdan pişmanlık duymuyorum, yapılanları da inkar etmiyorum. Böyle olmak zorunda mıydı?
Reklam
Bir kez tattın mı ihaneti, sonraki mutlulukların bile eksik artık.
Anlıyorum ki insan beyninde hiç beklemediğin anda, hiç beklemediğin bir şey, o ana kadar hiç fark etmediğin bir kapıyı aralayabiliyor. Ama artık her şeyin farkındayım. Bu farkındalıkla ruhumda kocaman bir yara açılıyor... Aşkları bile anlamsız, hayatlarında sadece tensel hazlar olan, kişilik sorunlarına teslim olmuş, duygularını dinlediklerini, onların emrettiği şekilde yaşadıklarını savunarak vicdanlarını rahatlatan, bu rahatlamayla başka hayatları yok etmeyi, kişilikleri ezmeyi, hatta bunu insanın gelecekte bile her yaşadığıyla hatırlayacağı bir yara haline getirene kadar uzatmayı umursamayan birileri. Bu birileri yüzünden yüzlerce, binlerce insan ruhunda yarayla yaşamak zorunda kalıp, güvensiz, kuşkucu, mutluluğundan bile şüphe eden kimseler haline geliyor. Tek gerçek aşk mutluluğunu, bu duyguları tanımadan yaşayabiliyor insan. İlk aşkta... ...bir daha aynı tadı alamayacağımı, bunları unutamayacağımı biliyorum. Bir kez tattın mı ihaneti, sonraki mutlulukların bile eksik artık.
Zaman ilerledikçe daha da kararsızlaşıyorum. Kendimi sürekli karar vermeye zorladıkça aklım karmakarışık oluyor.
Bilmiyorum, bunu nasıl atlatırım bilmiyorum. Kendimi buruşturulup atılmış bir kesekağıdından daha değersiz hissediyorum.
Yalnız geçen günlerim beni çok değiştirdi. Kendi davranışlarımı, düşuncelerimi tek tek eleştirdim geceler boyu. Nerede hata yaptığımı da biliyorum artık. Bu hikayeyi lego parçalarından oluşturmaya kalksak, eksik kalan birçok parçanın sende olduğunu düşünüyorum. O parçaları istiyorum senden. Neyi tamamladığını anlarsam, eksik bıraktığım noktaları daha güzel tespit edebilirim...
Ruhtaki yamalı yaraları sevmeyi öğrenmek... Ne güzel bir cümle
Berk'i özlüyorum. Havada kokusunu duyuyorum bazen. Hemen yastığını kokluyorum uzun uzun. Onu çok sevdim, koyu bir sevgiydi. Koyu ve duru. Ağdalı sevdim onu, ama asla yapışkan değil. Üzüntüleri kahretti beni, sevişleri ise huzur verdi. Ben onu karşılıksız, koşulsuz sevdim. Saf ve cesur. Hayatımda ilk defa ya olmazsa diye düşündüğüm ve bir türlü bulamadığım bu sorunun cevabını şimdi o yokken bulmaya çalışıyorum. Ben onu beni sevdiği için sevdim. Şimdi beni kim sevecek? Bencilliğimin bedelini ödüyorum. Geçmişe asılarak nasıl yol katederim? Aynı yolda paralel yürüdüğüm insanlar beni sollayıp geçecekler. Ve ben onların ardından imrenerek bakacağım. Bir şeylerin bedelini ödüyor olmalıyım. Allahım, ruhumdaki yamalı yaraları sevmeyi öğret bana.
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.