Yücel Balku

Yücel BalkuSükût Ayyuka Çıkar yazarı
Yazar
8.0/10
16 Kişi
89
Okunma
15
Beğeni
2.574
Görüntülenme
Koza Han... -kapak fotoğrafım-
Sıkça yaptığım gibi bir kahve içmek için Koza Han'a gittim. Han tenhaydı, yaşlı bir erkeğin durmuş oturmuş çehresi gibi, hem sessiz hem uğultuluydu. Ortadaki havuzlu, küçük mescidin merdivenlerine oturmuş mırıl mırıl söyleşen iki kişi ve diğer bir köşede bir yandan kahvesini yudumlarken öte yandan nargilesini fokurdatan siyah paltolu bir kişi daha ve güvercinler, güvercinlerin muhabbetle gurultuları.
Ben yaşıyorum...
Yüreğimse hâlâ, bir ısırgan kümesinin tam ortasında atmaya devam ediyor. Ben yaşıyorum.
Sayfa 133 - GölKitabı okudu
Reklam
Herkes susuyor Çerbetan...Kendi kendilerinin yargıcı ve celladı mı oluyorlar susmakla?
Sayfa 138
Seni durgun bir suyun Çürümüş elleriyle okşuyorum ; anıları gizlemeye mecalim yok; Dağlarda kaldı Zinde ipek derelerin genç akışları Son taşsın içimde ; suyun nöbeti sende.
İsmimi vermekle isimsiz bir ozan gibi görülmekten kurtulduğumu sanmıyorum; çünkü belki de görüntüm haklıdır, şiir sadece kâğıt üzerine yazılmaz.
Sayfa 83 - M.K.C.Kitabı okudu
[...] o vakitler çocuktuk; bir kurşunkalemle gökkuşağı renklerinde resimler yapmaya muktedirdik.
Sayfa 148
Reklam
Biliyorlar , intiharın mümkün olmadığı tek mevsimdir ihtiyarlık.
Sayfa 115
GİZEM...
Sis iyice bastırıp dağ ve Abruşak birbirine karıştığında erguvan, ihtimal ki sadece sisin rengi oluyordu. Sonsuz, ağır, hayali sisin. Başlangıcın. Başlangıç dediğim, aylaklığın keyifli ezberinin başımı döndürdüğü puslu bir sonbahar günüydü.
Sayfa 10 - AbruşakKitabı okudu
Yaşayıp da yitmemek mümkün mü?
Sayfa 171 - CanKitabı okudu
Aşk kolay göründü önce Nice müşkül olduğu sonradan anlaşıldı.
Sayfa 168 - CanKitabı okudu
Reklam
Sonra kış bastırdı.Aniden, bir kestanenin patlayışı gibi sebepsiz ve gürültüyle çıkageldi kış.Kapılarımızı, pencerelerimizi zorladı.Ama ne gam ! Çam kütüklerinin çıtırtısından sallanan sobamızın üstünde kestanemiz, limonlu ıhlamur çayımız, ve hesapta akşama patlatılacak cin mısırı vardı. Annem mutluluğuma mutluluk katmak istercesine, ekmek dilimlerine acuka sürüp getirdi.
Asıl mesele çerbetân, nargile tütüyor henüz. Duman neyi söyleyebilir ki kıvrıla kıvrana? Bal gibi biliyoruz aslında ; bir aşk bitebilir, tütün tükenebilir, milyonlarca çocuğa babalık edebilir bir insan. Unutmak da mümkün belki ama hayat bitmese iyi olur değil mi, böyle kıvrıla, kıvrana !
Biz, bir geçiş toplumunun tekleyen ritmini ezber eden bir toplumda büyüdük, gerçekten insan olmaya çalıştığımız her an, tarihin ve coğrafyanın günahları paçamızdan yapıştı. O yüzdendir bazen çok çağdaş (?) bazen çok ilkel olmamız. Üstelik paçamızdan yapışan sadece geçmiş de değil; sevgi de bağlar insanı. Sevgi de engeldir bazen. Ailelerimize duyduğumuz sevgi de (ki asla hak ettikleri kadar sevemedik onları ya da sevdik ama gösteremedik) yapıştı bize. O yüzden yavrularım, vasiyetimdir; bizi sevin, hoşumuza gider bu; ama asla hayatınızın yörüngesini değiştirmesin bu sevgi, … Hatalarınız da kendinize ait olsun.
Sayfa 18 - CanKitabı okudu