"Bu askeri darbe bizi yaktı" dedi. "Bu darbe tamamen Amerikan tezgahıdır. Sence de öyle değil mi?"
"Bu işler beni ilgilendirmez" dedi. Bu büyüklerin bileceği bir iştir. Bizim anlayacağırnız işler değildir.
Bak şimdi, burada Etiyopya'da açlıktan ölen insanlardan söz ediliyor, şurada da Amerika'da bütün günlerini televizyon
karşısında geçiren insanların yaşamı anlatılıyor.
Yalnızlık daha iyiydi, diye düşündü. Hiç değilse yalnızca kendi ıstıraplarıola başbaşasın. Oysa şimdi, başkasının ıstırapiarına ortak olmak zorundasın.
🌿Merhabalar🌿 #188501228 E-KİTAPLAR
Telegram E-kitaplar t.me/Pdf100000kitapa...
Sayfama gelip bu iletiyi okuyorsan, bence kitap önererek yorumunu da ekleyebilirsin, şimdiden teşekkürler 🙏🙏 Her öneri birbirinden değerli benim için🥰
Değerli önerilerinizden oluşan kitap listesi;
Malumunuz 12 Eylül darbesi, ülkemizi ve demokrasimizi ciddi boyutta sekteye uğratan en şiddetli müdahale olarak tarihimizde bir utanç sayfası olarak yer alıyor. Bu elim olayın amaçlarını, işleyiş sürecini, sonuçlarını ise hemen hemen hepimiz ezbere biliyoruz artık. İnsanları işkence kapsamına almak, gözaltlarında tutmak, yargılamak ya da
Aslında doğru düzgün yorum yapmak gibi bir yeteneğim yoktur. Sadece 3-5 cümleyle birşeyler yazar bırakırım ama bu guzel kitap hakkında hiçbir yorum yok ve çok az okunmuş sırf bunun için biraz uzun ve ayrıntılı bir yorum yapmaya çalışacağım.
İlk olarak kitabın konusu Abuzer isimli bir adamın 12 eylül döneminde yaşadıklarıdır. Abuzer vurdumduymaz, saf ve açık sözlü biridir.
Abuzer İstanbul 'a çalışmak için gelir, gelir fakat geldiği gibi şehirden çıkartılır. Çıkartıldığı gibi şehre yeniden girer. Daha sonra kendini karakolda sorgulanırken bulur...
Yazarı ilk kez duydum arkadaşın önerisi ile okuduğum bu yazardan bu kadar güçlü bir kalem beklemiyordum açıkçası.
Hiyerarşik düzeni her bölümde müthiş bir şekilde iğneleyerek asıl yüzünü göstermeyi çok net bir şekilde başarabilmiş. 12 eylül dönemi hakkında pek bir bilgim olmasa da cezaevlerinde neler olduğu konusunda az buçuk bir bilgim var ki kitapta zaten en çok eleştirilen ve yerden yere vurulan tam anlamıyla ALAY EDİLEN ,Tİ'YE ALINAN konu hiyerarşi ve cezaevlerinin durumudur.
Her ne kadar yazar bunu Abuzer ile güldürerek anlatsa da karanlık dönem, siz gulerken arkaplanda sıkı bir şekilde eleştirilmiş...
Hatta size şöyle açıklayayım: eğer siz kitaptan Abuzer'i cıkarırsanız elinizde "cezaevleri ve hiyerarşik düzen" adlı bir kitap kalacaktır...
Son olarak siyasetten sıkılanlar ya da siyasi kitap okumak istemeyenler ya da 12 Eylülü merak edip deneme inceleme şeklinde değilde tam bir roman tadında okumak isteyenler bu kitabı alın okuyun. Hiç kaçırmayın derim...
Bittikten sonra Abuzer'i özlemedim değil... Vay be...
Vatandaş AbuzerYücel Sarpdere · Evrensel Basım Yayın · 2012655 okunma
Tarih: 12 Eylül 1980. Saat: 04.00
Türk Silahlı Kuvvetleri, 1960 Darbesi ve 1971 Muhtırasının ardından cumhuriyet tarihinin üçüncü açık müdahalesini gerçekleştirdi. Meclis lağvedildi, Başbakan Süleyman Demirel görevden alındı, bütün siyasi partiler feshedildi, parti liderleri gözetim altında tutulmak için götürüldü ve yargılandı. İlk bildiriyi TRT