Yves Simon

Yves SimonRenkli Günler yazarı
Yazar
7.7/10
7 Kişi
35
Okunma
2
Beğeni
1.321
Görüntülenme

Yves Simon Sözleri ve Alıntıları

Yves Simon sözleri ve alıntılarını, Yves Simon kitap alıntılarını, Yves Simon en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ve sonra, yağmurlu günlerin akşamlarında, yüreğin dünyayı uyandırmak istercesine göğüste çırpındığı, alınların kırıştığı soğuk akşamlarda nasıl da başka biri olmak isterdi; bir ermiş, bir kurtarıcı, kurşun yağmuru altında cephede en ön safta yer alan, eylemde en önde yürüyen, yumruk havada, ötekilerin seslerini bastırarak marş söyleyen… “Bu son kavgamızdır, artık kenetlenelim” diyen kişi olmalı, tam göğsüne bir kurşun yemeli, lime lime olan beyaz gömleğin üzerinde kıpkırmızı güzel bir kan lekesi belirmeliydi. Kadınlar, erkekler ağlarlardı o zaman; gözyaşları da dinerdi. Nefret, donukluk, sessiz kortej… İktidar dize gelecek; üçkâğıtçılığın, yalanların yerini yeni bir düzen alacak. Yaşasın gerçeklik uğruna can veren kahramanlar, yaşasın yoldaşımız…
Beni kötülük ve iyilikten, görülen ve duyulan her şeyden, hatta kendimden bile uzaklaştıran o tutkuyu bekliyorum.
Reklam
Hayatlarının dar bir yolun, bir orta yolun üzerine kurulmuş olduğunu hissediyorlar; gelip geçicisinden bile olsa, taşkınlığı, çılgınlığı andıran her şeyin, yasak değil, daha kötüsü, olanaksız olduğu bir yolun üstüne...
"Yolculuk yapabilmeyi, gidebilmeyi, her sabah mekân değiştirebilmeyi, yaşama karşı her gün beni altüst edecek bir iştah duyabilmeyi isterdim, yoo, hayır otelde yaşamayı sevmediğimi biliyorum çünkü orada sevdiğim, bildiğim her şey bulunmuyor. Ben şeylere bağlıyım. Yolculuk duygusuna, serüven duygusuna sahip olmayı isterdim."
Sayfa 115 - Birinci Basım: Temmuz 2001 - Everest Yayınları
Başı avuçlarının arasında mutluluğun 21 Haziran gibi, kış başından itibaren yolu gözlenen, en uzun gün, kutsal gün 21 Haziran gibi bir şey olduğunu düşündü, oysa 22'sinden sonra günlerin hemen yeniden kısalmaya başladığını, ağır ağır, kararlılıkla yeniden karın ve soğuğun yolunu tuttuklarını kimse aklına getirmez. Hatta haftalar boyunca herkes kendini kandırmaya devam eder, gün uzunmuş gibi davranır ve bir gün, çoktan zamanın devrildiği fark edilir.
Sayfa 71 - Birinci Basım: Temmuz 2001 - Everest Yayınları
Hayatın farklı yüzlerden değil, yolları bir yerde kesişen iplerden örülü olduğunu ve bazen harikaların mutsuzluğun yanı başında boy gösterebileceğini ya da onun peşinden gelebileceğini henüz bilmiyordu.
Sayfa 50 - Birinci Basım: Temmuz 2001 - Everest Yayınları
Reklam
Yerinden kıpırdamadan yeniden odanın içindeki mobilyalarla nesneleri sayıp dökmeye koyuldu. Elbette hepsini tanıyordu, ama şimdi başka bir şeydiler. İnsanın bütün çocukluğunu geçirdiği ve birkaç aylığına uzaklaştığı bir sokak gibi. Mağazalar yerli yerindedir, evler hiç değişmemiştir, kaldırımlar eskisi gibidir, ama başka varlıklar gidip gelmiştir buralara, içlerinde yaşamıştır ve sanki duvarlar sizi unutmuş, yeni gelenlerin hayallerinin renklerine bürünmüştür. Mineraller çevrelerine göre değişmiştir.
Sayfa 16 - Birinci Basım: Temmuz 2001 - Everest Yayınları
Kış yoksullar içindir, zenginler için kış yoktur bile. Kışın ayrılıklar iyice ortaya çıkar. Güneş altında böyle bir şey olmaz, herkes yarı çıplaktır, kimsenin kimseden farkı yoktur; enseler, omuzlar, deri, bacaklar, kaslar fora, ama kışın maddi gelirler ten üstünde yığılır: Fanila, gömlek, kravat, yelek, takım elbise, eşarp, sıcak tutan astar, cüzdan, manto, rozet, araba, kırmızı tuğlalar, kesme taşlar.
Sayfa 37 - Birinci Basım: Temmuz 2001 - Everest Yayınları
Hastalığın günden güne yayıldığının farkındaydı ve baştaki gevşekliğinin yerini usulca korku almıştı; ölüm korkusu değil, kendi bedeninin, teninin yumuşaklığının çekimine kapılmış gibi görünen binlerce düşman hücre tarafından istila edilmesinin verdiği kaygı. Hücrelerin ilerlediğini, durduğunu, yeniden hücuma geçtiğini, birbirleriyle karşılaşıp çarpıştığını hissediyor, her sabah yeniden etini, liflerini ve huzurunu fethedişlerini duyuyordu. Artık durumun geri dönüşsüz olduğunu ve bedeninin çürümesine rağmen zihninin kararmadığını, hâlâ ömrünün en güzel rüyalarını görebileceğini biliyordu. Bedeni her gün yeni bir yenilgiye uğruyordu ama ruhunu, geçmişini olduğu gibi korumuştu.
Sayfa 26 - Birinci Basım: Temmuz 2001 - Everest Yayınları
Evlenir evlenmez ilk işleri bir daire tutmak olmuştu: "gerçek" bir ev olsun da nasıl olursa olsun, içine tek bir kapıdan girilen, kapı kapandığında da insanın kendini gerçekten evinde, güvencede, sarmalanmış hissettiği bir daire. İkincisi ve özellikle, gerçek bir dairenin tuvaletleri de içeride olmalıydı. Çocukken orada ancak gerektiği kadar, hatta mümkün olduğu kadar az kalmaya alışmış, daima keyfince okuyabileceği, düşünebileceği, şarkı söyleyebileceği, hatta uyuklayabileceği uzun, bitmek bilmez molalar hayal etmişti.
Sayfa 8 - Birinci Basım: Temmuz 2001 - Everest Yayınları
Reklam
Evet, pamuk evden çıkmalı, kapının öte yanına geçmeli, çemberi kırmalı. Orada kesinlikle renkli günler var.
Sayfa 48 - Birinci Basım: Temmuz 2001 - Everest Yayınları
Yetişkinler hayal kurduklarını bilirler, çocuklarsa kurdukları hayallere inanırlar.
Sayfa 182Kitabı okudu
Ya da pastel renkli filmler çekmek isterdi… Çamaşırhanenin yanında oynayan çocuklar, iplerde kuruyan çamaşırlar, babaların yüzleri, uzaklaşan trenlerin sesleri, kavak dallarını hışırdatan rüzgâr, okşanan bir ten, fotoğraflarda saklanan tüm o anılar, eski savaşçılar, bayraktarlar kafilesi, pırıl pırıl helikonlar ta tara ta ta tara ta tara ta ta, uçsuz bucaksız yemyeşil bir tarlada salınan papatyalar, kuşluk vakti iki öküzünü otlatan köylü… Zaman akıp giderdi, evlerdeki çatlaklar gitgide büyürdü, pul pul kabarmış sıvalar üflesen dökülecek gibi görünürdü, bağcıklar açılır ve ayakkabılar su alırdı. Her şey yavaş yavaş çözülür, tendeki hücreler de bir bir ölürdü, tırnaklar kırılır; retinadaki çomakçılar kırmızıyı yeşilden ayırmakta geçen her dakikada daha çok zorlanırdı.
Ateşkesler savaşları asla bitirmez; savaşlar kafalarda sürüp gider.
Sayfa 204Kitabı okudu
85 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.