Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Zlata Filipovic

Zlata FilipovicZlata'nın Günlüğü yazarı
Yazar
Çevirmen
8.3/10
55 Kişi
196
Okunma
3
Beğeni
1.874
Görüntülenme

Zlata Filipovic Gönderileri

Zlata Filipovic kitaplarını, Zlata Filipovic sözleri ve alıntılarını, Zlata Filipovic yazarlarını, Zlata Filipovic yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Tabii ki ben 'çok küçüğüm' ve politika 'büyüklerin' elinde. Ama biz 'küçüklerin' bu işi daha iyi becerebileceğini sanıyorum. Eminim ki savaşı bir çözüm yolu olarak seçmezdik."
Sayfa 96
Reklam
"Savaş, günlerimizi ortadan kaldırıp yerine dehşeti getirdi. Artık önümüzde günler değil dehşetler uzanmakta. Sanırım politikanın anlamı Sırplar, Hırvatlar ve Müslümanlar demek oluyor, ama bunların hepsi insan. Hepsi de birbirinin aynı. Hepsi insana benziyor, birbirlerinden hiç farkları yok. Hepsinde kollar, bacaklar ve kafalar var. Hepsi yürüyor, konuşuyor ama onları farklı yapmak isteyen 'bir şey' var."
Sayfa 95
Annem: "Milyacka'nın bu kadar geniş bir nehir olduğunu bilmiyorum. Koşuyorsun, koşuyorsun, koşuyorsun, köprünün sonu bir türlü gelmek bilmiyor." diyor. İşte korku bu. Mimmy, bu bir şey tarafından vurulma korkusu.
Sayfa 63
"Savaş sevgi tanımıyor, bir şeyleri kurtarmak isteğinden anlamıyor. Sadece yok etmeyi, yakıp yıkmayı biliyor. Hiçbir kimsenin ve hiçbir şeyin canlı kalacağını sanmıyorum."
Sayfa 51
Pazartesi, 2 Ağustos 1993:
''Bazı insanlar beni Anne Frank'la karşılaştırıyor. Bu beni korkutuyor, Mimmy. Sonumun onunki gibi olmasını istemiyorum.'' * Zlata
Sayfa 152Kitabı okudu
Reklam
Cumartesi, 8 Mayıs 1993:
''Bugün müzik okuluna giderken pazar yerini gördüm. Orada her şey var. İnsanın aklına gelebilecek her şey. İnsanlar her şeyi satıyor. Bütün bunların nereden geldiğini merak ettim, sonra aklıma savaşın ilk başladığı günlerdeki Saraybosna sokakları geldi. Kırık vitrinleri ve ortadan kalkmış malları hatırladım. Cevap bu muydu acaba.? (..) ..ama işin en kötüsü bütün bu malları şimdi de o kadar pahalıya satmaktı.. O güzelim yiyecek maddelerini görmeliydin.! Bu arada açlığı çeken bizleriz, bulduğumuz her yiyecek maddesi için Tanrı'ya şükrediyoruz.''
Sayfa 128Kitabı okudu
Salı, 4 Mayıs 1993:
Sevgili Mimmy, Yine politikayı düşünüyorum. Halkı Sırp, Hırvat ve Müslüman diye gruplara ayırmak ne kadar aptalca, çirkin ve mantıksızca olsa bile , bunu yapan politika. Hepimiz bir şeyler bekliyoruz, bir şeyler ümit ediyoruz, ama ortada hiçbir şey yok. Vance-Owen barış planı bile işe yaramayacağa benziyor. Haritalar çizilip duruyor, insanları birbirlerinden ayırıyorlar, ama o ayrılan insanlara hiç kimse bir şey sormuyor. Bu ''yumurcaklar'' gerçekten bizimle oyun oynuyorlar. Normal halk bu bölünmeyi istemiyor, çünkü bu hiç kimseyi mutlu etmeyecek -ne Sırplıyı, ne Hırvatı, ne de Müslümanı. Ama normal insana kim soru soruyor ki.? Politika sorularını, sadece politikacılara soruyor. * Zlata * Yumurcaklar: Politikacılar için kullanılan güncel bir sözcük
Sayfa 126Kitabı okudu
Cumartesi, 17 Nisan 1993:
''Bence politik durum da, hareket halindeki bir aptallık. Kocaman BÜYÜÜÜK bir aptallık. Bu yaşama ve acı çekmeye devam mı etsem, yoksa bir ip alıp.. İşi bitirsem mi bilemiyorum. Eğer durum böyle devam ederse, birkaç yıl sonra 20 yaşında olacağım. Eğer bir başka ''Lübnan''a dönüşürsek (dedikleri gibi), 30 yaşında bile olurum. Çocukluğum, gençliğim ve hayatım gelip geçecek demektir. Öldüğümde bile bu savaş hâlâ devam ediyor olacaktır.''
Sayfa 122Kitabı okudu
Perşembe, 19 Kasım 1992:
''Niye politika bizi mutsuz yapıyor, bizleri birbirimizden ayırıyor.? Biz kimin iyi, kimin kötü olduğunu pekala biliriz. İyiyle birlikte olurken kötüden kaçınırız. Kötünün arasında olduğu gibi, iyinin arasında da Sırplar, Hırvatlar ve Müslümanlar bulunuyor. Bir türlü ne yapmaya çalıştıklarını anlamıyorum. Tabii ki ben ''çok küçüğüm'' ve politika ''büyüklerin'' elinde. Ama biz ''küçüklerin'' bu işi daha iyi becereceğini sanıyorum. Eminim ki savaşı bir çözüm yolu olarak seçmezdik.''
Reklam
Perşembe, 18 Haziran 1992:
''Evet biliyorum, aslında bütün bunlardan politika sorumlu. Politikanın beni ilgilendirmediğini söylemiştim, ama bir cevap bulabilmem için biraz da olsa bilgi edinmem gerekiyor. Bana sadece bölük pörçük bir şeyler söylüyorlar, herhalde bir gün çok daha fazlasını keşfedip daha çok şey anlayacağım.''
Sayfa 59 - (Sayfa: 58-59)Kitabı okudu
Arka Kapak
Zlata, Saraybosna'da yaşayan 11 yaşında mutlu bir kız çocuğuydu. Günlük tutmaya başladığında bir gün bunun bir belgesel niteliği taşıyacağını hiç tahmin etmemişti. Sonra savaş başladı. Zlata'nın mutlu yaşamı her an bir bombanın hedefi olma korkusu, çevresindeki insanların ölümleri ile altüst oldu. Susuz, elektriksiz, yiyeceksiz bir yaşam başladı. Tıpkı Anne Frank gibi. Zlata artık Paris'te yaşıyor ve özgür. Ama onun görebildiği gerçekleri politikacıların nasıl olup da göremediğini hala anlamıyor. * ''Zlata felaketin başladığı günden kurtulduğu güne kadar, hatıra defterinde Saraybosna'da hala sürüp giden cehennemi yazar. Kendi algıladığı biçimde..'' * TEMPO * ''Daha iyisi, daha güzeli için insanoğlu çabasını sürdürür. Sen de onun soylu bir örneğisin Zlata.. Zlata Filipoviç'in Saraybosna günlüğü küçüklerden büyüklere acı dersler veriyor.. Politika yapan ve kendini büyük sanan herkes bu günlüğü okumalı.!'' * Hasan Cemal
Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Yaşamaya ve acı çekmeye, umut etmeye devam etmek ya da kendime bir tahta kiriş ve ip bulup…
78 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.