Nâzım ölmüş. Buna inanmak güçtü. Ölüm Nâzım'a yaklaşacak ve onu alıp götürecek kadar cesaretli olamazdı. Cesareti olsa bile, Nâzım'a, cellat elini sürmekten korkmalıydı. Nâzım karşısında ölüm, ancak alçaklıkla muvaffak olabilirdi. Ölümün Nâzım'ı alıp götürmesi, kıskançlığın, haksızlığın, anlayışsızlığın; güzelliğe, derinliğe, her türlü insancıl büyüklük ve iyiliğe karşı öç almasından başka bir şey olamazdı.