İstanbul'da Sevda
İstanbul'da sevmezsin
Sevdalanırsın sevdiğine.
Sevdiğinle el ele göz göze
Aşka doyar sevdayı yaşarsın
Yıldızlar başka türlü yanıp söner
Mehtap bir başka aydınlatır her gece.
Çamlıca'da, Tarabya'da, Adalar'da
Yıldızları seyredersin Sıcak yaz gecelerinde
Başın sevdiğinin omzunda
Dalarsın hayal dünyasına
Elleri ellerinde.
Yarına, öbür güne, bir ömre
Sevdiğinle İstanbul'da
Artık sesi çıkmıyor
Ağustos böceğinin
Karıncalar ortalarda
Pek görünmüyor
Ağaçların altın sarısıyla bezenmiş
Sararan yaprakları
Savruluyor dört yana .
Güneşin rengi sanki
Biraz daha hüzünlü .
Soğuk kış günlerinde
Hele de karlıysa her yer
Çıkmak zevkli olurdu
Vefa yokuşunu.
Tarihi bozacıda
Büyük bardak bozaya
Sarı leblebiler koyar
İçerdik dibine kadar
Sonra
Bir külah tarçınıyla birlikte
Bir sürahi boza alır
Ahşap konakların önünden
Dönerdik baba ocağımıza
Evdekiler bozayı yudumlarken
Sobanın etrafında ısınırdık
Neşeyle, mutlulukla ..
Sabahın ayrı güzel
Hele de ilkbaharsa,
Boğazın yakaları
Birbirlerine bakıp
Sanki nazire yapar.
Her yakada bin yeşil
Her yaka renk cümbüşü
Yalılar tarih dolu
Geçmişiyle övünüp
Her sabah nazlı nazlı
Yıllardır buradayım der.
Boğazın koyu mavi
Muhteşem denizinin
Şıkırdar kıyılara
Vurdukça dalgaları .
Balıkçı sandalları
Sallanır tatlı tatlı
Ah İstanbul
Dört mevsim
Sabah akşam
Gece gündüz
Ne güzel şehirsin sen
En güzel şehirsin
Emirgan
İnce belli bardaktan
Bir demli çay içersin
Tadına vara vara
Ağaçların gölgesinde
Emirgan da
Taze demli çayı çok güzeldir
Tarihi eski Emirgan'in