Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Abdülbaki Gölpınarlı

Abdülbaki GölpınarlıYunus Emre - Hayatı ve Bütün Şiirleri yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
8.6/10
441 Kişi
2.061
Okunma
294
Beğeni
15,7bin
Görüntülenme

Abdülbaki Gölpınarlı Sözleri ve Alıntıları

Abdülbaki Gölpınarlı sözleri ve alıntılarını, Abdülbaki Gölpınarlı kitap alıntılarını, Abdülbaki Gölpınarlı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İşidin ey yârenler kıymetli nesnedir aşk Değmelere verilmez hürmetli nesnedir Aşk Hem cefâdır hem safâ Hamza'yı attı Kaf'a Aşk iledir Mustafâ devletli nesnedir Aşk...
Din Sahtekarlığı, İkiyüzlülük
Din sahtekârları, halkı aldatmak için, medeniyetin, ilerlemenin aleyhinde bulunurlardı. Mesela onlara sorulsa resme günah derlerdi. Güya resimler, yapan adamdan can isteyecek imiş... Ne saçma laf, değil mi? Resim, adamdan nasıl can ister? İstese bile biz ona nasıl can veririz? Peygamber, kendi zamanında taşlara, topraklara tapan vahşileri medeniyet yoluna sokmaya çalıştı. Putlara, resimlere tapmaya alışmışlardı. Eğer resmi yasaklamasaydı, kendilerinde kökleşen bu inançla bu sefer Peygamber öldükten sonra ona tapınmaya başlayacaklardı. Halbuki bugün millete faydası dokunan birinin, mesela Büyük Gazi'mizin heykelini görünce, yahut annemizin, babamızın, sevdiğimiz bir arkadaşın resmini elimize alınca ona tapar mıyız? Hürmet ederiz, fakat hürmet başkadır, tapınmak başka. Şu halde bugün resimden, heykelden hiçbir korku kalmamıştır ve bunlar katiyen günah değildir. Müslümanlık, körü körüne âdetlere saplanmak, görgülere bağlanmak değildir. Zaten hakiki din âlimleri de "Hükümler zamanlara göre değişir" demişlerdir. Aklın kabul etmediğini, medeniyetin uygun bulmadığını, din hiç kabul etmez ve uygun bulmaz. Bağnazların, din sahtekârlarının artık hiçbir hükmü kalmamıştır. Büyük Gazi'miz ve arkadaşları çok yaşasınlar ki, bizi bu cahillerin ellerinden kurtardılar, bize doğru yolu gösterdiler.
Reklam
Bize dîdâr gerek dünya gerekmez Bize mâna gerek davâ gerekmez Bize Kadir gecesidir bu gece Sabahlar olmasın seher gerekmez Bize aşk şerbetinden sun ey saki Bize uçmakta kevser gerekmez Kadehler dolu dolu içelim biz Biz sarhoş olmayız humar gerekmez. Eğer bu dert ile hasta düşersem Safâlık vermesin ilaç gerekmez Yunus sarhoş olup düştü susakta Çağırır Taptuğ'una ar gerekmez
Sayfa 190
Kimden öğüt istersen sabrı gösterir bana Sabır sermayesini mahabbet odu(ateş) yaktı
Sayfa 123Kitabı okudu
    Bir Türkün, anlamını bilmediği, anlamadığı Arapça ile Allah'a hitap etmesi, adeta papağanın konuşmasına benzer. Böyle bir hitap, böyle bir dua, elbette ruhtan doğmaz. Allah'a karşı samimi olmak, bütün duygularımızı, isteklerimizi, duyduğumuz, istediğimiz gibi söylemek için mutlaka Türkçe söylememiz, kendi anadilimizle hitap etmemiz lazımdır.
Hz. Pey­gamber (S.M.) Tebük savaşına gidecekleri vakit, Alî’yi Medîne'de halîfe bırakmışlardı. Hz. Alî, Ey Allah'ın elçisi, be­ni kadınlarla çocuklara mı halîfe bırakıyorsun diye savaşa katılmak istediğini imâ edince Hz. Peygamber (S.M.) «Râzı değil misin yâ Alî, sen, bana, Hârun, Musâ'ya ne men­ziledeyse o menziledesin, ancak benden sonra peygamber yok» buyurunca, Alî, râzı oldum, râzı oldum demişti. «Murtazâ» lâkabı, bu yüzden kaldı.
Sayfa 12
Reklam
Subaşı'nın eşeği kaybolmuş. Adamları, kol kol ayrılıp aramaya çıkmışlar. Yolda Hoca'ya rastlamışlar. Bağa gittiğini anlamışlar. Sen de o taraflarda ara demişler. Hoca, hem türkü söyler, hem gidermiş. Birisi, Hoca ne yapıyorsun? demiş. Hoca demiş ki: Subaşı'nın eşeğini arıyorum. Adam, bu nasıl eşek arayış? deyince Hoca şu cevabı vermiş: – El elin eşeğini türkü çağıra çağıra arar.
Sayfa 92 - İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 2017Kitabı okudu
Yunus Emre gözün aç bak iki cihan doludur Hak Gümânı sıdkı oda yak şöyl' eşkere nihandadır
Sayfa 337
Doğan ölecek; yaşayış, ölümün başlangıcı. Soluk alışımız bizi yaşatmakta; ama her soluk alıp verdikçe ömrümüz tü­keniyor; yaşayışın başlayışı, ölümün habercisi.
Sayfa 55 - Yapı Kredi yayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.