13. Yüzyılı anlatayım biraz. Türkler İslamla tanışmış, Anadolu’ya yerleşmişler. Yurt edinmekle bitmiyor iş, yurdu savunmak da gerek. Doğudan gelen Moğollar, Anadolu’yu yağmalıyorlar. Halk, kıtlık ve susuzluk gibi türlü sorunlarla baş etmeye çalışıyor. Tüm bu sorunlar sürerken Anadolu’da çeşitli dergâhlar, kişilere hem manevi hem maddi destek sağlıyor. Yunus Emre de bu dergâhlardan Taptuk’unkine mensup. Kendini çok iyi geliştirmiş bir Türk Aydınıdır Yunus Emre, şiirleri okurken bunu anladım. Şiirlerinin hem çok derin anlamları var hem de çok iyi anlaşılabiliyor. Yunus Emre’nin şiirlerini kaç yüzyıldır okuyoruz ve hâlâ anlayabiliyoruz, ne çevirmene ihtiyaç duyuyoruz ne de açıklamalara. Yunus Emre, toplumun öz diliyle yazmıştır ve sıradanlıktan çıkarak evrensel bir şair olmuştur. Günümüzde de 200₺’nin arkasında Yunus Emre’nin resmi bulunuyor. 200₺’nin arkasına Yunus Emre’yi koymayı kim düşündüyse o kişiye çok minnettarım. Benim herhangi bir dine inancım olmamasına rağmen Yunus Emre’yi okurken çok büyük zevk aldım ve bu kadar güzel bir dille yazılan Türkçe şiir kitabını okumaktan onur duydum.