Abdülkerim Kuşeyri

Abdülkerim KuşeyriKuşeyri Risalesi yazarı
Yazar
9.0/10
43 Kişi
260
Okunma
59
Beğeni
3.573
Görüntülenme

Hakkında

Abdülkerim İbn Hevazin İbn Abdülmelik İbn Talha İbn Muhammed Ebü’l-Kasım el- Kuşeyrî en-Nişaburî 376 (miladi 986) yılının Rebiülevvel ayında doğdu. Kuşeyrî, Horasan’a gelen ve bu çevreleri yurt edinen Arap neslindendir. Dayısı Üstüva kasabasının Dahkanlarının önde gelenlerinden Ebu Akıyl es-Sülemi’dir. Baba yönünden Kuşeyrî, anne yönünden ise Sülemidir. Küçük yaşlardayken babasını kaybetti. Yetim ve fakir olarak yetişti. Başlangıçta Arapça ve edebiyat ile meşgul oldu. Binicilikle ilgilendi. Gençliğinde yaşamış olduğu Üstüva köyünü idare etmek gayesiyle hesap ilmini öğrenmek için Nişabur’a göçtü. Dakkak olarak tanınan Şeyh Ebu Ali İbn Hüseyin İbn Ali en-Nişaburî’nin meclisinin huzurunda bulundu, sözünü beğendi, irade istedi. Şeyhi ona ilmî öğrenimde bulunmasını işaret etti. Bunun üzerine İmam Ebubekir Muhammed İbn Bekir et-Tusi’nin derslerine gitti. Fıkıhla şer’i ilimlere başladı ve bu ilmi tamamlayıncaya kadar bununla uğraştı. Ardından yine şeyhinin işaretiyle Üstad İmam Ebubekir İbn Furek’in derslerine devam etti ve ondan usul-u fıkhı okudu. Üstadının vefatından sonra Ebu İshak el-İsferayini’nin yanına vardı. Kendi tarikatıyla İbn Furek’in tarikatını birleştirdi. Bu esnada Üstad Ebu Ali Dakkak’ın meclislerinde hazır bulunuyordu. Bu durum Üstad’ın kendi kızını ona vermesi ve onunla evlendirmesiyle devam etti. Ebu Ali’nin vefatından sonra Ebu Abdurrahman es-Sülemi ile muaşeret etmeye başladı. Mücahede ve Tecrid mesleğine girdi. Eser tasnif etmeye başladı. Usul-i dinde Eşari mezhebi, füru-i dinde ise Şafii mezhebi üzereydi. Müfessir, muhaddis, Şafii fakihi, mütekellim, nahivci, edip, şair ve sufi diye anılacak kadar ayetlerin tefsiriyle ve hadisle iştigal etti. Şeriat ilimleriyle, hakikati ve edebi cem etti. İmam Muhammed el-Cüveyni, Ahmed İbn Hüseyin el-Beyhaki’nin içinde bulunduğu bir toplulukla hacca gitti. Tezkir sahasında meclisler düzenledi, müridlerle oturumlar gerçekleştirdi. H. 437 yılında hadiste imla meclisi oluşturdu. Hadis imla ettiriyordu. Bazen hadis hakkında hadisin işaretleri ve latifeleri hakkında açıklamalar yapıyordu. Yazımda güzel, güzel bir tarzı vardı. Ebu’l-Hasan el- Baherzi ‘Dumyetu’l-Kasr ve Usratu Ehli’l-Asr’ adlı eserinde Kuşeyrî’nin tercüme-i halini anlatır ve şöyle der: “Bütün güzellikleri toplamıştır. Burunların zilletini zorlayarak kendisine boyun eğdirtirdi.2 Etkili sesinden dolayı bir kayaya söz söylese kaya erirdi. Zikir meclisinde İblis ile irtibat kursa İblis tevbe ederdi. Güzel ve temiz söylemede güzel bir konuşmaya sahipti. Eşari mezhebi kelamında mahir idi. Beşerin sınırlarının kuşatamadığı ilimleri kuşatmada mezundu. Faydalanmak isteyenler için sözleri faydalı ve eşsizlikler içeriyordu. Minberinin bağımlıları arifler ve seyyidler idi. Mutasavvıflar arasında bağışlar meclisi oluşturulduğunda arifler onun Hakk’a olan kurbetini ve adımlarını gördüklerinden dolayı önünde erirlerdi, ona nispetle sönük kalırlardı. Onun etraflarında sergilerini dürerlerdi. Nazar ve tefekkürde bölünürlerdi. Yüce anlamlar içeren, taç giydirilen şiirlere sahipti.” Tasavvufta Ebu’l-Kasım en-Nasrabazi’ye intisap etmiştir. Nasrabazi, Şibli’ye; Şibli Cüneyd’e; Cüneyd Sırrı Sakati’ye; Sırrı Sakati Maruf-u Kerhi’ye; Maruf-u Kerhi Davud-u Tai’ye intisap etmiştir. Davud-u Tai de tabiinle karşılaşmıştır. Tarikatının isnadı böyle nispet belirtilmektedir. Kuşeyrî ile Hanbeliler arasında, Kuşeyrî’nin Eşari düşünceyi savunması nedeniyle düşmanlık baş gösterdi. Ebu’l-Ferec İbn Cevzi h. 445 yılı olayları hakkında şöyle demektedir: “Bu yılda NiŞabur bölgesinde İmam Eşari’ye lanet edilmesi ilan edildi. Bu uygulamadan/lanet etme davranışından dolayı Ebü’l- Kasım Abdülkerim İbn Hevazın el- Kuşeyrî sıkıntı duydu. ‘Şikayetü ehli’s- sünnet ma nalehüm mine’l-mihneti’ adlı bir eser yazdı. Kuşeyrî bu eserinde şöyle demektedir: ‘Dinin imamı ve sünnetin ihya edicisine lanet mi edilecek?’” Yaşanılan tatsız olaylardan dolayı Kuşeyrî vatanından ayrılmak zorunda kaldı. Bağdat’a gitti. Kaim bi-Emirillah’ın yanına vardı. Hüsn-ü kabulle karşılandı. Kendisi için evlerde meclisler oluşturuldu. Ardından Nişabur’a döndü. Tus’a gidip geldi. H. 455 yılında Alparslan başa geçince 10 yıl kadar saygı görerek hayat sürdü. H. 465 yılında vefat etti. Şeyhi Ebu Ali ed-Dekkak’ın yanında, medresede defnedildi.
Tam adı:
İmam Kuşeyri / Abdülkerim İbn Hevazin İbn Abdülmelik İbn Talha İbn Muhammed Ebü’l-Kasım el- Kuşeyrî en-Nişaburî
Unvan:
Müderris, mutasavvıf ve yazar
Doğum:
Horasan, 986
Ölüm:
Nişabur, 1072

Okurlar

59 okur beğendi.
260 okur okudu.
40 okur okuyor.
259 okur okuyacak.
17 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Fudayl b. İyaz demiştir ki:"Önceki büyükler bir kimsenin dışındaki huşunun içindeki huşudan daha fazla olmasını hoş bulmazlardı.
Sayfa 191
Reklam
Nefis sana doğruyu, kalp sana yalanı söylemez.
Sayfa 178
"Bismillah" kalplere şifa, ruhlara aydınlık, sırlara da yücelik sağlayan bir sözdür.
Cüneyd'e sabır nedir? diye sorulunca, "Yüzü ekşitmeden acıyı yudum yudum içine sindirmedir." demiştir.
Sayfa 266 - Dergâh Yayınları
Doğum günü iletisi: Elhamdülillah.
Nice belalar var, Allah kulunu onlardan korumuştur da onun haberi olmaz. Nice meşguliyetler var, Allah kulunu ondan muaf tutmuştur da hiç bilmez. Nice işler var; Allah onu yararına engellemiştir de kul velvele edip durur. Hâlbuki istediği yerine gelse helak olacaktı. Rahmetiyle istediğini vermedi. Kulun da bundan dolayı canı sıkılır, ruhu daralır; bir de üstüne Rabbine darılır.
Abdülkerim Kuşeyri
Abdülkerim Kuşeyri
HAYIRLI CUMALAR Zahidin istikameti, dünyaya tekrar yönelmemesi ve insanlar arasındaki itibarının onu Allah'tan alıkoymamasıdır. Arifin istikameti, her iki dünyada da marifetine nefis arzusu şaibesinin bulaşmaması ve onu Mevlâ'sından alıkoymamasıdır. Abidin istikameti, tembelliğine, şehvetine uymaya dönüş yapmaması ve kalbine riya ve yapmacıklığın girmemesidir. Sevenin istikameti ise sevgilisinden bir beklentisinin olmaması, aksine vergisi yerine bekasıyla, cömertliğinin gereği yerine de izzeti ve varlığının devamıyla yetinmesidir. Fusilet Sûresi 30. Ayet Tefsirinden Alıntı.
Letâifu'l İşârât (6 Cilt Takım)
Letâifu'l İşârât (6 Cilt Takım)
5ci Cilt sayfa 162.
Reklam
Gerçekten güveniyor muyuz ?
İmam Cafer-i Sadık'a "Bize ne oluyor, dua ediyoruz duamız kabul olmuyor" dediler. Hazret, "Tanımadığınız ve güvenmediğiniz birinden stiyorsunuz." dedi.
Abdülkerim Kuşeyri
Abdülkerim Kuşeyri

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
527 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Eserin, Kervan Yayınevi'nin basımını, Tahsin Yazıcı'nın çevirisini yaptığı iki ciltlik versiyonunu okudum. Eserin ilk cildinin 122. sayfasına kadar olan bölüm tamamı ile eski ve büyük velilerin hayatlarını ve onlara ait menkıbeleri anlatmaktadır. Daha sonra ise tasavvuf görüşünde yer alan zühd, vera, takva, kurbiyyet gibi bahisleri örnekleri ile açıklamaktadır. Tasavvuf daha önceleri nicelerinin söylediği gibi; kitaplardan öğrenilecek bir mevzu değildir. Usta çırak ilişkisi ile inceliklerinin öğrenildiği manevi bir yoldur. Bu yolda veliler ise öğretmendir. Velilerin görevi insanları kendisine hayran bırakmak değil, kulluk bilincini aşılamak ve ilim öğretmektir. Bu bakış açısıyla eser, tasavvufa dair genel konuları açıklamaktadır. Daha fazlasının yazımı zaten tasavvufi anlayışa göre mümkün de değildir. Kitapta konulara dair anlatılan menkıbelerin pek çok farklı eserde farklı isim ve başlıklarda yer aldığına şahit oldum. Hatta günümüz tasavvufçularının? sarf ettikleri pek çok söz ve acaip belagatların? da eserden intihal ettirilerek söylenmiş olduğunu görmek açıkçası beni gülümsetti. Konuya ilgi duyan okurun okumasını tavsiye ederim.
Kuşeyri Risalesi
Kuşeyri RisalesiAbdülkerim Kuşeyri · Dergah Yayınları · 2000204 okunma
760 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
Hemhal olmanız temennisi ile...
Bazen yalpalarız madde dünyasında, tutunmaya çalıştıklarımız (sosyal medya, ün, para, etiket...) parçalar ruhumuzu, kanatır elimizi. Tam bu noktada anlarız yanlış teşhis ile asla doğru tedavi olmayacaktır: İmam Kuşeyrî'nin bu eseri de özellikle de madde dünyasının bizi boğduğu bu zamanlarda birebir olmuş. Ruhun, anlamın, duygunun ferahlaması bedene sirayet eder; sirayet etmekle kalmayıp inkişafa perde aralar. Bu ve benzeri eseri arada açıp okumak bir nevi dünya tozundan silkinmek olacak... Çeşitli veli kulların hayatları, menkıbeleri kısa ve bir şekilde sunulmuş olup hayatımıza uyarlayabileceğimiz şekilde bir çalışma olmuş. önümüzde bir rol modelin olması veya birinin bizimle hemhal olması toparlanmak ilerlemek, adına önemli bir yol. dolaysıyla meramımı aktardığımı düşünüyorum Hemhal olacağınız güzel bir yol, okuma olsun... Bereketli okumalar dilerim
Kuşeyri Risalesi
Kuşeyri RisalesiAbdülkerim Kuşeyri · Semerkand Yayınevi · 2017204 okunma
527 syf.
10/10 puan verdi
·
67 günde okudu
Eseriyle tasavvufu şeriata yaklaştıran Kuşeyri için “el Cami beyne’ş şeriati ve’l hakikâ” yani “şeriat ile hakikat ilimlerini uzlaştıran adam” denilir. Eser büyük mutasavvıfların tasavvuf ve şeriat ile ilgili veciz sözlerine, temel kavramlara ve süluk yoluna girecek toy sufilere öğütlere yer verir. Abdulkerim Kuşeyri hocası Ebu Ali Dekkak ve Abdurrahman Sülemi’den bizzat dinlediği tasavvuf ilmini yaşadığı çağın ehline de müracaat ederek günümüz sapkın tarikat anlayışlarından uzak ve temiz bir şekilde bizlere aktarır. Kuşeyri Risalesi... Bu kitabın sayfaları yaşadığımız yüzyıla çok uzak ve bizim uzaklaşmaya ihtiyacımız her zamankinden fazla.
Kuşeyri Risalesi
Kuşeyri RisalesiAbdülkerim Kuşeyri · Dergah Yayınları · 2000204 okunma