Kitabımızın Spinal kolonunu bir mektup oluşturuyor.Küçük yaşta babasının yaptığı dehşet verici olaylara istemeden şahit olan küçük bir çocuğun ilerleyen yaşlarda vicdanının yükü ağır gelip derin uykuya dalmadan bu skolyoz olan omurgayı düzeltmek ister.
Tüm günahsız ruhları özgürlüğe kavuşturmasını,babasın işlediği büyük günahlardan arınması için altı kişiyle nehirde temizlemesini vasiyet eden mektupla başlıyor kitabımız.
Ruhunu şeytana teslim eden baba oğlunun isteğini yerine getirmek için insan kemiklerinden bir tekne yapmaya karar verir.
:
Kitabımız tek bununla sınırlı kalmıyor.
Santuri Bir Kambur,Tenbur Âşığı Bir Meczup, Divanından Sürülmüş Bir Adam , Bir Âmanın Karanlık Işığı,Bir Meleğin Şarkısı,Daktilosunun Başında Yalnız Bir Adam…
Bu başlıklar adı altında ,kendi dünyalarının içinde kaybolmuş karakterlerin hayatlarını bölümler halinde sunup yedi güne sığdırdığı günlükleri okurken ;
Hayali bir şehirin merkezinde bulunuyoruz. İktidarın gücü altında ezilenlerin ,yönlendirilmesi sonucu
mültecilerin yardım çığlıklarının nasıl susturulduğunu,toprağın altına mahkum oluşlarını,toplumsal-bireysel sorunların üzerinden insan benliğinin yitimini,işlediği günahlardan ne yaparlarsa yapsın asla arınamayacağını vurguluyor.
:
Yazarımız kendine özgü, olağanüstü tarzıyla Tomek Sętowski ‘nin tuvallerindeki gibi büyülü gerçekçilik dünyasının merkezine bizleri hapsediyor. Kesinlikle Yediler Teknesi’ni okumanızı tavsiye ediyorum.