Kitabı iki açıdan değerlendirmek gerek.
1. Olarak yazar gayet anlaşılır Türkçe kullanmış ve Osmanlıca kayıtları Latin harflerle paylaşmıştır ancak bir türlü kitaba derinlemesine giremedim. Aramızda öyle bir bağ olmadı. Bu konu ilgimi çekmesine rağmen çok boğulduğumu hissettim. Yazar çok büyük emek göstermiş ve kitap herkesin anlayacağı şekilde hazırlanmış ama yine de beni kendine çekemedi.
2. Olarak Osmanlı mahkemeleri ve işleyişi hakkında genel fikirlerin oldu. Günümüze çok da uyumlu olmadığını gördüm, özellikle şahitlik meselesi okuryazarlığın az olmasından ve eski İslam devletlerinde şahitlik kullanıldığı için, buna devam edilmesini yanlış buldum. Bunun yerine, devlet bir devrim yaparak okuma-yazmayı tebaasına öğretebilirdi.
Diğer bir konu ise; tam adaletten bahsetmek pek mümkün değil gibi çünkü gayrimüslimlerin şahitliğinin Müslümanlara karşı kullanamıyor olmasıdır. Onların şahitliği doğru bile olsa şahit olarak mahkeme kabul etmiyor ancak yazar, din-dil-ırk ayrımı yapılmıyor diyor. Bir insanın kendini Müslüman veya Hristiyan adletmesi doğru ya da yalan şahitlik yapacağı anlamına gelmez. Çevresinde dürüst biliniyorsa, iyi bir insan ise kabul edilmeli. Dini yüzünden böyle bir ayrımcılığa uğramak üzücü.
Yazara emekleri için çok teşekkürler
Osmanlı MahkemesiAbdullah Demir · Yitik Hazine Yayınları · 20102 okunma
"Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimler ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah katında en değerli ve yüce olanınız O'ndan çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır. "
Dünya çapında meşhur olan yabancı bir mimar , İstanbul ‘un gecekondularını havadan gördüğünde, Süleymaniyeleri inşa eden Mimar Sinan’ların torunları nasıl bu hale düşer .