Koca, hanımına ve çocuklarına Kur'an-ı Kerim'i, farzları ve İslamiyet hakkında gereken bilgileri mutlaka öğretmelidir.
Koca, kadının yöneticisi ve gözeticisi konumunda olduğu için, hanımını himaye etmekle, ona zarar verecek maddi ve manevi şeylerden onu korumakla yükümlüdür. Koca hanımını kıskanmalıdır. Adını lekeleyecek saygınlığını zedeleyecek, açık-saçık kıyafetlerden, kadın-erkek karışık toplantılardan ve ayrıca şaibeli kadınlarla arkadaşlık etmekten onu alıkoymalidır. Ayrıca koca eşini ALLAH'ın bir emaneti olarak görmeli ve haklarına tecavüz etmemelidir. Onu cehennem yakıtı olmaktan korumalıdır.
Her kim bir kadınla güçlü olduğu için evlenirse ALLAH onun sadece zelilliğini artırır. Zenginliği için evlenirse ALLAH onun sadece fakirliğini artırır. Nesebi için evlenirse ALLAH onun alçaklığını artırır. Fakat gözünü haramdan sakındırmak, iffetini korumak veya sıla-i rahim kurmak için evlenirse ALLAH onu kadına, kadını da ona mübarek kılar.
•Kadın, üç özellikten dolayı nikâhlanmak istenir; malı için onunla evlenilir, güzelliği için onunla evlenilir, dînî için onunla evlenilir. Sen din ve ahlak sahibi olanı al. Aksi halde zarar edersin.
Peygamber Efendimiz (Sallâlâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular:
{لنْ يؤْمنَ أحدكم حتّٰي يقال إنّه مجنون}
"Sizden birine: "Bu delidir" denilmedikçe hakiki bir mümin olamaz."
İçinde bulunduğumuz toplumun ahlak yapısının bozulmasında ferdi olarak Müslümanlara yakışan toplumu bu sapkınlıklanıyla baş başa bırakmak değildir. Bilakis toplumun düzelmesi için gayret sarfetmeleri gerekmektedir. Zira "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın." zihniyeti İslami bir zihniyet değildir. Toplumun düzelmesi de bireylerin, yani fertlerin düzelmesinden geçer, nitekim toplumu oluşturan fertlerdir.
Burada Müslümanlara düşen İslam terbiyesi almış nesiller yetiştirip İslam ahlakından yoksun olan toplumun her an İslam'dan uzaklaşması yerine, İslam'la tanışmalarını ve asıllarına rucû etmelerini sağlamaktır.
İtikad, akaid, akide ve ya inanç esasları; adına ne derseniz deyin, her Müslümanın mutlaka bilmesi ve iman etmesi gereken meselelerdir. Kişinin ameli yoksa da itikadı düzgünse o kişi için cennet umudu vardır. Amentü yetmez. En azından bir büyük alimin elinden çıkmış bu konuyla ilgili bir eser ömür boyunca bir kere ve gün geçirmeden mutlaka
İslam üzere olan bireyler bilmektedirler ki amel yanlış kabul edebilir lakin bilmese dahi itikatta hataya yer yoktur. Bu sebebten dolayı ki aliyyül kari'nin fıkhı ekber şerhini okuduktan hemen sonra okunması gereken harika bir eser. Itikad üzere durmamızı sağlayacak beş temel eseri bir arada bulduğumuz gibi arapça metinleri ve bu metinlerin kelime manalarını da okuyabileceğimiz bir akaid eser.
İslâm dininin temel kaideleri olan, bilinmesi ve uyulması farz olan "imanın ve İslamın şartları"nın, bunlara hüccet (delil) kabul edilen ayet ve hadislerin kısa manalarıyla birlikte belirtildiği risale (kitapçık). Kitap, Latin harfleri ve Osmanlı harfleri olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Osmanlıca olan bölümün son kısmında ilave olarak Esmaü'l-Hüsna (Allah'ü Teâlânın güzel isimleri) bulunmaktadır.