Abdullah Reha Nazlı Gönderileri
Abdullah Reha Nazlı kitaplarını, Abdullah Reha Nazlı sözleri ve alıntılarını, Abdullah Reha Nazlı yazarlarını, Abdullah Reha Nazlı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Beynimiz konuşmayı İZLEYEREK, DİNLEYEREK, TAKLİT EDEREK öğrenmiştir. Aynı öğrenme modelini hayatının geri kalanında kullanabilir. Ve okullar olmasaydı herkes bu metodu kalan hayatına uygulayacaktı. Aslında farkında olmadan uygular da. Okul dışında bildiğimiz, iş için veya merakımızdan öğrendiğimiz her şey bu şekilde gerçekleşir...
Sayfa 27 - Kamer Yayınları, Ekim 2018, KütahyaKitabı okuyor
Bilgi verilen insan bilir ama öğrenmiş olmaz. Öğrenme öğretim ile değil ancak kişinin öğrenmesi ile gerçekleşir.
Sayfa 25 - Kamer Yayınları, Ekim 2018, KütahyaKitabı okuyor
Okulun en büyük ve yıkıcı etkisi bizzat kendine biçtiği misyondadır. Okul öğrenmenin anlamını değiştirir ve ömrünün kalanı boyunca bir şey öğrenmek için öğreten birine ihtiyaç olduğu hissini yaratarak öğrenmeyi unutturur.
Sayfa 24 - Kamer Yayınları, Ekim 2018, KütahyaKitabı okuyor
İnsanlık tarihinin ilk yüzde 95'lik kısmında üretilmiş kadar bilginin iki günde bir üretildiği çağdayız. Hiçbir öğretmenin bir öğrencinin ihtiyaç duyduğu bilgiyi taşıması mümkün değil. Gel gelelim, böyle olmasaydı bile öğretmen bilgiye erişim kaynağı değildir. Hiçbir insan hayatının geri kalanında ihtiyaç duyacağı bilgiyi bilemez. Ancak öğrenmeyi öğrenirse, her durumda hayatının kontrolünü kendi elinde tutar. Önemli olan öğrenmeyi öğrenmektir, bilgi edinmek kolay olandır. Her durumda hangi bilginin gerekli olduğunu kendisine ulaştırılmasını bekleyen kişilerin hayatı başkalarına bağlıdır.
Sayfa 17 - Kamer Yayınları, Ekim 2018, KütahyaKitabı okuyor
Öğretmek bilgi vermek değildir, öğrenme sürecine dışarıdan müdahale edilemez. Bilgi veren ancak bilgi vermiş olur, öğretmiş olmaz. Bilgi de öğrenmek isteyen kişinin kendisi edindiğinde zihninde kalıcı olur. Öğrenme; öğretme sonucunda gerçekleşmez.
Sayfa 13 - Kamer Yayınları, Ekim 2018, KütahyaKitabı okuyor
Gerçek bir okulda öğrenme herkesin ortak amacıdır, öğretmenin bile. Tarihin ilk okulları bazen bilim merkezidir, bazen bir akademi, dergâh, kütüphane, atölye. Bilim insanı, usta, lider, filozof; orada kim varsa o da herkesle birlikte öğrenmeye devam etmektedir. Görevi ise bu sürece göz kulak olmak ve devamlılığını sağlamaktır. Üniversitelerin yaygınlaşması ile birlikte okullar amacından sapmış, metot yerine şekil kopyalanmıştır. İlk üniversiteler araştırma, düşünme, keşfetme merkezleri iken; onu taklit eden kurumlar, birilerinin derse girip başkalarına ne bilmeleri gerektiğini söylediği yerler halini almıştır.
Sayfa 12 - Kamer Yayınları, Ekim 2018, KütahyaKitabı okuyor