Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Abidin Sönmez

Abidin SönmezVeysel Karani ve Hırka-i Şerif yazarı
Yazar
5.0/10
1 Kişi
8
Okunma
0
Beğeni
293
Görüntülenme

Abidin Sönmez Sözleri ve Alıntıları

Abidin Sönmez sözleri ve alıntılarını, Abidin Sönmez kitap alıntılarını, Abidin Sönmez en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bismillahirrahmanirrahim Ceyfer ve Abd el-Cülenda'ya, Selam, hidayete tâbi olan kimseler üzerine olsun. Bundan sonra, Ben sizi İslâm'a da'vet ediyorum. İslâm'ı kabul ediniz, selamet bulursunuz. Şüphesiz ki ben hayâtı (aklı) olan kimselere (gelecek tehlikeleri) haber vermem ve kâfirlere o (azáb) söz(ü) hak olması için insanlara (gönderilen) Allah'ın Rasulüyüm Eğer siz kabul eder ve ikrar ederseniz, sizi idarenizin başında bırakırım. Eğer İslam'ı kabul etmekten kaçınırsanız, şüphesiz ki mülkünüz elinizden gidecektir, askerlerim topraklarınızı işgal edecek ve nübuvvetim, mülk ve saltanatınıza galib gelecektir (217). Mühür (217) Subhu'l-A'sâ, c. VI, 380; Zâdü'l-Meâd, c. III, 693; es-Sire tü'l-Halebiyye, c. III, 350, (kenar, 80); el-Misbahul-Mu v. 266; Uyunü'l-Eser, c. II, 268; el-Mevâhibi'l-Ledünniyye, e 1,295; Imtâu'l-Esmå, v. 1026; Dahlân, c. II, 175; el-Vesika's Siyasiyye, 128, no: 76; İslam Peygamberi, c. I. 276; Asım Köksal, Hz. Muhammed ve Islâmiyet, c. VIII, 527; (Ist 1978).
Sayfa 155 - İnkılapKitabı okudu
Kelime-i tevhid, Islâm'ı mücmel (öz) olarak ihtivä ettiği için İslam'ın diğer bir rüknünü inkâr etme veya kabul etmeme halinde irtidát halinin meydana geleceği kesindir. Nitekim Rasûlullah'ın vefatından sonra zekatını vermek istemeyen bedevi arablara karşı Hz. Ebu Bekr'in silahlı birlikler göndermek üzere harekete geçmesine karşılık Hz. Ömer mezkůr hadisi hatırlatarak bunu yapamıyacağımı söylemiş, ancak Ebu Bekr (RA) İslâm'ın bir rüknünü inkâr edenlere silahla mukabele etmek gerektiğini israrla tekrarlamış ve neticede Ömer (R.A.) ona hak vermiştir. Kelime-i tevhidin, İslam'ın bütününü temsil ettiğinde şüphe yoktur. Abbas Mahmud el-Akkád, Hz. Ebu Bekir, (tre. Ali Özek). 103-4 (Ist. 1968).
Sayfa 20 - İnkılapKitabı okudu
Reklam
Fakat yargı organi, Cebele'ye, İslâm hukukuna göre irtidât edenlerin cezasının ise ölüm olduğunu bildirerek böyle bir hal karşısında boynunun vurulacağını, ölümle kısas arasında seçim yapmakta serbest olduğunu söylemiştir
Sayfa 149 - İnkılapKitabı okudu
Karar ve Tatbik Mercii Oluşu: Islam Peygamberi, bağımsız bir devletin ifa etmek mecburiyetinde olduğu teşri (yasama), icra (yürütme), ve kaza (yargı) yetkisini tekelinde bulunduruyordu. Cenâb-ı Hak ona, aynı zamanda bir kanun vâzu gibi hareket etme yetkisini de vermişti. Onu vahy-metluv ve vahy gayr-i metluv ile takviye etmiştir. O, ancak kendisine vahyolunana tâbi olmuştur (39). Onun verdiği kararlara gönül rızası ile kayıtsız ve şartsız teslimiyet gerektiği ilahi emir gereğidir. Nitekim Bişr adındaki bir münafığın bir yahudi ile arazi yüzünden aralarında bir münakaşa çıkmış, yahudi Hz. Muhammed'in, dâvålarında hakem olmasını teklif ederken münafık ise yahudilerin dini liderine meselenin götürülmesinde israr etmiş, sonunda yahudinin ısrarı ile Muhammed (S.A.V.) e götürmeye mecbur kalmıştır. Fakat Rasûlullah'ın yahudi lehine vermiş olduğu hükme razı olmayarak Ömer (R.A.) e gidilmesinde israr etmiştir. Ömer, her iki tarafı da dinledikten sonra Allah ve Rasûlünün hükmüne razı olmayanın hakkının kılıç olduğunu bildirerek boynunu vurmuştur ki, bu son derece önemli ve anlamlı bir hâdisedir. Nitekim münafık Bişr'in bu hareket tarzı bizzat Cenâb-ı Hak tarafından takbih edilmiştir (40) ve netice olarak «öyle değil, Rabbine andolsun ki, onlar aralarında kimi oraya, kimi buraya çektikleri şeylerde seni hakem yapıp sonra da verdiğin hükümden yürekleri hiçbir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar (41) diye Rasûlullah'ın kararlarına karşı teslimiyet gerektiğini açıkça beyan etmiştir. (38) Bkz. Ahzab (33), 6. (39) Bkz. A'raf (7), 206; Yunus (10), 15. (40) Bkz. Nisa (4), 60. (41) Nisa (4), 65.
Sayfa 24 - İnkılapKitabı okudu
Hz. Muhammed (S.A.V.)'in elçisi, da'vet mektubunu te'kit mahiyetinde aynı zamanda melike bir hitabe de bulunmuştur. Süheyli'nin bildirdiğine göre, elçi ona: «Ey Hevze, şüphesiz ki sen, büyük bir imtihana täbi tutulmaktasın. Mü'min olmayanlar Cehennemdedir. Kavmin efendisi ve reisi iman ederse, sonra da takvá ile azıklanırsa, tebeasi onun re'yi ile saadete erer, azgınlık etmezler. Ben sana, memur buiunduğum hayırla emrediyorum, nehyolunduğum şeyden de seni nehyediyorum. Sana Allah'a ibadetle emrediyor, seni şeytana tapmaktan nehyediyorum. Allah'a ibadette Cennet vardır, şeytana ibâdette ise Cehennem vardır. Şayet kabu! edersen, umduğuna nail olursun, eğer kaçınırsan bizimle senin aranda açılması mümkün olmayan bir perde ve tahmin edemediğin bir korku vardır. (193). (193) er-Ravdu'l-Unf, c. II, 356 vd.; Dahlân, c. II, 177.
Sayfa 143 - İnkılapKitabı okudu
Peygamberlik vazifesinin mücerred bir tebliğ görevine münhasır kalması halinde müslümanların büyük müşkillerle karşılaşacakları, gayri müslimlerin de yeteri kadar ikna olmayacaklarını hatırdan çıkarmamak gerekir. Çünkü tebliğ olunan ve bizzat tatbiki istenen bazı Kur'ân âyetleri mücmel gayri mufassal, yahut mutlak gayri mukayyet olarak nazil olmuştur (30). Halbuki bir hükmün tatbik edilebilmesi için şekli, şartı, ve erkam beyan edilmelidir. Beyan edilmedikçe tatbiki de mümkün olmaz. Kur'ân'da son derece veciz olan pekçok ayetler vardır ki, bunların açıklanması, Hz. Peygamber'e bırakılmıştır. Aslında beyan, tebliğ vazifesinin ayrılmaz bir parçasıdır ve bizzat Cenâb-ı Hak tarafından ona beyan görevi verilmiştir. Şöyle ki : «(Habibim) biz sana da Kur'ân'ı indirdik. Tá ki insanlara, kendilerine ne indirildiğini açıkça anlatasın ve tá ki onlar da iyice fikirlerini kullansınlar» Nahl (16),44 (30) T. Koçyiğit, Hadis Tarihi, 12 (Ank. 1977).
Sayfa 21 - İnkılapKitabı okudu
Reklam
insanlarla «lâ ilâhe illallah» deyinceye kadar harbetmekle emrolundum» Müslim,Tirmizi
Sayfa 19 - İnkılapKitabı okudu
Ibn Hadide, Rasûlullah'ın ümmi bir Peygamber olduğunu, Hudeybiye'de ismini yazmasının ancak bir mucize olarak değerlendirilmesi gerektiğini açıklamaktadır. (el-Misbahu'l Mudi, v. 14). (yz. Nesih, Damat Ibrahim Paşa Kütüphanesi. Ist.).
Sayfa 64 - İnkılapKitabı okudu
Bismika"l-lâhümme (Allah'ım senin isminle ölür ve yaşarım.)
Hz. Peygamber gerek İslam öncesi devrede ve gerekse Islâm'ın ilk yıllarında Kureyş'in kullanmakta olduğu «Bismika'l-lá- hümme» lafzını kullanır, gerek sulh muåhedelerine ve gerekse mektublarına başlangıç olarak onu yazdırırdı.
Sayfa 52 - İnkılapKitabı okudu
Hicretin dokuzuncu senesi hac mevsiminden itibaren ise arab müşrikleri ile her hangi bir sulh akdi imzalanmayacaktır. Bunlar İslâm ile kılıçtan birini tercih etmekte muhayyer bırakılmışlardır.
Sayfa 26 - İnkılapKitabı okudu
Reklam
Bismillahirrahmanirrahim Muhammed Rasûlullah'dan Hevze b. Ali'ye, Selam, hidayete tâbi olan kimseler üzerine olsun. Bil ki benim dinim insanların ve hayvanların ayak bastığı en nihayet noktaya kadar galibiyyetini izhâr edecektir. İslâm'ı kabul et, selâmet bulursun. Hakimiyetin altında olan yerleri sana bırakacağım (192) 192) Vesikanın tam ve kısmi iktibasları için bkz. İbn Sa'd, c. 1, 262; Taberi, Târih, c. II, 289; I'lâmü's-Sailin, 34; Imidu'l- Esma, v. 1025; Subhu'l-A'sâ, c. VI, 379; Zâdü'l-Mead, c. III. 396; el-Mevâhibu'l-Ledünniyye, c. 1, 295; el-Misbahu-Mudi v. 282; es-Siyasetü'l-İslâmiyye, 140; el-Vesdiku's-Siyasiyye 123; no: 68; Ibnü'l-Esir, el-Kamil, c. II, 123; Dahlân, c. II 177. Hz. Muhammed (S.A.V.) bu mektubu ile İslam'ın, Hevze'nin mülkünü de içine alacağını haber vermekte üzerinde yaşamakta olduğu topraklarının idaresini yine elinde bulundurabilmesinin, ancak Islam'ı kabul etmeye bağlı olduğunu açıkca bildirmektedir. Ne yazık ki Hevze, bu gerçeği anlayamıyacaktır.
Sayfa 142 - İnkılapKitabı okudu
Peygamber de bölge müslümanlarından toplanan sadakalarla gayri müslimlerden alınan cizyeleri getiren ve ya getirmek üzere görevlendirilen memurlar vasıtası ile halka hitaben de yazılmış mektublar göndermiştir. Valiye Bahreyn halkına okunmak üzere tevdi edilen mektub şöyledir: Bismillahirrahmanirrahim Allah'a hamd í senâ vazifesini yerine getirdikten sonra derim ki: Namazınızı kılar, zekatınızı verir, Allah'a ve Rasulüne itaât eder, mahsüllerinizden öşür (onda bir) ve hububatınızdan yirmide bir verir, çocuklarınızı mecûsileştirmezseniz, müslüman olurken sahip bulunduğunuz şeyler size kalacak, ateş-gede malları Allah'a ve Rasulüne ait olacak ve bunun dışında tutulacaktır. Eğer buna yanaşmazsanız, sizden cizye alınacaktır (238). (238) fütuhu'l Büldân, c. I, 95-6
Sayfa 166 - İnkılapKitabı okudu
Abbad b. Avvam-Husayn b. Abdurrahman - Abdullah b. Şeddad tariki ile nakledilmiş bulunan mektubun mahiyeti şöyledir. Bismillahirrahmanirrahim Rasulullah Muhammed'den Rumların Sahibine, Seni Islam'a da'vet ediyorum. Eğer müslüman olursan, Müslümanların lehine olan senin de lehine, onların aleyhine olan senin de aleyhinedir. Eğer İslam'a girmezsen cizye vermek gerekir. Çünkü Allah-ü Teala şöyle buyurur: Kendilerine kitab verilenlerden ne Allah'a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Peygamber'inin haram kıldığı şeyleri haram tanımayan, hak dinini din olarak kabul etmeyen kimselerle, zelil ve hakir (oluncaya ve) kendi elleriyle cizye verecekleri zamana kadar muharebe edin Şayet böyle hareket etmezsen, İslam'a dâhil olacak veya cizye verecek olan halkla İslâm arasına girme» (90). (90) Ebu Ubeyd, 22 (trc. 40); Subhu'l-A'sâ, c. VI, 377; el-Misbahu'l- Mudi, v. 184-5; el-Vesäiku's-Siyasiyye, 82, no: 27; Islam Pey gamberi, c. 1, 222-3.
Sayfa 110 - İnkılapKitabı okudu
Müseylime'nin Hz. Muhammed'in mektubuna cevabı
Rasulullah Müseylime'den Rasûlullah Muhammed'e, Sana selam olsun. Bundan sonra, Şüphesiz ki ben risalet vazifesinde sana ortak kılındım. Yer yüzünün yarısı bize, yarısı da Kureyş'e aittir. Fakat Kureyş haddi tecavüz eden bir kavimdir (307) (307) Ibn Hisâm, c. IV, 247; Imidu'l-Esma, c. 1, 508 (Misir, 1941).
Sayfa 195 - İnkılapKitabı okudu
Esbezlilere gönderilen mektup
Bismillahirrahmanirrahim Muhammed Rasûlullah'dan Esbezi Kullara, Sizler müslüman olunuz. Bundan sonra, Bana, Bahreyn heyeti ile birlikte elçileriniz geldi, hediyelerinizi kabul ettim. Staden kim Alah'dan başka ilah olmadığma, Muhammed'in O'nun kulu ve Rasûlü olduğuna şehadet ederse, kıblemize yönelirse, kestiğimizden yerse,
Sayfa 175 - İnkılapKitabı okudu
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.