Abiş Kekilbayev

Abiş KekilbayevEfsanenin Sonu yazarı
Yazar
9.3/10
4 Kişi
10
Okunma
4
Beğeni
688
Görüntülenme

Hakkında

6 Aralık 1939 yılında Kazakistan'ın Mangıstav vilayeti, Mangıstav ilçesine bağlı Ondı köyünün Mırzayır nahiyesinde dünyaya gelmiştir. Romanları haricinde, uzun hikayeleri, Şiirleri ve bir tiyatro eseri de vardır. “Ürker” (ülker) ve “Elen-Alan” (Şafak Vakti) romanları 1986 yılında Kazak Edebiyatının büyük başarısı olarak kabul edilerek dönemin en yüksek dereceli ödülü sayılan Kazak SSC Devlet Ödülüne layık görülmüştür. 1995 yılında Kazakistan halkının tarihine, ruhani mirasına hürmete teşvik eden edebi ve araştırma eserleri için Kekilbayev'e Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın barış ve ruhani anlaşma ödülü verilmiştir. 1999 yılında Kazakistan Cumhuriyeti'nin “otan” yüksek nişanına layık görülen Kekilbayev'e, 2002 yılında Türk Kültürüne Hizmet Vakfı tarafından Türk Dünyası Türk Dili Şeref Ödülü ve aynı yıl Kazakistan Cumhuriyeti ilk cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev Ödülü takdim edilmiştir.
Unvan:
Kazak edebiyatçı ve siyasetçi
Doğum:
Ondy, Kazakistan, 6 Aralık 1939
Ölüm:
Astana, Kazakistan, 11 Aralık 2015

Okurlar

4 okur beğendi.
10 okur okudu.
9 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Peki kalbi kırılan insanı, göz ve sözden başka neler şaşırtabilirdi?
Sayfa 154Kitabı okudu
Acaba hayatın anlam ve güzelliği, renkli giysilerle süslenmiş kör ümidin mi yoksa kirli eteğini yerde sürükleyen fakirliğin mi kucağındaydı?
Reklam
Bu yüzden savaşa giderken barışsever halktan uzak durmak her zaman daha iyiydi.
Sayfa 151Kitabı okudu
Ancak, sadece dinmek bilmeyen yıkıcı bir güç “bugün” ile çarpışmaz ve “yarın”a meydan okuyabilir. Gücün gerçek adı ebediyettir.
Akıllının ağzındaki ağırkanlı gerçek ortaya çıkıncaya kadar, bağırtkanın ağzındaki boşboğaz rivayet sağa sola eteklerini savurarak dörtnala gider.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Gerçekten de efsanenin sonu muydu
Kitabın konusu beklediğim gibi çıkmamıştı, beni şaşırttı açıkcası.. Kitabın adına ve kapağına bakarak hızlıca almıştım. Tarihi bir kitap diye düşünmüştüm yada tarihi bir roman fakat öyle olmadı. Olmaması iyi de oldu aslında. Çok ilginç bir konuya değinilmişti. Tüm dünyayı fetheden, her şeyi elinin altında olan, istediği her şeyi yapabilecek güce sahip olan bir han sizce hayatı boyunca hiç bitmeyecek olan bir mutluluğa da sahip olabilir mi? Böyle bir han asla sıkıntı çekmez mi hayatında? Kitap dünyaya hükmetmiş, çoğu insanı boyunduruğu altına almış, istediği her şeye sahip olan hanın psikolosini yansıtıyor. Bu tür hanlar tarihte de çok görülmüştür aslında. Her savaştan zaferle dönen hanlar. Ne kadar güçlü akıllı zeki diyoruz değil mi? Peki onların iç dünyasında neler var?? Bunun yanı sıra bir de çok fakir bir yerden çıkmış, hayatını baba mesleği ile geçindiren bir mimar ve onun dünyanın hiç bir yerinde görülmemiş, insanları hayrete düşüren ve baktıkça bakası gelen mavi minaresi, Hanın küçük hanımı, ve büyük hanımının elması ardındaki gizem.. Olayların döngüsünü ve bölümlerini Akira Kurosowa'nın Raşomon adlı filmine benzettim. Yani şöyle olan olayı yalnızca Hanın iç dünyası ile değil Mimar ve Küçük Hanım'ın gözünden ve onların iç dünyasından da tek tek yazılmış. Peki mimar bu olay karşısında ne sezdi, hem Küçük Hanım ve Han... Kitap aynı zamanda insanı sorguya ve düşünceye de çekiyor. Ben beğendim sizlere de tavsiye ederim..
Efsanenin Sonu
Efsanenin SonuAbiş Kekilbayev · Da Yayyınları · 20029 okunma