En Beğenilen Abraham Galante kitaplarını, en beğenilen Abraham Galante sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Abraham Galante yazarlarını, en beğenilen Abraham Galante yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yazarı ilk defa araştırınca hayli ilginç gelen bir yaşamla karşılaşmıştım. Yazarımız yahudi asıllı bir Türk. Kendisi eğitimci. Gazetede de çalışmış. Aynı zamanda bir Türk milliyetçisi. Bir dönem Chp'den de milletvekilliği yapmış olan birisi. Bu kitabını, önceden yazdığı makalelerden oluşturup birleştirerek yayımlamış. Kitabın adında bir iddia
Latin harfleri taraftarları bü mütâlâalarımıza belki "madem ki Arapça ve Acemce Türklerin lisanı değildir, bu iki lisandan kelime, tabir ve ıstılah alacağımıza Avrupa lisanlarından alırız" diye itiraz edebilirler. Bu itiraz, âtideki sebeplerden dolayı doğru değildir.
1- Hars ve medeniyyet sahibi olan bir millet, mazisini unutmağı arzu etmez ise, bir müessese-i ictimaiyye olan lisanının yazısını değiştiremez. Türkler eski bir harsa ve medeniyete malik olduklarından, eslaf müteaddit asırlardır yazdıkları âsârın yazısını terk edemezler.
2- Türkçe müteaddit asırlardan beri Arapça ve Acemce ile yoğrulmuş bütün fikrî mahsûlleri de bu iki lisanla meşbûdur. Lâtin harfli Türkçe ile -kelime yapmağa yarayan dokuz harfin lisanımızdan ihracıyla- lisanımız ilerleyemeyeceğinden, terakkimizi temin edecek olan Arapça yazının ibkası (yerinde bırakılması) zarurîdir.
"Eslafımızın müellefatını unutacağımıza gelince, bu tatbik devresinde eserlerimizi Lâtin harfleriyle bastırmak o kadar güç birşey midir?" diyorsunuz. Asâr-ı eslâfı bastırmanın maliye nokta-i nazarından güç olup olmadığını elbette benden iyi biliyorsunuz. Asıl güçlük, lisanın tekniği cihetindedir. Harfler tasavvutlu olduktan ve elifbadan dokuz harf ihraç edildikten sonra Fuzûlî, Nef î ve Abdülhak Hâmid'in eserlerini tab ve okumak için enzâr-ı âmmeye (umûmun gözü önüne) vaz' ediniz bakalım. Kaç kişi okuyup anlaya cak?
Lâtin harflerinin mâzîmizle her türlü alâkamızı neden keseceğini soruyorsunuz. Cevap basit. Çünkü yeni nesil, 1300 senelik edebiyatından, tarihinden, İlmî ve fikrî mâzîsinden haberdar olmayacaktır.
Ecnebi kelimeleri olduğu gibi Türkçe’ye kabul etmek, Türkçe için bir felakettir. Çünkü:
1) Ecnebi kelimeler, tek bir lisandan alınamayacağı için, Türkçe'ye girecek olan muhtelifü'1-cins ve'l-menşe kelimeler (çeşitli cins ve kökte kelimeler) mürekkeb isimler, tabirler, ıstılahlar, lisanımızı lokantalarda muhtelif sebzeden yapılan ve "türlü" denilen yemeğin cinsine çevirecek lerdir.
2) Ecnebi kelimeler, millîleştirmek gayesini takip ettiğimiz lisanımızda tamamen intizar ettiğimiz hadisenin aksini tevlid edeceklerdir.
Lâtin harflerinin isti'mâline taraftar olanlardan bazıları, lisanımız Lâtin harfleriyle yazılacak olursa ecnebilerin
kolay kolay Türkçe öğreneceklerini iddia ederler. Bü iddianın mahiyet ve isâbetini tetkik etmezden evvel şunu söylemek isterim ki, dünyada hiç bir millet yoktur ki, lisanını ecnebilere kolaylıkla öğretmek için lisanının herhangi bir şubesinde tadilat yapmağa kıyâni etsin ve hatta o tadilâtı yapmağı bile düşünsün.
Lâtin harflerine taraftar olanlar ne istiyorlar? Tasavvutlu, (sesleme, fonasyon),Lâtin harfli bir elifbâ. Tasavvutlu demek, mahreçli hemen hemen bir ve fakat şekilleri muhtelif olan harfleri bir tek harf ile göstermek demektir. Meselâ mahreçleri hemen hemen bir olan "zel", "ze", "zı" şekilleri yerine
Arap şairi "Şeref, tarlaları sürmek ile değil, mızrak ile elde edilir" demiştir. Ziraat ile ilgili bazı Arapça kelimelerin aslı Aramcadır. Mesela, ekkar: çift süren, haris: ekin eken, natur: bağ bekçisi, ender: harman bu kabildendir.
Hamurabi, Musa ve Muhammed, üçü de Samidirler; üçünün koydukları kanun hükümleri, Samice yazılmıştır. Samiler, Asya'nın güney batısında; Akdeniz, Toroslar, Dicle nehri ve denizlerle çevrili bulunan Arap yarımadasında yaşamışlardır.
Lâtin harflerinin isti'mâline taraftar olanlardan bazıları, lisanımız Lâtin harfleriyle yazılacak olursa ecnebilerin kolay kolay Türkçe öğreneceklerini iddia ederler. Bü iddianın mahiyet ve isâbetini tetkik etmezden evvel şunu söylemek isterim ki, dünyada hiç bir millet yoktur ki, lisanını ecnebilere kolaylıkla öğretmek için lisanının herhangi bir şubesinde tadilat yapmağa kıyâm etsin ve hatta o tadilâtı yapmağı bile düşünsün. Acaba Fransa ecnebilerin hâtırı için Fransızca'da on harf ile yazılan "ilsavaient" kelimelerinin telaffuzunu, aynı telaffuzu muhafaza eden altı harfli "ils ave" sürerinde değiştirmeği düşünmüş mü? Kezalik İngilizce'de "Shakespeare" yazılan ve fakat Fransızca telaffuzuyla ''Chekspire" telaffuz olunan kelimeyi ecnebilere sühûlet olsun diye "Shekspire" hâline ifrağ etmeyi acaba tasavvur etmiş mi? Asla!