Hakkında
Diyarbakır - Hani’de doğdum. A.Ü. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Fransız Filolojisi’nde okurken profesyonel gazeteciliğe 1980 yılında Hürriyet Gazetesi’nde muhabir olarak başladım. Aralarında Sedat Simavi, Uğur Mumcu, Mahmut Tali Öngören, Musa Anter, Metin Göktepe, Yavuz Gökmen ödülleri de olmak üzere elliye yakın "Yılın Gazetecisi", "Yılın Haberi" ödüllerini kazandım. Gazetecilik, edebiyat, fotoğrafla ilgili sadece profesyonel meslek örgütlerinin verdiği ödülleri kabul ettim. “Iraktı O gece” adlı öykümle Aykırı Öykü Ödülü’nü, “Faili Meçhul Öfke” adlı romanımla 2010 Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazandım.
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak yedi yıl boyunca eğitmenlik yaptım. Ayrıca Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (UMAG) ve Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde “Edebiyat” ve “Gazetecilik” üzerine atölye çalışmalarında da eğitmenlik görevini sürdürdüm.
Birçok edebiyat dergisinin yayınlanmasında öncülük ettim, halen edebiyat dergilerine ve gazetelere düşünsel yazılarımla katılım sağlamaya devam ediyorum.
Uzun yıllar ÇGD yönetiminde de görev aldım.
Unvan:
Gazeteci ve Yazar
Doğum:
Diyarbakır, Türkiye, 5 Mart 1958
Okurlar
17 okur beğendi.
168 okur okudu.
4 okur okuyor.
82 okur okuyacak.
5 okur yarım bıraktı.
Kitaplar
Tavhane Çocukları
8.6/10
Ses ve Sus
8.8/10
Faili Meçhul Öfke
6.3/10
Yüzsüz Hayat
8.7/10
Firar Öyküleri
8/10
Aydede Dünyayı Dolaşıyor
10/10
Bir Adı Cehennem
10/10
Seni Anlatabilmek Eskişehir
0/10
Uğur Mumcu'yu Kim Öldürdü?
9/10
Dağların Ardı Kimin Yurdu
0/10
Yürürlükteki Yalanlar
0/10
12 Eylül Sürgünleri
0/10
Eve Doğru Bir Bakış
7.5/10
Çürüyen Ü
0/10
Sözler ve Alıntılar
Çok güzel tespit be;
Dünyanın en iyi aşk şiirleri, destanları, kelamları neden doğu'da yazılmıştır? Bunun nedenini hiç düşündün mü? Bu bile toplumun aşka bakışının çelişkisinin kanıtıdır. Çünkü aşk, bizde hep acıdır, hüsrandır, yaşanmamış, yaşatılmamıştır, engellenmiştir.
Sayfa 55 - evrensel basım yayınKitabı okudu
Yalnızlık insana ihanet etmez.
İnsana insan ihanet eder..
Sayfa 80Kitabı okudu
Toprak
Oysa ben, benim üstümde insanca yaşayanların dostuyum.
Benim de yüreğim var ve üstümdeki insan kökünden kopartılınca yanarım.
Sayfa 80 - Karakarga YayınlarıKitabı okudu
İnsanın depremi yüreğindedir..
Sayfa 184Kitabı okudu
İletiler
Adnan Gerger - Kara Gergedan İncelemesi
Değerli yazar 
Adnan Gerger 'in kitabım 
Kara Gergedan için yazdığı incelemeyi tersakansanat.org/cildirmanin-esi... adresinden okuyabilirsiniz.
Yazar Adnan Gerger öyle güzel bir metin kaleme almış ki bir kitap incelemesinden çok modern ve postmodern edebiyatın tarihi adeta bir tren katarı gibi gözünüzün önünden geçiyor.
Kara Gergedan - Turhan Yıldırım
Ağustos ayında Edebiyatist Yayınevi tarafından yayımlanan ilk öykü kitabım Kara Gergedan için yaptığım söyleşilere ve hakkında yazılanlara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
Kitabımın editörüyle yaptığım söyleşi: oggito.com/icerikler/turha...
Değerli yazar Adnan Gerger'in kitabım için yaptığı inceleme: tersakansanat.org/cildirmanin-esi...
Parşömen Fanzin sitesiyle yaptığım "İlk Göz Ağrısı" söyleşisi: parsomenfanzin.com/2021/08/09/ilk-...
Kara Gergedan'da yer alan öykülerin hikayelerini anlattığım video için: youtu.be/mQLL2Aof474
Kara Gergedan'ı satın almak için: kitabinabak.com/kitap/kara-gerg...
Tutsak olmanın tek koşulu ille cezaevine mi girmektir?' diye düşündüm, 'İnsan kendini tutsak hissetmeye görsün, her yer cezaevi değil midir?
Firar Öyküleri
Yorumlar ve İncelemeler
Bir yanı ses, Bir yanı sessizlik.
Bu mesel bir sus meseliydi, bir susun meseli.
Toprak dile gelirse ses susar.
Toprak, “Yaklaşın” dedi.
“Yaklaşın. Size anlatacaklarım var. “
Adnan Gerger, konuyu öyle bir yerden vurdu ki içimdeki tüm vicdani sesler uyandı. Kitapta, dört karekterin yaşamış olduğu karanlık günlere şahit oluyor okur.
Karamsarlığı roman boyunca Leyla, Serpil, Özgür ve Sur Civan’la yaşadıkları ve sürekli enselerinde olan ölüm tehdidiyle hissediyorsunuz. Romanın ortalarında Hakan Günday’dan esinlenmiş bir yer altı edebiyatı kitabıymış duygusuna kapılırken, sayfaları çevirdikçe Adnan Gerger’in kendine has üslubuna tanık oldum.
Birçok kitapta 12 Eylül döneminde yaşananları okumuştum. Fakat yazar anlattıklarıyla okuyucuyu o dönemde yaşananların içine girmesini sağlamış ve devlet kimliğini kullanarak suç işleyen, insanlara işkence yapan örgütlerin o zamanki varlığını Mazlum karakterinin üzerinden anlatmış.
Birbirinden güç almaya çalışan iki kadın Leyla ve Serpil’in yaşadıkları tüm zorluklara, acılara rağmen birbirlerine tutunarak duygusal anlamda da ayakta kalma çabalarını gözlüyoruz sayfalar boyunca.
Sevgilisi Mazlum’a yapılanlara karşı adalet yoluyla intikam almaya çalışan ve bu örgütleri ortaya çıkarmak için kıyasıya mücadele veren gazeteci Leyla’nın hikayesine konuk olduk.
Roman boyunca zihin karmaşası, bunalım ve çıkmaz sokaklar arasında gidip geliyordum ve tam her şey toparlanıyor tüm bu acılar bitiyor derken final karanlıkla bitti.
Gazeteci, Yazar Adnan Gerger Okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen, dilini anlatımını çok sevdim, kalemi daim olması, keyifle okumanız dileğiyle..
Tavhane çocukları.. 2010 Yunus Nadi Roman ödülü ve Dil derneği onur ödülü ile şereflendirilmiş, yakın zamanda Eğitimci Yazar arkadaşım Sevgili 
Didem Kazan Sol vasıtası ile tanışma fırsatı da bulduğum Gazeteci yazar Adnan Gerger romanı .. Çok spoilere girmeden, Bellek köyünde bir düğün sırasında yaşanan, İktidarın elinde tuttuğu medyanın mükemmel (!) halı altına süpürmesi, hatta yetmeyip “Yılın gazetecilik Başarısı” ile sansasyonelce gerçeklikten uzaklaştırılan bir katliamdan kurtulan Encam ve Narinin, Ankaraya uzanan, yeniden şekillenen hayatlarını, kenar mahallelerdeki yaşam mücadelesini, zorluklara karşı direnişi, direnişle birlikte yok oluşu, görmezden gelinen, görünürse de öylece bakılıp geçilen hayatlarını konu alan bir kurgu. Kendini çok bilinmeyenli, yalanlı dolanlı bir denklemin içinde bulacak idealist bir gazeteci Elif Uludağ ile roman içinde roman yazan bir yol değişimiyle, anlatımı arabesk gelse de ben 
Tavhane Çocukları nı bir sinema filmi izler gibi okudum. Karakterlerin okura sunuluşu, “şimdi hangisi baş karakter?” sorusuna cevabı bulamamamı ben başarı olarak nitelendiriyorum. Aşküfledi’de, Encam’da, Narin’de, Kopuk’da benim için Başkahraman. Her biri bir başka toplumsal sorunun sembolü .. Kitabı bir cümle ile anlatsan bu ne olurdu derseniz; “Herkes silip atmak istiyor dünyadan diğerini. Diğeri olmanın, herkesleşmekle kesiştiği nokta bu işte. En mutlu günler, beklenmedik anlar, umulmadık insanlar, köyler, şehirler ve geri kalan her şey bizi çiğneyip tükürmek için sanki. Hayat, çözüldükçe mükâfat vereceğine cezalandıran bir bulma olmaya devam ediyor.’’ derdim bende .. Keyifli olsun, verimli olsun..
