Bizim için öncelik taşıyan konu biçimler değil, işlevlerdir. Süs ve zevk, mobilyanın insanla hangi ölçüde fiilen ilişki kurduğunu, insana hangi ölçüde hizmet ettiğini göstermez; bunu yalnızca kullanım değerinden anlayabiliriz. Biçimleri kökenlerine, anlamlarına-yani insana- dek izlemek istiyoruz. Kendinde biçimler, a priori biçimler değil de, yerine getirilen hizmettir bizim ilgimizi çeken. Yargımız ancak ilişkinin ortaya konması sayesinde kesinlik kazanır.