Hakkında
Haydarpaşa Lisesi'nden mezun olan Özgüç, 1950'li yıllarda Attila İlhan'ın etkisiyle birçok edebiyat dergisine şiir ve denemeler yazdı. Profesyonel gazeteciliğe geçişi 1961 yılında oldu. O yılların Artist, Sinema, Ses, Perde gibi magazin, sinema dergilerinde yazıları çıktı. Bir takım yazılarında ve bazı kitaplarında "Berna İlhan" takma adını kullandı. Türk basınında yer alan yayın organlarının hemen hemen tümünde yazıları yer aldı. Türk sinema tarihini aydınlatan binlerce belge, bilgi ve dokümanı arşivledi. 40 yıldan fazla süredir sadece yazarlıkla geçinmesine karşın, sarı basın kartını mesleğinin 40. yılında alabildi.İlk evliliğinden 2 oğlu ve 1 kızı bulunmaktadır.
Birçok kitap yazıp yayımlayan ve Sinema tarihine çok önemli katkılarda bulunan Özgüç, Mega Movie, Popüler Tarih ve Milliyet Sanat Dergisi’nde yazıyor ve kitap çalışmalarına devam ediyor.
Unvan:
Türk Eleştirmen, Gazeteci Yazar
Doğum:
İstanbul, Türkiye, 1932
Okurlar
10 okur beğendi.
141 okur okudu.
3 okur okuyor.
113 okur okuyacak.
Kitaplar
100 Filmde Başlangıçtan Günümü...
8.8/10
Başlangıcından Bugüne Türk Sin...
9.2/10
Cahide Sonku
8.3/10
Arkadaşım Yılmaz Güney
7.7/10
Türk Sinemasında Cinselliğin T...
6.3/10
Türk Sinemasında On Kadın
7/10
Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney
5/10
Ansiklopedik Türk Filmleri Söz...
9/10
Türkan Şoray
10/10
Türk Sinemasında Yeşilçam Aşkl...
8.6/10
Türk Sinemasında İntiharlar ve...
0/10
Türk Sineması'nın Marjinalleri...
3/10
Afişlerle Türk Sineması
6/10
Kronolojik Türk Sinema Tarihi ...
0/10
Türk Sineması'nın Marjinalleri...
7/10
Türk Sinemasının Kadınları
0/10
1000 Karede Türk Sineması
9/10
Şiirlerle Sinema
0/10
Aykırı Notlar
0/10
Türk Film Yönetmenleri Sözlüğü
0/10
Türk Filmleri Sözlüğü 1991-199...
0/10
Türlerle Türk Sineması
0/10
Türkiyede Kiralık Kızlar
0/10
Türk Sinemasında İstanbul
0/10
Sözler ve Alıntılar
İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü çıkışlı bir yönetmen olan Metin Erksan, bu arada da Kamera takma adıyla sinema eleştirileri yazmaktadır. Aşık Veysel'in hayatı üzerine kurduğu "Karanlık Dünya", Erksan'ın "ilk film denemesi" olmasına karşılık ilginçtir. Türk sinemasında "ilk gerçekçi köy filmi" olarak dikkati çeker. Erksan bu gerçekçi çizgiyi "Yılanların Öcü"yle (1962) ve 1964 Berlin Film Şenliği'nde "en iyi film" seçilen Altın Ayı ödüllü "Susuz Yaz''la sürdürecektir. Bu ara da bir kent filmi olan "Gecelerin Ötesi'yle de Türk sinemasın da "toplumsal gerçekçilik" adıyla yeni bir akımın oluşmasını sağlayacaktır. Erksan, gerçekte bir "tutku sinemacısı"dır. Bu "tutku", yönetmenin dünyasında bir "kara sevda"dır. Örneğin "Acı Hayat "ta böyle bir tutkuyu anlatırken, sınıfsal çelişkileri de ortaya koyar. 1965'de yönettiği "Sevmek Zamanı" ise, ne kadar soyut bir dünyayı sergilerse de bir "tutkunun şiiri"dir. "Sevmek Zamanı'nın atmosferine son derece uygun düşüp yakaladığı bu "şiirsel estetik", Metin Erksan için olsun, Türk sineması için olsun bir zirvedir. Ve "Sevmek Zamanı" Erksan'ın en kişisel filmidir.
Sayfa 22
Demek ki iki Yılmaz güneyden biri fazlaydı. Ama hangisi? içmeyince tıpkı bir "kuzu" olan Yılmaz Güney mi? Yoksa alkol aldıktan sonra kişilik değiştirip "kurt" olan Yılmaz Güney mi?
Sayfa 41Kitabı okudu
Kırsal kesimin, kenar mahallenin Türk kadını, genel yapısı içinde yalnızdır, eziktir. Erkeğini sevdiği gibi bağışlamasını da bilir. Giderek de sömürülür ve toplumun dışına itilir
Sayfa 41Kitabı okudu
Türkiye'de ilk olarak Ankara Sineması'nda kadınlarla erkekler ve Atatürk bir arada film seyrettiler. Kadınlar kendisine dönmüş ve çılgınca alkışlamaya başlamışlardı, öyle ki bir türlü filme başlayamıyordum.
Tutkuların bilinci yoksa, 'kurban' alınanın da kurtuluşu yoktur.
İletiler
Sinema Tarihini Öğrendiğimiz
Sinema tarihçiliğimizin önemli yazarlarından 
Agah Özgüç ‘ün hayatını kaybettiğini üzülerek öğrendim mekanı cennet olsun.
Benden herkes bir şey alır
Ama beni benden alamazlar
Beni öldükten
Sonra da alkışlasınlar.
Cahide Sonku
Yorumlar ve İncelemeler
