Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ahmed Edib

Ahmed EdibHarabi Divanı yazarı
Yazar
8.5/10
7 Kişi
17
Okunma
5
Beğeni
1.037
Görüntülenme

Hakkında

Hayatı 1853 yilinda Istanbul'da dogdu. Asil adi Ahmet Edip'tir. Harabi sonradan siirlerinde kullandigi mahlastir. Bazi siirlerinde adi Edip olarak geçer. Bahriye Birlik katibi olan Harabi ömrünü Istanbul ve Rumeli'de geçirmistir. 17 yasinda Bektaşilige giren Harabi dünyadan göçüs yili olan 1917'ye kadar bu yolun sadik bir bendesi olmustur. Tasavvufa Yönelmesi Tasavvufla tasavvuf üstadlarinin eserleri ile yakindan ilgilenmis, hece ve aruzla yazdigi veya irticalen söyledigi deyislerle koca bir divan meydana getirmistir. Yunus'un sevgi ve birlik duygusuna, Nesimi'nin sertligine, Kaygusuz Abdal'un hiciv ve istihzasina, Pir Sultan'in cesaretine bu dünyadaki deyislerde bol bol rastlamak mümkün. Divanı Harabi'nin kendi elyazisi ile meydana getirdigi divan 570 sahifelidir. Siirleri aruzla ve hece vezni ile yazilmistir. Sairin bu iki vezne de çok alisik oldugu hakimiyetinden anlasiliyor. Uyaklari kimi zaman göz için, kimi de kulak içindir. Rediflere ragbeti vardir. Nazim sekillerini maksadina göre seçmekte ustadir. Edip Harabi, tasavvuf konularinda oldugu kadar hiciv alaninda da usta ve tecrübeli bir sairdi. Hicviyelerinin üstünde, kime niçin ve ne zaman yazildigini gösteren notlarin bulunmasi; onlarin ilginçligini artirmaktadir. Harabi gördügü egitimden dolayı, dilini çok iyi kulanan bir Bektaşi dervişidır. Din dışı konularla ilgili yazdığı şiirlerde mükembel bir uslub kullanmıştır. Alevi Bektaşi Kültür ve Edebiyatı üzerine yapılmış hemen hemen her çalışmada Edip Harabi’ye ait bir nefes örneği muhakkak zikredilmiştir. Özellikle Vahdet-i Vücud olarak bilinen ve iradenin tekligini ifade eden tasavvufun ileri merhalesine ilişkin analizler içeren birçok mühim şiir üretmiştir. Bektaşilik Felsefesine Geçişi Çok genç yasinda, Merdiven Köyü Bektasi tekkesinde 'Muhammed Ali Hilmi Dedebaba'dan nasip alip tarikate giren Harabi hayatinin sonuna kadar bu ikrara sadik kalmis, siir ve nefesleri ile Bektasi edebiyatinin en kudretli ustadlarindan biri olmustur. Bektasi olmadan önceki halini söyle anlatir: "Abdestimi alir, tastan duvare karsi bir kalkar bir yatardim. Savmi salati birakmazdim. Cennetle huri, gilman sevdasi vardi gönülde. Bes vakte bes katardim, çok namaz kilardim, camileri gezerdim. Allaha vasil olmak böyle olur sanirdim." Saadet Gazetesi Harabi ilk siirlerini Saadet gazetesinde yayinlamaya baslamistir. Yayinlanmis veya yayinlanmamis siirleri Bektasiler arasinda çabucak yayilmis, bestelenmis, sazla ve sözle Türkiye'nin her tarafinda söylenir hale gelmistir. Izmir'li Hüseyin Hüsnü Erdikut'u yazdigina göre Riza Tevfigin de mürsidi olmustur. Harabi hakkinda ilk defa genis bilgi veren ve onun siirlerinden mühim birkaç numume yayinlayan Saadettin Nüzhet Ergun olmustur. 1930 yilinda devlet matbaasinda basilip Maarif Vekaletince yayinlanan Bektasi sairleri adindaki kitabin 79-115 sayfalari Harabiye ayrilmistir. Mahlasları Şiirlerini Ahmed Edib, Edib, veya Harabi mahlası kullanarak yazmıştır. Harabi kelimesinin, diger aşık geleneginde olduğu gibi sadece mahlas olmadığı söylenmektedir. Çünkü Alevi Kızılbaş kültüründe nasip almak manevi aleme ikinci doğum olarak kabul edildiği için, ikinci doğum için ikinci bir isim genelikle verilir. Harabi isminin Mehmed Ali Hilmi Dedebaba tarafından verildiği tahmin ediliyor.
Tam adı:
Edib Harabi
Unvan:
Ozan, Şair
Doğum:
İstanbul, 1853
Ölüm:
İstanbul, 1917

Okurlar

5 okur beğendi.
17 okur okudu.
7 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Kandil geceleri kandil oluruz Kandilin içinde fitil oluruz Hakkı göstermeye delil oluruz Fakat kör olanlar görmez bu hali"
Musâ Hakk’dan sordu Tur-u Sina’da Yarabbi yok iken bu kevn ü mekân Seninle bir kimse yoktu arada Ne suretle nasıl oldun nümâyân Görüyorum lâ-şek kudretle doldun Seni kim yarattı, nasıl var oldun Sen bu Allah’lığı nereden buldun Beyan et gönlümde kalmasın gümân Bizim üstümüzde haklanıyorsun Fakat niçin bizden saklanıyorsun Hem varlanır hem de yoklanıyorsun Göster cemâlini gel işte meydan Hakk dedi ben seni yarattım insan Kendimi kendimde eyledim pinhân Sırrımı cahile etmedim ayân Arif-i billâha eyledim ihsan Hakk Musa’ya böyle etti hitabı Beni görmekliğin işte cevabı Tıpkı bana benzer kulum Harâbi Git onu ziyaret eyle her zaman
Sayfa 56
Reklam
Daha Allah ile cihan yok iken biz anı var edip ilan eyledik hakka hiçbir layık mekan yok iken hanemize aldık mihman eyledik bu sözleri sanma her insan anlar kuş dilidir bunu süleyman anlar bu sırrı müphemi arifan anlar çünkü cahillerden pinhan eyledik..
Kimsenin hatasın göremez idin Kendi noksanını bilmiş olaydın Her bir söze cevap veremez idin Benlik davasından geçmiş olaydın   Kulağın olaydı sözüm duyardın İrfanın olaydı bana uyardın Ayağın ısırıp kana boyardın Bir kelbin ağzında on diş olaydın   Ben nerye kaçsam görecek. idin Defter-i amalim dürecek idin Bilirim Şani`yi sürecek idin Dervişan üstüne teftiş olaydın   Gazeller yaparsın lafların çoktur Lakin o sözlere karnımız toktur Gerçi hiddetine sözümüz yoktur Ey HARABİ biraz geniş olaydın
Peder ve validem oldu bahane, Merece'l-bahreyn-i yeltikiyâne, Bin iki yüz altmış dokuzda kâne, Eriştim zâhiren geldim cihâne. Berzâhdan kurtuldum çıktım aradan, On yedi yaşımda doğdum anadan, Muhammed Ali Hilmi Dedebaba'dan, Çok şükür, hamdolsun geldim imkâne. Nâmım Edip idi Harâbi oldum, Erenlerin ayak turâbı oldum, Hakk'ın bir mukaddes kitabı oldum, Aşk olsun okuyan ehl-i irfâne.
Sayfa 182
"Bir zaman Eshab-ı Kehf'i uyuttuk Hazret-i Musa'yı Tur'da okuttuk Şiti çulha yaptık bezler dokuttuk İdris'e biçtirip kaftan eyledik"
Ahmed Edib
Ahmed Edib
Reklam
Bu dünya..
Herkes için bu dünya bir eğriti konaktır Mihmân olur gelenler lâkin sonu firâktır Sessiz sedâsız esir zindan gibi karanlık O dar mezar içinde zevk-ü sefâ yasaktır Allah’a vasıl olmak Didâra nâil olmak Sevdası var velâkin Hakk’ın yolu uzaktır Ölmezden evvel öldük gittik bu hali gördük Şimdi beyân edersin nutkun Harâbi Hakk’tır..
Ahmed Edib
Ahmed Edib

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok