İbnülcemal Ahmet Tevfik, yaşadığı dönemin bisiklet neferlerinden. Ulaşım aracı olarak kullandığı bisikletini, olabildiğince farklı mecralarda, yörelerde kullanarak yüzlerce insana tanıtıyor. Kimi zaman rotası üzerinde uğradığı köylerde ve kasabalarda, halktan gelen istek üzerine yerleşim yerinin meydanında bisikletiyle turlar atıyor…
...ki bedia-yı zekadır
(Güzel bir zekâ ürünüdür.)
Çatak ve muti ve bi-edadır.
(Çevik, kolaylıkla yönetilebilir ve kaprissizdir.)
Süratçe sabaya gıpta bahşa
(Hızı Sabah rüzgârı gibidir.)
Herkesce Müslim-i kazaya
(Herkes tarafından kolayca kullanılabilir.)
Olsaydı eğer onun bir misili
(Eğer onun dengi nedir diye düşünülürse)
Sürat katarı denir şebihi
(Hızı tren hızına yakındır)
Var, var yine onda kark-ı azimi
(Yine de bir farkı var)
"Siklet" görülür ki onda ahra.
(Sonuç olarak görülür ki aralarındaki fark ağırlıktır)
Fi 14 Eylül sene 315
26 Eylül 1899
Meraklılar arasından şu sözlere katılmayacak olan var mı?
Hiç kimse düşünemem ki, binilmedikçe hissedilmeyecek olan, onun Sabah rüzgârı gibi gidişine hayran olmasın.
Kitabı okumadım. Ancak kütüphaneci olarak siteye eklemesini yaparken karşılaştığım bir bilgiyi de buraya eklemeden edemedim.
Bu kitabın gerçek yazarı Ahmed Tevfik ve seyahatnamenin asıl ismi ise " Hüdavendigar Vilayeti Dahilinde Velosipetle Bir Cevelan". Bu seyahatnameye ait notları titizlikle derleyip düzenleyen, arşiv araştırmaları yapıp bu eseri bizlerle buluşturan araştırmacı yazar ise Nezaket Özdemir'dir. Muhtemelen ülkemizde bisiklet ve bisikletçilik üzerine yazılmış ilk kitap olabilir. 1890lı yıllarda iki maceracı arkadaşın bisikletle İstanbul'dan Bursa'ya yaptıkları gezi konu ediliyor bu kitapta. Bence oldukça ilgi çekici bir içerik. İlk fırsatta temin edip okumayı düşünüyorum.
Bir diğer bilgi de bu seyahatnamenin notlarının 2006 yılında Cahit Kayra tarafından derlenerek "Velosipet ile Bir Cevelan" adıyla İş Bankası yayınlarından okuyuculara sunulmuş olması.
Hayatımın en verimli 20 yılının geçtiği Bursa'nın, 100 yıl öncesinde, bisikletle yapılan bir seyahati anlatan bu kitabı, temmuz 2008 de okumuştum.
O zamanlarda yaşayan insanların, kültürleri, yaşam şekilleri, beklentileri, zevkleri beslenme şekilleri ve misafirperverliğini, nostaljik bir atmosferde anlatan bu kitabı okuduğunuzda, farklı bir haz alacak, tarihin kokusunu hissedeceksiniz.
100 yıl önceki mahalle kültürü, aile yaşantısı, komşuluk ilişkileri o kadar güzel işlenmişki, okuyup örnek almaya değer.
128 sayfalık kitabı 2 günde rahatlıkla okuyabilirsiniz.