Ahmet Dağ Gönderileri
Ahmet Dağ kitaplarını, Ahmet Dağ sözleri ve alıntılarını, Ahmet Dağ yazarlarını, Ahmet Dağ yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
vaatleri ve amaçları bakımından ütopyacı olan Rönesans ve Aydınlanma gibi transhümanizm de insanlığı sibernetik ve ideolojiyle daha ileri taşımak ister.
Kökleri rasyonel hümanizmde yani Rönesans ve Aydınlanmada bulunan transhümanizmin Fransa’da Condorcet, Ingiltere'de Godwin ve Almanya‘da Fichte söylemiyle onuşen benzerlikleri vardır. Aydınlamanın tekno-ütopyacı modern formu olan transhümanizm, pratik yönünü transhümanizmin öncü anahtarı olarak görülen Bacon’dan almıştır. Bacon’un tasarısı Newton'ın fizik-matematik bileşimli mekanikçi bilim teorisiyle bilimsel temel kazanmıştır.
Darwinci evrim anlayışından teorik destek alan, evrimci biyoloji ve psikoloji teoriden beslenen transhümanizm, insanı nörobiyolojik, nörofizyolojik, genomik çalışmalarla biyolojik bedenden biyonik bedene evriltmiştir. Bilhassa transhümanîzmi evrimci bir süreç olarak anlayan Chardin, teknolojiyi evrim sürecinde önemli bir unsur olarak görür.
Darwinci beşerciligin azaldığı, insan genomunun değiştirildiği, hastalanmayan ve ölmeyen yeni bir varlık türü tasarımı Neo-Darwinist bir sürecin göstergesidir. Neo-Darwincilik veya Post-Darwincilik olan transhümanizmin insanı, transhumandan posthuman’a geçişi içeren bir evrim süreci yaşar. Yapay müdahalelerle doğası değişen insanlığın modern bir seleksiyon türü olan öjenik durumlarla karşılaşma ihtimali vardır.
Hümanizmin radikalleşmesi transhümanizmken, transhuman ise insanın aşırılaştırılmasıdır. A.C. Clarke ve I. Asimov gibi bilim kurgu yazarları insanın havsalasını ve tahayyülünü geliştirdiler. Intel’in kurucusu GE. Moore ve Microsoft’un kurucusu B. Gates gibi kişiler süper bilgisayarları inşa ettiler. Yarım asırdır -daha hızlı, nazik ve akıllı dijital bilgisayarlar geliştirilerek hayatın her görünümü değiştirilmiştir. Apple ve Samsung gibi şirketlerin üretmiş olduğu bilgisayar ve telefon teknolojisi, bu cihazlarla baglantılı olarak üretilen facebook, twitter, WhatSap, instagram gibi sanal hayat alanları insanı ve hayatı farklı bir boyuta sokmuştur.
İnsan ve hayatının hızlı dönüştüğü bu süreçte A. Lewandowski ve E. Musk gibi kişiler makine, bilişim, network ve sibernetik teknolojileriyle fantastik bir gelecek düşünmekteler ve buna bağlı bir dünya inşa etmeye çalışmaktalar.
Adeta yeni bir tarihsel dönem olan transhümanizm ve sonraki aşaması olan posthümanizm sürecinde tekno-bilimin etkisiyle insanın evrim süreci hızlandırılarak yeni bir insan ve hayatla karşılaşılacaktır. N. Bostrom ve I. Hughes gibi demokratik transhümanistler, gelecekte insanlıgın teknoloji vasıtasıyla radikal olarak değişeceğini ve buna bağlı olarak yeni bir sosyal düzenin oluşacağını iddia ederler (Gom, 2017: 13).
Transhümanizmin seküler akıl, tekno-bilimsel ilerleme ve aydınlanmanın insancı fikirlerinden doğdugu iddia edilir. Bostrom, transhümanizminin köklerinin vahiy veya dinî otoriteden daha çok deneysel bilim ve eleştirel akıl vurgusuyla tanımlanmış rasyonel hümanizmde olduğunu ileri sürdü. Hem mantık temelli bir felsefe hem de kültürel bir hareket olan transhümanizm, temel olarak bilim ve teknolojiyle insanın durumunu geliştirme imkânı ve arzusunu onaylar.
Transhümanistler, hayatı teşvik eden ilkeler ve değerler kılavuzluğunda bilim ve teknolojiyle mevcut insan formunun ve sınırların ötesinde akıllı hayat evriminin hızlandırılması ve devamını araştırır (Wolyniak, 2015: 54). Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin yanında 1960’lar ve 1970’Ierde yeni toplumsal hareketler ve gençlik kültürleri; aktivist bir hümanizm karşıtlılıgı olan feminizm, sömürgeleştirme ve ırkçılık karşıtlığı gibi tepkileri meydana getirmiştir (Braidotti, 2014: 27).
Projesinin temelinde insanın kusurlu oldugu anlayışı bulunan transhümanizm, tıbbi teknolojilerle insanın hem biyolojik hem de psikolojik kusurlarını giderme çabası taşır. Sorgner’e göre teknolon; genetik, morfolojik (plastik cerrahi vb.), farmakolojik veya cybor-teknolojik olarak (mekanik veya dijital siborg yaratarak, sibor varlıgı geliştirme ve bilgisayara birinin zihninin içerigini yükleme vasıtasıyla) çeşitli tarz ve görünümlerde gerçekleştiririr (Sorgner, 2016: 42). Transhümanizm, genetik mühendisliği ve klonlama gibi biyoteknolojiler dışında nanoteknolojiden de medet umar.
Transhümanizmin kum havuzlugunu yapan en önemli unsurlar, roman ve sinemadır. Roman’da “Beggar in Spain-1993. Down and Out in the Magic Kingdom-2003, Postsingular-2OO2 Slan1946, The Wind up Girl-2009, Upload-2012. Dune-I965, Accelerand-2OO5, Revolution Space-2OOO, Look to Wind-ward-2OOO” romanları, sinemada ise “The Terminator-l984, The Matrix-ı999, Avatar-2009. Gattaca-I997, WaII-E-2008, Metropolis-l927. 2001: A Space Odyssey-I968, X-Men-2016, Brainstorm-I983, Eternal Sunshine of the Spotless Mind-2004” filmleri örnek olarak verilebilir.
Bu roman ve filmlerde zekâ düzeyi artırılmış YZ’ya ve biyonik bedene sahip insanımsı varlıklar/siborg, metal ya da çelikle güçlendirilmiş insanlar, ölümsüz Vampirler, metabolik komadan dönen zombiler, kurşundan kaçabilecek hıza sahip atletik varlıklar söz konusudur. Transhümanizm; tüm süper kahraman, korku filmleri ve televizyon programlarının çoğunda görülür.
lnsanlar, TV dizilerindeki düşünme, algılama ve hatta bilinçle ilişkili işlevlerin hızlı ve sağlam bilgisayarlaşmış aletlerle Borg (Star Trek) gibi siborg veya sibernetik organizmalar olacak. Borg, bireysel özerk değerlere ve akla sahip hümanistler için cazip degildir. Onlar teknoloiik yığın zekâsıdır -karınca veya termit kolonisi gibi -bireysel üyeleri, süper organizmanın amaçlarını ortaya çıkarmak için köleleşmiştir (Dag, 2017: 60-61).
Transhumanîzm; yalnızca düşünür ve yazarlar tarafından temsil edilen bir hareket degildir. Birçok okul, şirket, dernek hatta kmse tarafından temsil edilen ve kendini yayma amacı taşıyan bir teblig hareketidir. Insan ömrünü uzatma, hastalıgı ortadan kaldırma gayesi taşıyan tıp merkezleri, nanoteknoloji, nano-biyoloii, genetik bilim, bilgisayar programı ve yazılımı çalışmalarıyla meşgul olan bilim merkezleri ve şirketler, yine YZ çalışmaları yapan her birinin bütçesi milyar dolarları aşan Samsung, Nokia. Bloomberg Beta, SpaceS, Intel Capital ve Google gibi şirketler vardır.
Dinî boyuta sahip, bilim ve maneviyatı birleştirme amacını içeren transhümanizm, tanrı rolünü oynama amacındadır. Florida’da kurulan “The Church of Perpetual Life” kilisesi hayatın uzaması için araştırmada bulunan manevi ve dinî öneride bulunan bir kilisedir. 500'den fazla üyesi bulunan bu kilise her ay tcplanan üyeleriyle “tıpkı lsa’nın havarileriyle yaptığı gibi” transhümanist konuları tartışmakta, şarkılar söylemekte ve birlikte yemek yemektedirler (Volpicelli, 2014).
Ayrıca dünya genelinde 1OO'den az üyesi olmayan transhümanist derneklerin çalışma alanları; dogal bilimler ve enformasyon teknolojisidir (Mm, 2010: 243). Bu derneklerden biri olan 1998’de kurulan WTA dünyadaki konferansları, akademik haber yayınlarını, bültenleri ve yerel transhümanîst grupları organize eder (Bostrom. 20033: 53).
Ayartma ile Aşk
Ayartmanın aşkın kendisi olarak görülmesinin en büyük nedeni tıpkı gerçeklik ilkesinin öldürüldüğü gibi aşkın asli köklerinin ve asaletinin de bu decadence/çürümeden nasibini almasıdır. Âşık olduğu karşı cinsi bazen bir diş macunu bazen bir parfümle baştan çıkaran kadın ve erkeklerin yaşadığı bir düzende aşkın bir ayartma yani bir anlamda sapkınlık türü olması gayet doğaldır. Cinsel kültür köpüğü olmaktan başka bir işe ya
ramayan aşkla, bir oyun olan ayartmayı birbirine karıştırmanın çok kolay olduğunu söyleyen düşünüre göre ayartma ile aşk arasındaki küçük farklılıklar ise şunlardır: Ayartmanın dini yoktur, oysa aşk Hıristiyan’dır. Ayartmada iki kişi gerekli iken aşkta tek başına olabilir. Ayartmada aşktaki kıskançlığın kırıntısı bile yoktur. Ayartmanın hala törensel bir yanı varken aşk patetik bir ilişki olmayı sürdürmektedir. Ayartma, cinsler arasındaki estetik ve törensel farklılaşma evresi iken aşk ise ahlâki ve patetik bir farklılaşma evresidir.
Ölümcül Şiddet 188
Sayfa 188Kitabı okudu
