9,9bin okunma, 895 beğeni - Ahmet Haşim kitapları, eserleri, Ahmet Haşim kimdir, öz geçmişi, Ahmet Haşim nereli gibi bilgiler, kitap incelemeleri ile yorumları, Ahmet Haşim sözleri ve alıntıları detaylı profili ile 1000Kitap'ta.
Hakkında
Ahmed Haşim (1884, Bağdat - 4 Haziran 1933, Kadıköy, İstanbul), sembolizmin öncülerinden Türk şair.
Bağdat'ta doğmuştur. Babası mülkiye kaymakamlarından ve Bağdat'ın eski ve bilinen ailelerinden biri olan Alusizadelere mensup Ahmet Hikmet Bey; annesi ise yine Bağdat'ın ileri gelenlerinden Kahyazadeler'in kızı Sara Hanım'dır. Meşhur tefsir alimi Mahmud el Alusi Ahmet Haşim'in babasının dedesidir. Babasının Arabistan vilâyetlerindeki memuriyetleri sebebiyle düzensiz bir ilkokul tahsili gördü. Aynı sebepten dil olarak da sadeceArapçayı öğrendi. Annesinin ölümü üzerine 12 yaşında babasıyla birlikte İstanbul'a geldi. 1897'de Galatasaray Sultanisi'ne yatılı olarak verildi. 1907'de mezun olunca Reji İdaresine memur olarak girdi. Bir taraftan da Mekteb-i Hukuk'a devam etti. I. Dünya Savaşı'ndaki askerliği (1914 - 1918) sırasında Çanakkale Cephesinde bulundu. Ayrıca Anadolu'nun çeşitli yerlerini görme fırsatı buldu. 1924'te Paris'e, 1932'de de hastalığı sebebiyle Frankfurt'a gitti. Çeşitli yerlerde memur olarak çalışan Ahmet Hâşim, daha çok öğretmenlik yaptı. Sanâyi-i Nefise Mektebi'nde (Güzel Sanatlar Akademisi) mitoloji dersleri hocalığı ve Mülkiye Mektebi'ndeki Fransızca öğretmenliği görevlerine ölünceye kadar devam etti.
Hâşim'in sanat ve edebiyata ilgisi Galatasaray Sultanisi'nde başlar. Bilinen ilk manzumesi "Leyâl-i Aşkım" 1901'de "Mecmua-i Edebiyye"de yayınlandı. Bu dönemde Muallim Naci, Abdülhak Hâmid, Tevfik Fikret ve Cenab Şahabeddin'in tesiri altında kaldı. Son sınıfta iken Fransız şiirini ve sembolistleri tanıdı. Bundan sonra kendi şahsiyetini gösterdi ve ilk şiirlerini kitaplarına almadı. 1905 - 1908 yılları arasında yazdığı ve Piyâle kitabına aldığı "Şi'r-i Kamer" serisindeki şiirleri hayal zenginliği, iç ahenkteki kuvvet ve büyük telkin kabiliyeti ile dikkat çekti ve beğenildi. 1909'da kurulan Fecr-i Âti'ye girdi. "Edebiyatı ideolojinin değil, estetiğin emrine vermek" prensibinden hareket eden Fecr-i Âti grubunun yayın organı Servet-i Fünûn dergisinde şiirler yayınladı ve Servet-i Fünûn - Edebiyat-ı Cedide - topluluğuna yapılan hücumlara makaleleriyle katıldı. 1911'de yayınlanan Göl Saatleri adlı şiirleriyle haklı bir şöhret kazandı. Fecr-i Ati dağıldıktan sonra siyasi ve edebi akımların dışında kendisine has bir şiir ve nesir anlayışının tek temsilcisi olarak kaldı.
Dış dünya gözlemlerini kendi prizmasından geçirerek anlatır; sonbahar, akşam kızıllığı ve karamsarlık önemli temalardır. Ahmet Haşim fıkraları, denemeleri ve gezi yazılarıyla da önemli bir yazardır. Düz yazılarında dili sade ve oldukça başarılıdır.
Yârin dudağından getirilmiş
Bir katre âlevdir bu karanfil,
Rûhum acısından bunu bildi!
Düştükçe vurulmuş gibi, yer yer,
Kızgın kokusundan kelebekler,
Gönlüm ona pervâne kesildi.
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta....
Alıntılarla Yaşıyorum adlı YouTube kitap kanalımda bütün kitaplarını okuduğum yazarlar için detaylı okuma rehberleri paylaşıyorum. Daha çok arkadaşın bu bilgilerden faydalanabilmesi için paylaşabilirsiniz. ⬇️⬇️
İlk romanım
Orhan Kemal - 2 Haziran 1970
"İnsanın gâvuru, müslümanı olmuyor arkadaş. İnsanın insanı, insan oluyor!"
Ahmed Arif -2 Haziran 1991
"Kendine iyi bak. Bir daha hiçbir ana doğuramaz seni. Bir daha hiçbir cihan bulamaz seni.."
Muhammed Ali - 3 Haziran 2016
"Risk alacak cesareti olmayan kişi, hayatta hiçbir şey başaramaz."
Nazım Hikmet Ran - 3 Haziran 1963
"Herkese selam, sana hasret.."
Ahmet Haşim - 4 Haziran 1933
"Sen sevmeyi bilmedin ki ölmeyi bilesin. Çünkü sevmeyi bilmeyenler ölmeyi de bilemez."
Cahit Zarifoğlu - 7 Haziran 1987
"Aklımdan çıkmıyorsun dedim. Başka türlüsünü yorgunum anlatmaya."
Cemil Meriç - 13 Haziran 1987
"Kitaptan değil, kitapsızlıktan korkmalıyız."
Peyami Safa - 15 Haziran 1961
"Gerçek aşk sevgilinin bütün kusurlarını görür ve sever… Aşk inanmanın şiiridir. Aşk şüphe etmez. Aşk kıskanmaz. Aşk iğrenmez. Aşk çirkin bulmaz. Aşk küçümsemez...."
Hasan İzzettin Dinamo - 20 Haziran 1989
"Hayvana yemek değil su bile veremez olduk.Böyle bir evde kedi değil sıçan bile barınmaz"
Ahmet Muhip Dıranas - 27 Haziran 1980
"Tozlu yollarından geçtiğim uzak
İklimden şarkılar getirdim sana."
Martıları Seven Adam ‘ı uyku tutmamış, yatağında dönüp duruyordu. Çünkü onu martılardan daha mutlu eden tek bir şey vardı, o da Fransız Teğmenin Kadını Patrice’ydı ve onu düşlerken gözüne uyku girmiyordu. Hava aydınlanırken
Seyahatnâmeler, gezip görülen yerlerin çeşitli özelliklerine odaklanan metinlerdir. Bu tür metinler, seyyahın gözüyle mekânları, insanları, kültürleri, gelenekleri tanımayı mümkün hale getirir. Bu açıdan seyahatnâmeler, öteki millet ve medeniyetleri de farklı bir biçimde okuma faaliyeti olarak anlam kazanır. İşte Ahmet Haşim’in elinizdeki seyahatnâmesi de yalnızca bir nesir türü olarak değil bu türü kendine has bir edebî anlatı kategorisine yükselten metinlerdendir.
"Bu bir hastanın yol notları, rüzgarlı, karanlık bir sonbahar gecesiyle başlar. İstanbul’un denizini sinirli, ufuklarını mürekkep gibi siyah ve Üsküdar taraflarının göklerini uzak bir yangının hafif kırmızılıklarına boyanmış bıraktım. Onun için zifiri bir karanlıkta tren Sirkeci’den ayrılırken sinirlerim iyi değildi."
Ss:13
Üsküdar’ı seyrederek sıkıntılı bir halde Sirkeci’den trenle yola çıkan Hâşim, Balkanları, Orta Avrupa düzlüklerini aşarak Frankfurt’a ulaşır.
Ahmet Haşim'in , detaylı betimlemeleri ve mukayeseleriyle dönemin Almanya’sı ve Türkiye’si hakkında okura detaylı bilgiler verir. Hastanede geçen günlerinden, doktor tavsiyesiyle çıkıp gezdiği Frankfurt sokaklarındaki hatıralarına kadar yaşadığı tecrübeler, yazarın eğlenceli diliyle keyifli birer serüvene dönüşüyor.
Kitapta benim ilgimi çeken 'Dilenci Estetiği Bölümü' oldu.Can Yayınlarından çıkan
Frankfurt Seyahatnamesi günümüz Türkçesine uyarlanmış hali olduğundan okurken zorluk çekmedim.Sayfalar su gibi aktı gitti.
Merak edenlere keyifli güzel okumalar dilerim. Kitapla kalın.
...
Sanatı hakiki ustadan öğrenmeyen ve lafı ustaya bırakmayan hiçbir neticeye ulaşamaz. Ustalık uzun yılların toplanmış maharetidir.
Söz sende büyük usta...
Şiir Üzerine Bazı Düşünceler (Sadeleştirilmiş Metin)
Okurun bu kitapta okuyacağı Bir Günün Sonunda Arzu adlı manzume ilk yayımlandığı zaman, anlamı kimilerince gereğinden çok kapalı
Ahmet Hâşim’in bu Göl Saatleri şiir kitabı benim için Çöl Saatleri eserine dönüştü. 81 sayfa değilde 810 sayfa okuyorum ve hala konuya odaklanamadım hissiyatı ile boğuşup durduğum bir eser. 81 sayfa 34 şiir ve her dizesinde sözlüğe koştuğum, kelimelerin anlamına bakıp dizelere anlam yüklemeye çalıştığım, sürekli konudan koptuğum ve en az üç günüme mal olan yorucu bir eser. Sanki uçsuz bucaksız çölde yolunu kaybetmiş bir vaha bulmak için bir gayret, biraz daha sabır diye diye bitirmeye azim ettiğim, bittiğinde hala daha ben ne okudum diye sorguladığım bir kitap.
YKY yayınlarına bu konuda bir eleştiri yapmam gerekiyor. Geçmiş ve geleceği birleştirmek bu kadar zor olmamalı. Zira bu dizeleri yeni jenerasyon okuyucuların çoğunluğunun anlaması mümkün değil ve yayınevi olarak bunu anlamayacak durumda değilsiniz. O sebeple kitabın sonuna sözlük ekleme yerine keşke dizelerin anlamını bizlerin anlayacağı gibi altlarına yazsaydınız. O vakit kitaba verdiğim emeğe yazık olmayacaktı. Şu an bu kitaba verdiğim emek benim için çöp oldu. Parasından bahsetmiyorum bile…
Neyse anlamadığım o sebeple de beğendim diyemeyeceğim 34 şiir ve 81 sayfa… Bundan sonra ne vakit bu eserle karşılaşsam ya da aklıma gelse benim için kitap Çöl Saatleri olarak kalacaktır.
Kitaplarla kalınız. Keyifli sağlıklı okumalarınız olsun.
Göl SaatleriAhmet Haşim · Yapı Kredi Yayınları · 2005534 okunma